Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Aralık '19

 
Kategori
Kent Yaşamı
 

AİDATI OLMAYANIN

AİDATI OLMAYANIN AYİDİYETİ OLMAZMIŞ Bir Dernek Vakıf Parti Sendika vesaire bir alan belirlemek suretiyle bir davanız var mı bu davanız için neler yapıyorsunuz sadece yöneticileri seçip onları işleriyle baş başa bırakıyor musunuz yâda denge denetleme mekanizmalarıyla onları ikaz ediyor musunuz yâda üye olarak siz bir işin ucundan tutuyor musunuz yoksa malermo gibi kölelerimiz ne güne duruyor mu diyorsunuz Türki’ye maalesef tavandan tabana ilişkilerde hala tavan belirleyici oluyor bu devlet siyaset ve sivil toplumda aynı vekil listesine bakıyorsun o yerel dinamikler yok sayılmış ve yukarıdan atamalarda belirleyici olunmuş bari yerel seçimlerde belediye meclislerinde bu işler olmaması gerekiyor parti içi demokrasi yerleşmeyince sivil toplumda aynı paralelde ilerliyor.

 

Yukarıda her şey belirleniyor ve aşağıdakiler sizin heyecanlarınıza ortak olamıyorlar. Çünkü yeterince müdahil olamadıkları sistemlerin dışında kaldıkları için uzak durmayı tercih ediyorlar. Ben daha çok sivil toplum yönünü ele alacağım kendi kaynaklarını oluşturamayan Devletle ve Yerel yönetimlerle iç içe girmiş yapılar ne kadar sivil olarak değerlendirilir. Hatta çoğu zaman yönetimde bu işlerden uzak durunca koskoca derneklerin üç dört kişinin sırtında yürüdüğünü görüyorum. Nedense sivil olamayan bu sivil toplum işi beni sıkmaya heyecanımı azaltmaya başladı.

 

Ben bu işe nasıl girdim. Biliyorsunuz Beyazay ilk kuruluş yıllarında görme engellilere yönelik kuran kursları organize ediyor Aziz Mahmut Hüdai Vakfı Diyanet ve diğer derneklerde destek oluyor. Sonrasında özellikle Lokman Ayva’nın ciddi çalışmaları sonrasında Diyanet bu işleri üstlendi ve şimdi gayet güzel yürütüyor.

 

Cumhuriyet Lisesindeyim. Beyazay İzmir’de şube açtı. Bende gitmiyorum. Koşu yarışmasındayım. Levent soyadını unuttum ya Salih Beyazay İstanbul’da yatılı Kuran kursu açmış bu yaz sende git. Körler okulunda form var. Gittim kemal Kuldan formu alıp doldurdum o günkü heyecanımı unutamam. Annem yol parasını nasıl bulacağım diye üzülmüştü ve sonra bir koyununu satarak beni İstanbul’a gönderdi.

 

Ben İlkokuldan Fakülte sonuna kadar Devlet desteğiyle okudum. Lise sona kadar Devlet parasız yatılı Fakültede burslar. İstanbul’a vardım kursta çok şey öğrendim o zaman Lokman Halis Selahattin abiler Boğaziçi’ndeler kursa gelir konuşurlardı. Hocalarım İsmail Çakıcı Dursun Yüksel ve İbrahim Sevinçtir hala görüşürüz bir kısmıyla işte o dönemde bağımız kuruldu ve bir dahada kopmadı. O Boğaziçi’ndeki gençler benim örneğim oldular. Halada istişarelerimiz sürer takıldığım konularda Lokman Ayva ve Halis Hocama hemen müracaat ederim.

 

2000’li Yıllarda yönetici oldum 2006’dan beri üç beş ayı saymazsak şube başkanıyım evet yorgunluklarımız var gelişen ve değişen şartlarda var. Bütün şekil şartlarını takip ediyoruz ama gittikçe azalan sivil topluma ilgisizlikte var işini eşini bulan kenara çekiliyor sanki sınıf atlamış. Ama notere bankaya gidince şahit istenilince görmeyenler nerede bu dernekler niye benim yanımda değil.

 

Aidatlar yıllık aidatımız 12 Lira ben istemeye ve hatırlatmaya utanıyorum bizim yılda topladığımızı adamlar aylık topluyor her ay 10 Lira yâda şu kadar para verelim derneğimizin işleri yürüsün. Derneklerin sermayesi insan vakıfların para ve mülktür ama paramız olsa hizmet çıtamız yükselir ha biz zaten kaynak oluşturmak ve bu işleri çözmek zorunda olan yöneticileriz ama eh kardeşim bir zahmet yıllık aidatını ’da veriver.

 

Faaliyetlere katılım son yıllarda dijitalleşme arttı toplantılara ilgide azaldı bizde ne yapıyoruz seminerleri internetten ’de yayınlıyoruz eh güzel kardeşim onuda dinleyiversen bir şeyler öğrenirsin.

 

Deney bazı büyüklerimiz biz istemeden kurban eti ve benzeri yardımlar yapıyorlar. Aslında bizim İzmir’de oturmuş bir düzenimiz var. Sadece ilgisizlik beni rahatsız ediyor. İftarlarımız aşağı yukarı çoğu zaman Dokuz Eylül Gençlik Derneği tarafından organize ediliyor. Bir sene hiç unutmuyorum Cüneyt ve Yavuz abi bir daha bir daha derken beş kez iftar yaptılar abi tamam artık son olsun dedikte bitirirdiler sağ olsunlar Günün Vakfındakilerde zaman zaman erzak kurban ve adak gibi destekleri oluyor. Buda bizim arkadaşlarımıza yetiyor. Belirli bir listemiz var biz aileleri tanıdığımız için onları destekliyoruz.

