Ahmet Kaya'ya iadei itibar

Üniversite yıllarında onun şarkılarını dinleyerek ders çalışırdım. Tek odalı bekâr odam bir apartmanın zemin katındaydı. Yazın serin ve havadar ama kışın aynı derecede soğuk ve çekilmez olurdu. Ankara’nın kışlarını bilenler tahmin edebilirler. Günlerimiz kışın sıcak bir çorba ve çay eşliğinde Ahmet Kaya dinleyerek geçerdi. Başkaldıran ezgileri aç ve soğuk geçen kış geceleri tek dayanağımız olurdu. Şarkılarının o zamana kadarki şarkılardan farklı olan yanı kardan, kıştan, ağlamaktan, ezilmekten kısaca hayattın ta kendisinden söz ediyor olmasıydı. Birde başkaldırışını sazının tellerini kopartırcasına çalarak ifade etmesi beni çok etkilerdi.

Eline silah almadan insan hayatına kıymadan düşüncelerini ifade eden insandan korkmamalıyız. Hele bu insan bir sanatçı ise hiç kızmamalıyız. Sanatçılar kendine has insanlardır. Sizin ve benim görmediğimi, göremediğimi onlar görür ve icra ettikleri sanat yolu ile topluma sunarlar. Dün söz ve eylemleri yüzünden ateşler atılan, derileri yüzülen insanlar bu gün nasıl saygı ile anılıyor görüyoruz.

Bir haber beni bu satırları yazmaya itti. Ne diyor haberde

Bakan Günay: Kaya dâhil Kürtçe şarkı söyleyenler ağır bedeller ödedi. Hakkın iadesi noktasındayız..

Kültür Bakanı Ertuğrul Günay, TRT'nin Kürtçe yayınını değerlendirirken çarpıcı açıklamalar yaptı: "Bugün Kürt yazar Mehmed Uzun, sanatçı Ahmet Kaya ve şair Ahmed Arif'i hatırlarken içim acıyor." Sayın bakan haklı bir noktaya değinmiş. Devam ediyor haber

ONLARIN SUÇU NEYDİ?

"Bu insanların suçu neydi? Ahmet Kaya Kürtçe albüm yapmak istediğini söyledi. Ülkemizi terk etmek zorunda kaldı. Kürtçe şarkı söyleyenler ağır bedel ödedi. Artık hakkın iadesi noktasındayız.” Bence çok iyi olur toplumsal barışa önemli bir katkı sağlayacak olumlu bir adımı cesaretle dile getiren sayın bakana kendim adına teşekkürü bir borç bilirim.