Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

E. Kurmay Yarbay Mustafa Kemal Öztürk

http://blog.milliyet.com.tr/emeklibirsubay

09 Ağustos '06

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Ahmet! Sen komando olamazsın...

Ahmet! Sen komando olamazsın...
 

Şu sıralar Amerika ile aramız gergin. (Sizin değil de, benim gergin olabilir.) Sırtımızı sıvazlıyanlar, birden bire terslemeye başlayınca bir tuhaf oluyoruz... Aslında yüzümüze demeseler, arkamızdan konuşsalar, sanki daha az zorumuza gidecek!...

Biz komandolarımızın bazılarını Amerika'ya ranger eğitimine gönderirdik. Geldiklerinde ranger brövelerini kasıla kasıla taşırlardı. Bröveyi taşıyan omuzları, obur omuzlarından bir karış önde giderdi!... Amerika’nın rangerini pek bilmem ama, bizde komando olmak çok zordu. Hele hele havacıdan komando?


Aslında bir zamanlar Hava Kuvvetleri'nin kendi Hava İndirme Birlikleri varmış. Amerikan Savunma Bakanı’nın su anda yapmak istediğine çok benziyor. Bombalaması, ulaştırma uçağı, tankeri ve komandosu ayni birlikten özel kuvvetler. Dusunun: Hadi, dediklerinde, deprem, doğal afete karsı da eğitilmiş bir tabur özel kuvveti, iki saat içinde Türkiye’nin öteki ucuna indiriyorsun!...

Bizimkiler bu kuvvetleri niye dağıtmışlar?

Hava Kuvvetleri, İndirme Birlikleri dağılmasına rağmen, Komando eğitimine az da olsa subay, astsubay göndermeye devam etmiş. Bunların çoğu eğitimci, az bir kısmi da arama-kurtarmacı olarak görev yapmıştır. Benim bildiğim bir kaç komando subayı var. Hava Piyade Komando subayı. Sahiden bu adam komando mu, diye soru sormayacağınız gibi komandolar. Bunlardan birinin öyküsünü günün anlam ve önemine uygun olarak, hem de isim vererek anlatacağız.

Ahmet Çelik Yüzbaşı. Diyeceksiniz ki bu adam Yüzbaşılıktan ordudan ayrıldı mi? Hayır. Albay da oldu. Ama, biz komandoluğu, essah komandoluğu, Yüzbaşı rütbesine kadar bildik...

Çelik Ahmet güreşçi. Elinizi tuttuğunda mengeneyle elinizi sıkıştırıyorlar sanıyorsun. Adamı tutup da, kafa ustu yere dikti mi, vallahi o hızla tarlayı sürer. Çelik Üsteğmen Komando okulunda dereceye oynuyor. Belli ki birinci bitirecek.

Bu arada komando okulunda Amerikalı subaylarda var. Bir gece gazino da, bilek güresi yarışmasına onlarda katılıyorlar. Bağırtı, çağırtı, marslar arasında, is Türk-Amerikan savasına dönüşüyor. Yıkılanlar ağlıyor. Hırslarından masalar, camlar kırıyorlar. Sonunda gözlerinde yaslar kurumadan, ayakta kalan arkadaşlarını destekliyorlar. Haydi! Türk ulusu senin arkanda! Vatan senden hizmet bekliyor! Dayan! Ah! Vah! Yapma! Gitme!..

Diyorlar ki Amerikalı CO’nun bileği çelik gibiymiş. Amerikalı CO, ranger okulunu birinci bitirmiş. Amerikalı CO dağlar devirmiş. Everest'e bile çıkmış! Amerikalı CO, örnek olsun diye, davet üzerine komando okuluna gelmiş. Amerikalı CO iki metre. Amerikalı CO, Amerika'nın Nivyorkinda ki empayr gökdeleni gibi sağlam. Hangi Türk yıkar CO'yu?

CO, devire devire, bağıra bağıra, Amerikan marsı ile finale geliyor. Bizim Merzifonlu Ahmet de. Çelik Ahmet.

