Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Ocak '11

 
Kategori
İnançlar
 

Ahir zaman müjdesi

Ahir zaman müjdesi
 

İçinde bulunduğumuz dönem, Peygamberimiz (sav)'in ve İslam alimlerinin haber verdikleri müjdeli bir yüzyıldır. Bildirilen Ahir Zaman alametlerinin yoğunluklu olarak ve ard arda gerçekleşiyor olması, İslam aleminin coşkusunu artırmış, Müslümanları kutlu bir bekleyişe sokmuştur. 

 

Kur'an'da Ahir Zaman konusuna işari olarak değinilir. Kur'an evrensel, her döneme bakan ve çok fazla anlam yüklü mucize bir kitaptır. İlk vahyin iniş döneminden itibaren her çağda yaşayan Müslümanlar'ın, onda kendi dönemlerine bir işaret bulmaları Kur'an'ın en büyük mucizelerinden biridir. Birçok ayet Peygamberimiz(sav) döneminin olaylarına ve gelişmelerine baktığı gibi, Ahir Zamandaki olaylara da bakar. 

 

Kur'an'da İslam ahlakının yeryüzüne hakim olacağı dönemin varlığına işaret eden birçok ayet vardır. Bunlardan biri de Tevbe Suresi'nde verilen müjdedir: 

 

Ağızlarıyla Allah'ın nurunu söndürmek istiyorlar. Oysa kafirler istemese de Allah, kendi nurunu tamamlamaktan başkasını istemiyor. Müşrikler istemese de O dini (İslam'ı) bütün dinlere üstün kılmak için elçisini hidayet ve hak dinle gönderen O'dur. (Tevbe Suresi, 32-33)  

 

Ahir Zaman, kıyametten önce yaşanacak son dönemdir. Peygamberimiz (sav) hadislerinde bu dönemin özelliklerini ayrıntılı olarak tarif etmiştir. Önemli İslami kaynaklardan Ahir Zamanla ilgili güvenilir bilgilere ulaşmak mümkündür. Bu kaynakların ışığında Ahir Zaman'ın temel özelliklerine bir bakalım: 

 

Ahir Zaman'ın ilk dönemi, ahlaki dejenerasyonun, acıların, yokluğun, çatışmaların, anarşinin ve korkuların yaşandığı devredir. İnsanların bu dönemde yaşadıkları; sevgisizlik, bencillik ve zulümdür. Bu dönemin arkasından, Hz. İsa(as)'ın yeniden dünyaya gelişi ve Hz. Mehdi (a.s.)'ın zuhuru gerçekleşecektir. “İnsanlar 1400 senesinde Hz. Mehdi (a.s.)'nin yanında toplanacaklardır.” (Risaletül Huruc-ül Mehdi, s. 108) hadis-i şerifi gibi, Peygamberimiz(sav)'den aktarılan sahih rivayetlere göre Hz. Mehdi(as), çeşitli hurafelerle, batıl inanç ve uygulamalarla aslından uzaklaştırılmış dini özüne döndürecek, Hz. İsa(as) ile buluşacak, Allah'ın izniyle insanların hidayetine vesile olacak, barış ve adaleti hakim kılmak için şerefli bir mücadele verecektir. Böylece karanlık dönem son erecek, kalpler imanla, ruhlar Kur’an ahlakıyla nurlanacak, Kur'an'ın ışıl ışıl aydınlattığı bir çağ başlayacaktır. Bu dönemde tüm dünyada, Allah'ın dilemesiyle huzur, güven, adalet, bereket ve sevgi hakim olacaktır. 

 

Ahir Zaman'da çok önemli olaylar ve tarihi gelişmeler yaşanacaktır. Bu güzelliklere vesile olacak insanlar da çok kutlu kişilerdir. Bu kutlu insanlardan olan Hz. İsa (as), “... onu öldürmediler ve onu asmadılar. Ama onlara (onun) benzeri gösterildi. Gerçekten onun hakkında anlaşmazlığa düşenler, kesin bir şüphe içindedirler. Onların bir zanna uymaktan başka buna ilişkin hiçbir bilgileri yoktur. Onu kesin olarak öldürmediler. (Nisa Suresi, 157) ve "Hayır; Allah onu Kendine yükseltti... (Nisa Suresi, 158) ayetlerinde de haber verildiği üzere 2000 yıl kadar önce Allah Katına yükseltilmiştir. Ve Allah'ın belirlediği zamanda yeniden dünyaya indirilecektir. Hz. İsa (as) ve Hz. Mehdi (a.s.), Ahir Zaman'da inkarcı felsefe ve görüşlere karşı fikir mücadelesi yapacak, sapkınlık kalelerini yerle bir edecek, insanların tek Allah'a iman etmelerine ve -Allah'ın dilemesiyle- Kur'an ahlakının tüm dünyaya hakimiyetine vesile olacaklardır. (Kuşkusuz doğrusunu Rabb'im bilir.) 

