Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Eylül '12

 
Kategori
İnançlar
 

Ahlakın Konusu

Ahlak sınırları ve konusu bir anlamda belli olmayan ve evrensel değerleri olan ilkeler manzumesidir. Dini ve inançları toplumun refah ve mutluluğu olarak ilkelendirilen ve yaygınlaştırılan bir alandır. Fakat her şeyden önemlisi her türlü yapının kendisi üzerinde inşa edilmesi ile bir değerler manzumesi olarak karşımıza çıkan ve bizim mutlu ve huzurlu olmamızı sağlayan bir ilkeler zinciridir. Öyle bir zincir ki evrensel olan bu ilkeleri bir bütün olarak kabul edip, hayatta uygulamak gerekir. Onlardan bir tanesinden vazgeçmek kökten ahlaksızlık olarak ortaya çıkan bir yapının oluşmasını sağlar.

Ahlakın ahlaksızdan öğrenilmesi anektedotuda bu gerçeği bir espriyle dillendirmenin diğer bir yapısı olarak karşımıza çıkmaktadır. Ahlakın en güzel yaratılışını Peygamberimizin ortaya koyduğunun en güzel delili olarak Kur’an’ı görmekteyiz. Bunun yanında İslami olmayan bir düzende adaletin, güzellik ve iyiliklerin halk arasında ve iktidarda yaygınlaşması onun ne kadar evrensel ve sevilen bir yapı olduğu izlenimini karşımıza çıkarmaktadır.

Ahlak ilmi, ahlaki fail olarak insanı ve onun akıl, irade, vicdan gibi ahlaki kabiliyetleri ile öfke, şehvet vb. duygularını ve bunlardan doğan fazilet ve rezillikleri tedkik ve tahlil eder. Bu kabiliyet ve duygulardan ahlaki hayat adına yararlı olanları geliştirmenin, zararlı olanları da ıslah etmenin yollarını araştırır ve gösterir. Öte yandan ahlak ilmi, bir kaideler ilmidir; insanların dini, şahsi, ailevi ve ictimai yaşayışlarında uymaları gereken kaide ve kanunları belirler. Bu kaideleri bir bütün olarak ele alan yapının en güzel tarafı güzellikler nerede olursa olsun herkes tarafından benimsenip takdir edilmekte ve tam tersine rezillikleri ihtiva eden normalden uzaklaşmalarda heryerde lanetlenip kabul edilmemekte ve toplumların bozulup bireylerin yok olmasını sağlamaktadır.

Ahlak ilmi, kitap ve sünnete ve akla dayanarak insanı en yüksek bir olgunluğa ulaştırmak için gerekli kuralları ve esasları gösterir, vicdan, vazife, sorumluluk, hayır ve şer, fazilet gibi esas kavramlar hakkında gerekli bilgileri verir. Ruhun hastalıklarından korunması tedavisi yollarını gösterir. Ruhun her alanda ve yaşantıda ıslah edilip mutlu yaşamasını sağlayan ahlak, aynı zamanda ruhun meleklerden de üstün değerler manzumesine ulaşmasını sağlar. Temelde psikolojik yanın en güzel göstergesini ahlaki değerler bütünü sağlamaktadır. Ahlaki prensipler nefsin isteklerine uymanın insanı rezil ve kötü bir duruma düşüreceğini ortaya koyar.

Ahlak buyrukları, insan hayatına, adeta yukardan, yabancı bir kuvvet ve buyurucu bir ses olarak giren bir şey değildir; aksine, ahlak buyrukları, faaliyette bulunaraktan ileriye doğru giden insan gruplarında, hayatın yaratıcı bir şekilde kendisini genişletmesidir. Böylece, ahlakta ilk olan şey, daima pozitif bir şey olacaktır; bu da yüksek hayat değerleri için canlı bir anlayışın kendiliğinden ortaya çıkması, başka insan grupları ve eserleriyle ilgili yeni imkanların üzerinde başarılı bir şuurun ortaya çıkmasıdır. İkinci olarak, bundan ister istemez yapılması gereken şeyler üzerinde birtakım talepler çıkmaktadır; mesela bunlar negatif bir takım taleplerdir; yasaklardır. Emir ve yasaklar ahlakın temelini teşkil eder. Ruhun terbiye edilmesi ve en güzel bir yapı olarak ortaya konulması ancak emir ve yasakların tam anlamıyla yaşanmasıyla gerçekleşir.

Ahlakın konusu insanın fiil ve hareketleridir. Çünkü insan, yaratıkların en seçkini olarak yaratılmış, akıl ve irade ile bütün canlıların en mükemmeli ve üstünü olmak niteliğini kazanmıştır. En mükemmel yapı olarak ortada bulunan insan fiillerini emir ve yasaklar doğrultusunda şekillendirir ve en güzel ve doğru olana doğru yönlendirir. Allah’ın emir ve yasakları ile şekillenen ahlaki ilkeler, insanı hayvanlardan aşağı durumdan alarak şereflerin en şereflileri meleklerden daha üstün bir duruma getirilmesi için çalışarak insanı kamil olma yoluna girer. Kemale ermiş insan, gayesi nefsinin tuzaklarından kurtularak Allah’ın ruhundan üflenmiş olan güzelliklere ulaşarak tezkiye edilmiş bir duruma ulaşmak gayreti ile hayatını şekillendirir.

Ahlakın konusu, evrensel olan ilkeler değişmemekle beraber yöresel ve dinlere göre farklılıklar gösterir. Peygamberin ahlakını soranlara; Kur’an olduğunu belirtenlere en güzel cevap olarak, ahlakın din ile bir bütün halinde olduğunu belirterek, inanan insanların dinin emir ve yasaklarıyla bir bütün halinde kucaklayıp en güzel ahlaki olgunluğu sergilemeleri gerektiğini belirtmiş olmaktadır.

Ahlak, sınırları belli olan ve yaşam biçimi olarak insan tarafından pratiğe dökülmüş ilkeler manzumesidir. Toplumdaki bireyler ahlaki değerlere yapışarak toplumun bir bütün olarak kendilerini ortaya koymalarını sağlamış olurlar.

 
Toplam blog
: 35
: 1258
Kayıt tarihi
: 17.08.12
 
 

Türkiye meselelerine duyarlı, çeşitli alanlarda yazan ve araştırmayı seven bir eğitimci...T ..