Çelik Ahmet'in her devirdiği Amerikalı, yuf vil si, diyerek, arsız arsız masayı terk ediyormus. Sen ebeninkini görürsün, gibi, sırıtarak, ukala ukala masadan kalkıyorlarmış. Bizim Çelik de utangaç utangaç İngilizce bilenlere soruyormuş. Ne dedi? Ne dedi bu gavur? Diyorlarmış ki, CO finale kaldı...

CO, Ahmet'in karsısına oturduğunda, Ahmet kafasını kaldırıp yüzüne bakıyor. CO'nun kolları, Ahmet'in beli kadar... CO Ahmet'in elini bir kavrıyor, Ahmet'in eli CO'nun avuçlarının içinde çorduk armudu (1) gibi güççücük, çaresiz kalıyor! Hem haydi, hem de go, diyorlar:

- Gooo!... (Haydi!...)

CO arkasındaki hemsehrilerine büyük bir gösteri yapıp, koca avucunun içinde ki Ahmet'in küçücük elini masaya çarpacak.

- Yaaaaaaaaaaaa...

diye yeri göğü değil de, gazinoyu titreten bir nagara atıyor.

Ahmet'in güççücük elini masaya vurup ezmek, kırmak için bütün gücüyle yükleniyor.

- Yaaaaa!....

Kimsenin beklemedigi bir şey oluyor... Ahmet'in güççücük eli, CO'nun avuçlarının içinde yitik ama, bir santim bile oynamıyor. Çelik. Dimdik. Güççücük Ahmet'in eli, çelik vidalarla kenarlarından başka çelik desteklere bağlanmış gibi sapasağlam duruyor.

Şaşkın CO'dan bir yaaaaaaaa... daha. Olmuyor, o çorduk armudu gibi ranger CO'nun kocaman elinin içinde kaybolmuş Ahmet'in eli kocaman bir kaya olmuş yerinden oynamıyor...


O zamana kadar şaşkın, sessiz, umutsuz, Ahmet'in arkasında ki arkadaşları başlıyorlar çığırmaya.

- Ahmet. Ahmedim. Çelik. Çelik. Çelik. Çelik...

Diye.

Çelik Ahmet'in zaten kırmızı yüzü nar kırmızısı olmuş. Boyun damarları dışarı fırlayacakmış gibi atıyor. Gözleri kan çanağına donmus. Arkasında Türkiye, Türkiye diye bağıran, harbiye marsı söyleyen arkadaşlarının sesleri kulaklarında uğulduyor...

Kafasını kaldırıp, yukarılarda ki Amerikalı ranger CO’nun şaşkın gözlerine bakıyor. Basıyor o meşhur narasını:

-Allaaahhhhh!...

Çelik Ahmet'inin narası Gazinodan çıkıp, komando okuluna, oradan dağlara, dağlara çarpıp Eğridir Golü’ne, golden de Eğridir’e vuruyor. Derler ki Çelik Ahmet'in narasını duyan Isparta'da ki güvercinler bir bulut kumesi gibi havalanıyorlar. Taa Burdur ovasında ki tavşanlar korkudan deliklerinden çıkıp, etrafı kokluyorlar...

Amerikalı CO'nun eli masaya vurduğunda masa ortadan ikiye çatlıyor, masadan çıkan toz duman, boğazları yakıyor.

Amerikalı rangerlerde sessizlik, şaşkınlık, bizimkilerde ezilmişlere has gurur...

Çelik Ahmet kalkıyor, Amerikalı ranger CO’ya sarılıyor.

"Yu ar guuud," diyor. "yu ar gud..."

- Iyisin. Iyi...-

***

Ahmet Çelik Yüzbaşı’nın narasını (Gür sesini) bilmeyen Harbiyeli, çavuş adayı, Memetcik yok gibidir. Bilmeyen varsa, Çelik Komutanla birlikte olamamışlardır.

Çelik Komutan, Türkiye’nin en iyi komut veren ilk uç kişisinden birisidir!

Haziran 2003

(1) Corduk Armudu: Kucuk, tatli armut.

Fotograf: Kore'de Turk askerler, Amerikali arkadaslari ile sohbette.

 
Toplam blog
: 798
: 2506
Kayıt tarihi
: 25.07.06
 
 

Harp Okulu 1974 mezunuyum. 1983'de Kurmay Subay olarak mezun oldum. 1987 yılında Silahlı Kuvv..