 

İmam Rabbani, Peygamber Efendimiz(sav)'in hadisleri ışığında, zaman da vererek Müslümanlara Hz. İsa(as) ve Hz. Mehdi(as)'ı müjdeler: 

 

Resulullah (S.A.V.)'in ümmeti arasından çıkanlar pek kamildirler. Yani Resulullah (S.A.V.)'in irtihali (vefatı) üzerinden bin sene geçtikten sonra isterse az olsunlar. Aradan bin sene geçtikten sonra, Hz. Mehdi(as)'ın gelişi de bunun içindir. Onun mübarek kudümünü (gelişini), Hatem'ür-resûl Resulullah (S.A.V.) müjdelemiştir. Hz. İsa (as) dahi aradan bin sene geçtikten sonra nüzul edecektir (inecektir). (Mektubat-ı Rabbani, c.1, s. 440) 

 

Deccal'in Batıl Mücadelesi 

 

Gerçekleşecek büyük fikir mücadelesinde en önemli negatif güç 'Deccal'dir. Kıyametin büyük alametlerinden biri olan Deccal'in Peygamberimiz (sav)'in hadislerindeki tarifleri, Kur’an'daki suçlu-günahkâr karakteri ile çok büyük benzerlikler gösterir. İslami kaynaklarda Deccal ismi, "dcl" kökünden gelen "yalancı, hilekar, zihinleri gönülleri, iyi ile kötüyü, hak ile batılı karıştıran, birşeyi yaldızlayıp gerçek yüzünü gizleyen, bucak bucak her yeri dolaşan müfsid (fesadlaştıran) ve kötü kişi" anlamındadır. 

 

Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde, Deccal'in hangi yöntemlerle mücadele edeceğine ve insanlar üzerinde hangi telkin metodlarını kullanacağına dair de pek çok bilgi yer alır. 

 

Deccal'in hedefi yeryüzünde bozgunculuk çıkarmak, huzur ve düzeni bozmaktır. İnkarın yaygınlaşması için mücadele eder ve insanları kötülüğe sürükleyebilmek için çeşitli yollara başvurur. Türlü aldatmacalarla kendisini farklı tanıtır; bu yüzden negatif bir güç olduğu hemen anlaşılamaz ve insanlar tarafından hemen tanınamaz. Böylece kendisine büyük bir hareket sahası açılır; çok sayıda insanı dilediği gibi yönlendirir. 

 

Deccalî sistemde insanlar, iyiyi kötü, kötüyü iyi görürler. Buna verilebilecek en çarpıcı örnek, toplumda yaşanan çatışma ve kavgaların zamanla olağan karşılanmasıdır. Kötüler, isteklerini güzellikle değil, şiddet yoluyla elde edebileceklerine kendilerini ve diğer insanları inandırırlar. Masum insanlara zarar verir; bunları haklı bir mücadele için yaptıklarını ileri sürerler. Bu çarpık düşüncenin temelinde şeytanın mantığı vardır. Deccal de şeytanın mantığı ile hareket eder. 

 

Ancak tüm şeytanî sistemler gibi Deccaliyet de kesin olarak yenilgiye uğrayacak şekilde yaratılmıştır. Allah dilemedikçe hiç kimse, ne bir tuzak kurmaya ne de bu tuzağı yaşama geçirmeye güç yetiremez. Ve inkârcıların tuzakları dağları yerinden oynatacak kadar güçlü de olsa başarıya ulaşamaz. 

 

Ahir Zaman'ın ikinci döneminde ise yeryüzü güzelliklerle dolacaktır. İnsanlar arasında hiçbir ayrım gözetmeden, haktan ve doğrudan yana üstün adalet anlayışı ve barış tüm dünyayı kaplayacak, haksızlık ve zulüm yeryüzünden kalkacaktır. (Kuşkusuz doğrusunu Rabb'im bilir.) 

 

Bolluğuyla, bereketiyle, insanlara sağlayacağı refah ve huzur dolu ortamıyla her Müslüman’ın ulaşmak isteyeceği bu yaşam, iman eden insanlar için dünya hayatında hiç kuşkusuz çok üstün bir ödüldür. Salih kullarına 'güvenlik, güç ve iktidar' vaat eden, bu önemli dönemle müjdeleyen ve şereflendiren alemlerin Rabb'i olan Allah'a hamd olsun. 

 

Allah, içinizden iman edenlere ve salih amellerde bulunanlara va'detmiştir: Hiç şüphesiz onlardan öncekileri nasıl 'güç ve iktidar sahibi' kıldıysa, onları da yeryüzünde 'güç ve iktidar sahibi' kılacak, kendileri için seçip beğendiği dinlerini kendilerine yerleşik kılıp sağlamlaştıracak ve onları korkularından sonra güvenliğe çevirecektir. Onlar, yalnızca Bana ibadet ederler ve Bana hiçbir şeyi ortak koşmazlar. Kim bundan sonra inkar ederse, işte onlar fasıktır. (Nur Suresi, 55) 

 

Ahir Zaman ve Deccal'in batıla dayalı mücadelesi hakkında doğru bilgilenmek çok önemlidir. Çünkü Ahir Zaman'da insanların doğru ve yanlışı ayırt etmekte zorlanacakları ve büyük bir kargaşa yaşanacağı haber verilir. Allah bu dönemde, iyi ile kötüyü karıştırmaktan esirgesin; tüm Müslümanlara doğrularını görüp yaşamayı nasip etsin. 

 

 

İlk Yayın: Haber Vaktim 

 
Toplam blog
: 727
: 972
Kayıt tarihi
: 09.02.10
 
 

Ekonomi okudum. 5 yıldır haber siteleri, portal ve dergilerde yayınlanan yazılarımı ve inandıklar..