AİHM de kazanamayanların başında Türkiye geliyor.

Mahkeme kelimesi ,-muhakeme ederek hükme varmak- anlamına gelir...

Mahkeme-hakim-muhakeme-hüküm-mahküm-hükümlü-muhakkik-hukuk-tahkim vb. sözcükler, aynı kökten gelirler ve asılları Arapçadır.

Mahkemede -kutsal hakem rolünü üstlenen -hakimin adil kararlar vererek dosyayı bir hükme bağlaması için de konuyu,sorunu derinlemesine;kılı kırk yararcasına incelemesi gerekmektedir.

Adliyelerimizdeki dosya kabarıklığı ve yargıçların iş yoğunluğu göz önüne alındığında ,Türk Halkının hukukla bir cebelleşme içinde olduğu kanaati uyanmaktadır.

Başta hukuki bilgi cehaletimiz ve genel eğitimsizlik sorunlarımız ;hızla artan nüfusumuz göz önüne alındığında,yargıçlarımızın üzerindeki yükün daha da artacağı bir gerçektir.

200.000 mühendisimizin işsiz olduğu ya da asgari ücretle çalıştığı söylenmektedir.

Bilgi ve teknoloji üretemeyen bir devletin işsizlikten ve üretimsizlikten doğan ekonomik kaosunun, mahkemelere ne derecede yoğun yansıdığına tanık oluyoruz.

Türkiyede ,avukat sayısı :70.000 lere dayanmaktadır.Genç avukatların çoğunun çok az maaşlarla çalıştıkları;parasızlıktan büro açamadıkları bir gerçektir.

Yargıç sayımızın 12.500 olduğu; 25.000 yargıca ihtiyacı olan ülkemizde,bu sayının ülke ihtiyacını karşılayamayacak durumda olduğu da bilinmektedir.

Türkiye, AİHM de en çok mahkum olan ülke durumunda olması oldukça düşündürücüdür.

Hukukçu olmadığım halde ;zaman zaman haksızlığa uğramış bir vatandaş olarak bunun nedenlerini -sorma hakkımın - olduğu inancındayım.

AİHM deki kayıplarımızı ,ayrı bir blogda tartışmak gerekecektir.

Avrupa Konseyi'ne bağlı olarak kurulmuş uluslararası bir mahkeme olan AIHM, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve ek protokolleriyle güvence altına alınmış olan temel hakların ihlal edildiği durumlarda bireylerin, tüzel kişiliklerin ve diğer devletlerin, başvurabileceği en yüksek yargı organlarından birisidir.

Mahkemenin kararları, Avrupa Konseyi'ne üye olan ve aralarında Türkiye, Rusya, Sırbistan, Gürcistan ve Azerbaycan'ın da bulunduğu 47 Avrupa devleti tarafından bağlayıcı nitelik taşıyor.

AIHM kararları ve ele aldığı davalarla sık sık Türkiye’nin de gündemine geliyor; zira Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde en fazla mahkum edilen ülkelerin başında Türkiye geliyor.

Mahkeme tarafından yapılan açıklamaya göre 1 Ocak 2010 tarihi itibariyle mahkeme önünde 119 bin 300 basvuru bulunuyor ve bu başvurular içerisinde 1998 yılından 1 Ocak 2010 tarihine kadar toplam 10 bin başvuru karara bağlandı.

Alınan kararların yarısından çoğunda 4 ülke aleyhine mahkumiyet kararı verildi.

Bu ülkeler sırasıyla Türkiye, İtalya, Rusya ve Fransa.

Eğer anayasal hukuk işleyişindeki hatalar sizin sözleşme kapsamındaki herhangi bir hakkınızın ihlaline neden olursa AİHM bu hatayı incelemeye alıp ihlal tespit edebilir.

AİHM, ulusal mahkemeler karşısında bir temyiz mercii gibi hareket etmemektedir.

Ulusal mahkemeler önünde açtığınız davalarla ilgili yeniden bir yargılama da yapmamaktadır.

Ulusal mahkeme kararlarını iptal etme, değiştirme veya düzelterek onama konusunda mahkemenin herhangi bir yetkisi yoktur.

Mahkeme, ulusal kararları ya da yasaları iptal etme yetkisine sahip değildir.

Mahkeme tarafından yapılan açıklamaya göre 1 Ocak 2010 tarihi itibariyle mahkeme önünde 119 bin 300 başvuru bulunuyor.

Bu başvurularda en çok şikayete Rusya, Turkiye, Ukrayna ve Romanya’da rastlanıyor.

Mahkeme 1998 yılından 1 Ocak 2010 tarihine kadar toplam 10 bin başvuru hakkında karar verdi.

Kararların yarısından çoğunda 4 ülke aleyhine mahkumiyet kararı verildi.

Bu ülkelerin başında 2295 kararla Türkiye geliyor.

Türkiye’yi sırasıyla 2021 kararla İtalya, 862 kararla Rusya ve 773 kararla Fransa izliyor. - Haber:internetten alıntıdır. -

.....

-Hukuk-yaşam ilişkilerindeki en temel sorun, bu iki kavrama verdiğimiz anlamda yatıyor.

Hukuk yaşam içindir, yaşam hukuk için değil.

Hukuk, insanların güzel bir dünyada, olanaklarını geliştirebilmeleri, diğer yaşamlara saygılı, gönüllerince bir yaşam gerçekleştirmeleri içindir.

İşte bizi böyle bir yaşama kavuşturacağı için hukuk üstündür, yaşamın üstünlüğünü kabul ettiği için, üstündür.-Prof.Dr.A.İnam-