Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Mayıs '10

 
Kategori
Anılar
 

Ahmet Tufan Şentürk'ten mektup var

Ahmet Tufan Şentürk'ten mektup var
 

Cumhuriyet dönemi şairlerimizdendir. 1924 yılında Konya’nın Ermenek İlçesinde doğmuş ve 09 Mayıs 2005 yılında Ankara’da vefat etmiştir. Vefatının 5. yılında saygıyla ve rahmetle anmak istedim. Ahmet Tufan Şentürk, uzun yıllar Ankara’da memur olarak kaldı. Hiç çocuğu olmadı. Bir evlat hasretiyle bu dünyadan göçüp gitti.

Onun için bir çocuğumuzun manevi babası idi. Manevi evlatları olarak tanıdıklarımdan bazıları :Ayhan İnal, Mustafa Ceylan, ressam Hüseyin Balım, Aysel Al, Nuray Çağlayan, İsmail Kara, Nusret Turan ve bendeniz Abdülkadir Güler. Onunla dostluğumuz ve baba evlat bağlamında 1970’ten vefat edinceye kadar devam etti.

Gerçekten Onu bir baba olarak tanıyor ve onunla gurur duyuyordum. Şair Ahmet Tufan Şentürkle tanışıklığımız 1968’lerden bu yana idi. Ne zaman Ankara’ya gitsem evlerine gider çayını, kahvesini ve hatta yemeğini yerdim. Sofrası geniş, eli açık konuksever bir Anadolu evladı idi. Milli değerlerimize önem verir ve geleneklerimize içtenlikle bağlı idi. O denli şakacı ve o denli sıcakkanlı idi. Şair Ahmet Tufan Şentürk’ün şiir ve sanat, kültür içerikli Anadolu’da yayımlanan birçok sanat, kültür dergilerinde ve sanat sayfası düzenleyen gazetelerde ve seçkilerde yer aldı.

Sevgili A.Tufan ŞENTÜRK bir şiirinde şöyle diyordu:

<ı>Sönecek ışıkların günahı benim değil

<ı>Ölecek çocukların günahı benim değil

<ı>Dünyamızı çepçevre saran kötülüklerin

<ı>Elleri benim değil, dilleri benim değil.

Son zamanlarda dünyada olup biten kavgalardan yıkıntı ve çöküntülerden şikâyetçi idi, nahak yere " ölen çocukların günahı benim değil” diyordu. Olup bitenlerden muzdaripti Ahmet Tufan Şentürk. A.T. Şentürk’ün benim özel dosyamda birkaç mektubu nadide bir andaç olarak saklıyorum. İşte bunlardan bir tanesi 26 / 01 / 1989 Tarihinde bana Ankara’dan gönderdiği sıcak ve samimi bir mektubundan birkaç cümleyi sizinle de burada paylaşmak istiyorum.

Mektup daktilo ile yazılmıştır. Bir ara bana şöyle demişti: En güzel mektuplar el yazısıyla yazılan mektuplardır, ancak benim yazım pek güzel ve okunaklı olmadığı için sizlere daktiloyla yazmak zorunda kalıyorum “demişti. İşte sözünü ettiğim bu daktiloyla yazdığı bir mektubundan birkaç cümle alıntı yaparak aşağıya alıyorum:

Ankara: 26 / 01 / 1989

Sevgili kardeşim Güler,

“ KARINCA” ya göndermiş olduğunuz yazınızı, manevi oğlum Sayın Ayhan İNAL eliyle bana intikal etti. Öncelikle kutlarım. Bugüne değin hakkımda çok yazılar yazıldı, hepsi de baştan sona övgüyle doluydu. Eskiden bana “ çağımızın Karacaoğlan’ı” derlerdi, sonraları, tasavvufi şiirlerimden dolayı geçmiş büyük mutasavvıflara yaklaştıran sözler söylendi, son olaraktan da “ çağımızın YUNUS’U dendi...

Bu denli yazıp söyleyenlerin tümü gönül aynalarında kendilerini gördükleri için, benden ziyade kendilerini onurlandırmış, kendi yüce yüreklerinin sönmeyen erdem ışıklarını yakmış oldular. Hepsine candan teşekkürler ediyorum. Sonsuz saygılarımı sundum ve sunmaya da devam ediyorum.

Bu erdem kervanına, bu gönül kervanına şimdi de siz de katılmış bulunuyorsunuz. Ne var ki, bu gönül kervanında sizin yeriniz ve ağırlığınız diğerlerinden biraz daha fazladır. Benim sanatımdan, sanat gücümden sizin içtenliğiniz, sizin candanlığınız ve de samimi sıcaklığınız daha bir büyük anlam kazanıyor. Samimiyetsiz sanat, ölü bir bedene benzer, soğuktur. İçtenlik ( yani samimiyet ) yedi renkli gökkuşağı gibidir. İnsanı peşinden koşturur.

İşte senin yanında bu var..Yapmacık yok, zorlama yok, Onun için sizi takdir ediyor ve de içtenlikle kutluyor, teşekkürler ediyorum.

(……)

Benim için yazdıklarına ayrıca teşekkür ediyor, selam ve sevgilerimle gözlerinden öpüydorum. Size " Mustafa Kemal Atatürk " ( şiirler), adını taşıyan şiir kitabımı göndermiştim, alıp almadığınızı bildirirseniz ayrıca sevinirim.

Ahmet Tufan Şentürk

( imza )

Daha sonra telefonla kitabı aldığımı söyledim ve teşekkür ettim. Aradan koca 21 yıl geçti. Ahmet Tufan babanın bu zarif mektubunu dosyamda saklıyorum. Zaman zaman bunları okuyor ve sanki onunla sohbet eder gibi zevk alıyorum. Vefanın 5. yılında bir manevi babam olarak tanıdığım ve sevdiğim şair ve gönül adamı Ahmet Tufan Şentürk’ü saygıyla ve rahmetle anıyor, mekânı cennet olsun diyorum. Onu her zaman geride bıraktığı eserleriyle ve güzelim şiirleriyle sevgiyle anacağız.

Bu yazıyı yazdığım sıralarda Prof. Dr. İsa Kayacan’dan bir E.posta alıyorum. Şair Ahmet Tufan Şentürk Ankara’da İLESAM’ da anılıyor. ( 8 Mayıs 2010). Bu yıl onun adına verilen ödüller sahipleriyle buluştuğunu yazıyor. “<ı>Ahmet Tufan ŞENTÜRK Türk Şiirine Hizmet Ödülleri” : <ı>Selçuk Alpaslan, Özkan Gönlüm, Murat Duman ve Turan Atasever’e verdiklerini öğreniyoruz...

<ı>Ahmet Tufan ŞENTÜRK, unutulmamalıdır, hatırası, anıları yaşatılmalıdır. Bu konuda tüm emeği geçenleri ve ödül alanları ayrıca tebrik ediyorum.

 
Toplam blog
: 2227
: 832
Kayıt tarihi
: 27.06.09
 
 

1946 Mardin ili, Kızıltepe ilçesi'nin Esenli köyünde doğmuştur. İlk ve ortaokulu Kızıltepe'de bit..