Ahmet amcadan asker oğluna mektup.

Oğlum, sen gideli epeyce bir zaman oldu annen de bende seni çok özledik, nasılsın havalar soğuk üşütüpte hasta olayım deme, senden bizleri ve vatanı gorumanı bekliyoz.

Sen gideli köyde işler pek de iyi gitmedi, tarlayı ekemez oldum gübresi ilacı derken belimiz büküldü çok zam geldi herbişeye alamaz oldum.

Akşam yatınca uykularım tutmuyor, anan hasta geçen götürdüm hastaneye dokdor ilaç verdi sizofenmi dedi ne, idare et dedi emme şimdi biraz iyileşti, param kalmadı öküzün birisini sattım sana da harçlık yolladım, almamış geri göndermişsin.

Oğlum Istanbuldaki bakkal Refik emminde köye geldi, çok üzgündü ağlıyordu iflas etmiş ev kirasını ödeyememiş işler kötü gidince dügganı kapatıp gelmiş, köyde ne yapacak bende bilmiyom.

Geçen yımırtacının hasan şehere indiydi, orda gonuşuyolarmış herkeşe üç garı almak serbest olacak diye, zaten ananda hasta ben aşağı köyden haydarın ahmedin gızını alacam, sen asgerden gelince sanada alırız bir garı.

Köy gonağında oturuyoken hacıahmat dayın oyunu hangı partiye veren diye sordu, bilmenki parti marti o bana sarı bir dane resim gösterdi ona bas möhürü dedi öyle yapacam, sende sarı resime bas hakkımı halel etmem sona hacıahmat dayın en iyisini bilir, onada aşa köyden bir garı alacaz.

Oğlum geçen köy başımıza yıkıldı, hani veliddinin oğlu yaşar vardıya bangadan gredi amıştı ödeyemedi dırakdörünü elinden aldıla.
Goca öküzde tek galdı çifti nasıl sürdürecen bilemiyon, ah oğlum şimcik gara sabanla graç aktarılırmı torpakda gurudu su yok sel yok, bir torba buğdayımız galdı onuda değermene getirmedim gıracı ekecen diye durumumuz çok kötü oğlum.

Gardaşlarını marak edersin, ali agan yukarı köye çoban durdu, göcçük gardaşın velide okumadı 3 den ayırdım Garşıdaki şapşallar köyüne ırgat vedim, hüsam ağaya ahırındaki mallarına bakacak bizede bir teneke yağınan bir torba makarna göndermiş sağolsun.

Avludaki garagaçan da her gün anırıyo, ağnamadım derdini odamı garı istiyor dertleşirdik arasıra amma söylemiyor heçbişey.
Karabaş kapının dibinde uyuyo iyiki onun şikayeti yok, bazen görmezden geliyon ne olur ne olmaz garı falan ister diye korkuyon, bazen kızıyor ulan şerefsizler sizedemi 2-3 garı lazım diyon yüzüme bakıyola.

Her sabah tavuklar gıdaklaşıyo, dilki tavuklara saldırdı zannediyom bakıyom, meğer horozu kesdiydim et alamayınca onun yasını tutuyorlarmış sonadan anladım.

Ah oğlum akılmı bırakdılar bende, işde böyle köyde bizim halimiz, havada uçan kuştan korkar oldum kendimi kolluyom.

NOT :Ahmet amca 93 yaşındadır, yıllar önce askere gönderdiği oğlu askerde şehit olmuştur, o hala yaşadığını düşünür ve mektubunu yazar.