 

Whatsapp gurubu oluşturduk bazı arkadaşların takip etmediğini gördüm yardımları oradan duyurunca takip etmeyenler bir sefere mahsus yardım alamadılar. Aidat ödenmeyince hadi ödemesin takipte etmeyince bizdeki enerji haliyle azalıyor. Evet, bizimde hatalarımız oldu insanız ben kabul ediyorum zaten gerekli istişareleri yapacağım ve yol haritamı belirleyeceğim eleştiri ve öz eleştirimi yapacağım ölünce mi doğruları söyleyeceğiz beni sıkan bir olayda Valilik Belediye merkezi Yerel fark etmez gidiyorsun konuşmaya biri çıkıp eleştiri yapmayın diyor eh be kardeşim beni duygu ve düşüncelerimi fikirlerimi belirtmeyeceksem çağırmayın ben ölünce mi hak bildiklerimi söyleyeceğim o yüzden bu işler sıkmaya başladı. Geçen dönem bırakacaktım ama olmadı bu sefer iddia etmemekle birlikte artık haz duymadığımı heyecanımı yitirdiğimi söyleyebilirim işler beni yıldıramaz ama ilgisizlik duyarsızlık rahatsız edici.

 

Canı yanınca Hak aramak. İnsanlar sadece kendi canı yanınca Hukuk arıyor hâlbuki Hak ve Hukuk Hakkı tutup kaldırmak temel anlayış olmalıdır.

 

Çevre edinmek. Benim birazda şansızlığım şudur. Ben yatılı okulda büyüdüm İzmir’de hiç kimsem yok sıfırdan bir hayat kurdum yine de bu kadar ilerlemem ne kadar başarı yâda başarısızlıktır sizin takdirinizde ama bu işler birazda geniş çevreyle oluyor lobiciliğiniz ve sizi her yerde ve zamanda destekleyecek tanıdıklarınızın olması gerekiyor adamlar öyle ağlar kurmuş ki hem İktidarla hem muhalefetle ilişkileri çok iyi yürüyen her zaman onların gemisi ne mutlu bayrağı olmayanlara çünkü onların ne bayrağı ne davası var sadece menfa atları ve her zaman her yerde tıkır tıkır işleyen gemileri var. Amacım kimseyi suçlamak değil ama bu işlere kafa yoran Akademik çalışmalar yürüten aylık ve yıllık raporlar düzenleyecek kişi ve kurumlara ihtiyaç var. Bırakın dernekleri koskoca üst kuruluşların bile doğru düzgün yıllık değerlendirme raporları yok.

 

Süreli yayınlar az nitelikli olanlar dahada az engellilik alanında kitaplar dergiler gazeteler filmler az bu alan iyi çalışılmalı boş bırakılmamalı ama her şeyden önce engelliler ve aileleri yaşadıkları sorunlara müdahil olmalı sonra ne oluyor siz bu alanları boş bırakıyorsunuz gözünü kapatıp yolda yürüyen tekerlekli sandalyeye oturup empati kurma çalışması yürüten bir sürü arkadaş ortaya çıkıyor evet kızıyoruz bu farkındalık değil bizim adımıza istismarlar oluyor karşı çıkıyoruz ama oturduğumuz yerde şöyle bir eleştiri vardı karnımız doyduktan sonra geğirerek yaptığımız Filistin mazlumlarına ettiğimiz dualar gibi neyse biraz dertleşelim dedik inşallah faydası olur. Azıcık birbirimizin yanında olalım.

 

Kırılma noktaları. Beni soğutan iki kırılma noktası oldu birincisi Annemin kanser tedavisi olduğunda ve eş zamanlı olarak eşimden ayrılma süreçleri o dönemlerde çok yalnız kaldığımı yeterince desteklenmediğimi düşünüyorum. O yüzden bir dostum sıkıntıya düştüğünde yanında olmaya çalışıyorum. İkinci kırılma noktası düşüp elimi kırdım Ameliyat oldum. İki aya yakın dışarı çıkmakta zorlandım. O dönemde yanımda olmayan akrabalarımı affedemiyorum bu yüzdende istesem de kendilerine bir yakınlık duyamıyorum ve bu uzaklaşma süreci bana yalnız kalma ve artık köşeye çekilme duygusunu güçlendiriyor.

 

Evet, modern çağ hız ve haz çağı o yüzden kimse kimseye yeterince destek olamıyor iyi günde her şey normal ama kötü günde sevdiklerim yanımda değilse ben kimin için niçin mücadele ediyorum Rızayı İlahi evet her şey Allah rızası için olmalıdır bunu bilenlerdenim balık bilmese halık bilsin ama insanız ve duygularımız var belki de suç bende bunuda sorgulayacağım ama başa çıkamazsam her şeyi bir kenara atıp tek başına yaşama fikri bende güçleniyor yani alan değiştireceğim belki Akademisyenlik Öğretmenlik yâda sadece Memurluk ve ense yaparak geçirilecek günler gerçi bir Ayet yolumu kesiyor biz insanları başıboş yaşasınlar diye Dünyaya göndermedik bakalım belki de zaman tüm acıların merhemi olur ve yürek söküklerimizi diker.
Salih Arıkan, Tel: 0506 514 96 93

 
Toplam blog
: 1156
: 67
Kayıt tarihi
: 17.11.16
 
 

1977 Manisa Akhisar'da doğdum. 1986 İzmir Bornova İzmir Körler Okulu'na başladım. 1997 İzmir Karaba..