Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Eylül '11

 
Kategori
Aile
 

Aile bağları

Aile bağları
 

İçimizde saklı olmayan tek gerçek ruhumuzda yaşattığımız çocukluk duygusudur


Her büyüme anında eksik olan duygu kırıntıları vardır ve bunlar zaman geçtikçe insanın içinde yer edinir. Bu boşluk kapanacak yerde daha da büyümektedir. Onu doyuran, tamamlayan en önemlisi ise uyum sağlayan gerçekliği bulamadığı sürece her zaman kapanmayan bir yara gibi kalacaktır. Ben içimdeki sevgisizlik açlığı ile büyüdüm. Sadece ben değil, ailemdeki diğer abilerim ve ablalarımda öyle. Şimdi diyeceksiniz bu kadar çoğul takısı kullanıyorsun, kaç kardeşsiniz? Tam 8 kişiyiz ve ben son numarayım. Yarımız yurt dışında yaşıyor diğer yarımız güzel Türkiye'min güzel şehirlerinde dağılmış durumda. Ailemizin tek ortak bağı 12 yıl öncesi anne ve babam (ikisi sağ iken), iki yıl öncesi de annem ölene kadardı. Artık bu bağ da zayıflamaya başlıyor. Bu 8 kişinin hayat hikayesi o denli farklı ki, anlatsam belki aylar geçer. Bir gün anlatacağım, lakin şu an abimin tatil amacıyla gelmesiyle aramızda geçen konuşma ve sonrasında içimde oluşan özlemi ifade etmek istiyorum.

Biz çok sevgisiz büyümedik belki, ama ne zaman bir araya gelsek aramızda oluşan hava öyle gergin ve öylesine şaşkın bir duruma dönüşüyor ki bazen halimize acıyorum. Gerçi ben her daim ailenin en çok konuşan, en insan canlısı ve şu an Türkiye'nin  her yerinde arkadaş çevresi olan birisi olsamda, diğerleri benim kadar şanslı değildi. Daha önceki yazılarımda da bahsetmiştim, ben ailenin en şanslı fırlamasıydım. Lakin, ailemin içinde bulunduğu durumu, sevgimizi gösterememenin verdiği sıkıntıyı o kadar net görüyorum ki şu an, buna bir çözüm yolu olsa herşeyimi veriridim.  Buna sebep olan etken ise çekirdek ailemizden gelen ve onunda ana çekirdeğinden (sülale) kaynaklanan bir durumdan ibaret. Ne zaman bizimkilerle bir araya gelsem, hep bir şeylerin özlemini çektiklerini, sevgilerini ifade edemediklerini, birbirleriyle fazla irtibat halinde olmadıklarından herşeyden bihaber olduklarını anlatıyorlar. Onları bir arada tutmak için en çok emek harcayansa benim. Tabi ki tüm bunların sadece tek sebebi aile değil, maddi durumlarda bizim iletişimimizde büyük bir engel teşkil ediyor. Yine de elimizden gelen çabayı gösteriyoruz.

Bugün abimle yaptığım sohbette, bana ilk söylediği, beni seveni bende severim. Oysa ailedeki diğer büyüklerimde dahil olmak üzere, ne annem ne de babam nasıl sevgi göstereceğimizi bize öğretememişlerdi. Mantıklı olursak da zaten zor, düşünün ki beni annem 45 de doğurmuş, en büyük abimle aramızda 24 yaş farkı var, o dönemler Almanya'da yaşıyoruz ve geçim sıkıntısı son haddinde. Cahillik deseniz alabildiğine engin.... Hangi birimize o iş temposunda, o geçim sıkıntısında, o darlık dönemde sevgi göstersinler! Bunları çok anlattım abime, zamanın geçtiğini, artık çoğu şeyleri değiştirmenin  bizim elimizde olduğunu falan filan. Şunu farkettim hala sevgi arayışında, hala eksik olan bir şeyler var ve bu durum onu üzüyor. Peki bunun için bir çaba sarfediyor mu, Hayır! Değişmeyen kafalar, değişmeyecek duyguları besler ve siz içinizdeki çocuğu hala aç bırakırsınız sevgiden yana. İşte ben öncelikle buna bir çözüm yolu arıyorum. Ailemi seviyorum, içlerinde okuyup tabiri caizse adam olmaya çalışan tek kişi oldum ve ailede bir Akademisyen olması onları gururlandırıyor. Değişmeyen beyinler ve yenilenmeyen kişilerin dolu olduğu bir çevrede ne kadar çırpınabilirseniz bende o kadar çabalayabiliyorum onlar için. Çünkü ailenin en büyük ferdi 61'ne dayanıyor, artık onun için değişen, farkeden, olmuşla ölmüşün son durumları o kadar önemli değil. O ki hayatı kendi çektiği sıkıntıları ile tanımış ve ona göre yaşadıkları dünyanın en büyük şeyleriydi. Ne ülke sıkıntısını bilir, ne terör derdini algılar ne de borsayı takip eder. Aile içinde böylesine kapalı beyinler çok  ve ben böylesine dar düşünceli bir ailenin (sülalenin) içinde sivrilebilen tek kavak oldum. Değişmeyebilirler, ama ben yine de değiştirmek için çabalayacağım. Onlara faydam olmayabilir, neticesinde onların varisleri var etrafımda, en azından onlara eskiyi ve yeniyi anlatarak, geçmişi ve günümüzü karşılaştırıp tanıtarak doğu olanı görme ve iyi olanı seçme imkanı sağlayabilirim. Ben onların halası ya da teyzeleriyim, elimden gelenin en iyisini yapmak zorundayım çünkü ailemi seviyorum. Belki çoğu şeyden bihaber yaşıyorlar, belki bu yazdıklarımdan bile haberleri yok, önemli değil, benim için önemli olan şanslı olurda bir gün 8 kişi bir araya gelirsek, birbirimizin yüzlerine baktığımızda içimizdeki sevgi kaybolmasın, bağlarımızı kuvvetlendirmek için çabamız olsun. Zira toplumun temeli ailedir ve aile ne kadar güçlü olursa, toplum, devlet ve ülke de o kadar güçlü bir zırhla kuşanacaktır. Ben 8 kişiyle başladım ve onların dünyaya getirdikleri diğer kişilerle devam ediyorum, peki ya siz?

 
Toplam blog
: 75
: 735
Kayıt tarihi
: 09.06.10
 
 

Dünü yaşamış yarını ise umutla yaşamaya devam etmek isteyen bir gönül dostuyum. Her söznüzle, her..