Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Nisan '12

 
Kategori
Mizah
 

Ahmet Abim

Ahmet Abim
 

Ahmet abinin dükkanındayım. Canım bir sıkkın, bir sıkkın patlayacağım. Hanım bir saat yalvardı

- Yapma bey, etme bey. Çoluğun çocuğun var geleceğini düşün yapma dedi ama dinletemedi.

- Yok dedim hanım, git işine ütü mütü bir şeyler bul yap. Ben kafaya koydum bu akşam yapacağım bu  işi. Yeter ulan dedim. Kapıyı vurduğum gibi soluğu Ahmet abinin dükkanında aldım.  

Ahmet abinin canı son bıraktığımda da sıkkındı. Beni görünce suratında bir tebessüm belirdi. Baktım sahiciye de benziyordu.

- Nerelerdesin sen de bırakıp gittin bizi buralarda. Senden beklemezdim dedi.

Belli ki bana içerlemiş. Ne desem diye düşünürken tekrar söze girdi.

- Tamam tamam belli canın sıkılmış senin.  Belli almaya gelmişsin.

- Tam üstüne bastın dedim. Hava sıcak. Akşamlar bir güzel oluyor balkonda bilemezsin. Fındık, fıstık çayla gidiyor da her akşam gitmiyor. Bir de moralim bozuk. Anla işte. Dedim. Biraz daha konuşsam ağlayacağım sanki. Öyle bir sesim incelmiş, çatallaşmış.

- Haklısın. Sen ilk değilsin. Her akşam senin gibi bir sürü eski müşteri geliyor. İnan bıktım aynı sözleri kullanmaktan. Dedi. Ardından,

- Kaç tane istiyorsun dedi.

Hop öyle direk konuya girilir mi yahu Ahmet abi dedim içimden. Dükkandan bir çıktım sokağa baktım. Gelen geçen var mı diye. Yok kimseler yoktu. Zamanlamam iyi diye düşündüm. Hemen içeri geçtim.

- Ahmet abi şimdilik sen bana iki tane sar. Aman gözünü seveyim dikkatli ol.

Ahmet abi tebessüm etti.

- Oğlum bu benim işim sen merak etme. Dedi.

Az ilerledi. Dükkanının bir de bodrumu vardı. Merdivenlerden aşağı indi. Gözden kayboldu.  Bir iki dakika süren bekleyişten sonra geldi. Elindeki kutular ışıl ışıldı.

- Ahmet abi özlemişim be dedim. Şunların güzelliğine bak. Dedim.

Ahmet abi gülümsedi.

- Özlemez mi insan evladı bunu be. Ardından başladı paketlemeye. Önce bilindik bir gazeteden sayfalar kopardı. İtinayla kutulara sardı. Ardından  koli bandı çıkardı üzerine bir de biraz kumaş çıkardı onu sarmaya başladı.

- Ahmet abi dedim işi ilerletmişsin.

- Herhalde bundan sonra siyah poşete de gerek yok. Nerden geliyorsun.  Al sana terziden. Ya da yeni bir pantolon aldım hop. Bakmak ister misin?

Başladım gülmeye. Mereti alırken bile keyfim yerine gelmişti.

- Haklısın be Ahmet abi dedim.

Çıkarken

- Aman kumaşı bir ara bana bırakırsın. Dedi.

Eve girdiğim gibi çektim perdeleri.

- Bu saatte yanlış anlayacak komşular ne yapıyorsun, akşamı bekleseydin bari dedi.

- Yok hanım yok bekleyemem.

Sen soyun dedim. Yani kutuları soy bana getir.

İlk yudumdan sonra maziye daldım.  Ne güzel günler yaşamışız be diye düşündüm.

Ben içiyorum, hanım düşünüyor kutuları nasıl atacağız diye.

- Eritiriz dedim hanım. 1500 dereceyi yakaladık mı erir meret. Dedim.

Ardından bir kahkaha fırlattım ona.

Bozuldu ama bir şey demedi. Sever beni bizim hanım.

 

 

 
Toplam blog
: 29
: 527
Kayıt tarihi
: 05.02.09
 
 

"Yaşadığım kentleri sevmem. Daha doğrusu yaşamak zorunda olduğum kentleri. Onlar da beni sevmez. ..