Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Kasım '07

 
Kategori
Aile
 

Aile özlemine yakın mercek...

Aile özlemine yakın mercek...
 

Bir an için kendimi Çocuk Esirgeme Yuvasında hisstettim.

Aramızda yetişen sevgi yumağında yetişen oğluma baktım, onun hal ve hareketlerine, sahip olduklarına, sahip olmayı hedeflediklerine,
kurduğu cümlelere, arkadaşları ile iletişimine baktım. Arkadaşlarını izledim hepsi umut doluydular sınıflarında cıvıl cıvıldılar...

Çünkü ders zilleri çaldığında, gidecekleri sıcacık YUVALARI vardı her birinin,
ama yoksul ama varsıl, yetersiz ya da eksiksiz.Mükemmel ya da çirkin, değil miydi ki bir yuvaları vardı, dünyanın en büyük zenginliğiydi bir çocuk için AİLELERİ.

Ya olmayanlar diye geçirdim yüreciğimden.

Ya ana ve babalarının zülmü veya çaresizliğinden sokağa atılıveren çocuklar,
şimdi acaba analarının omzuna değil de yaslandıkları,
BUZ GİBİ BİR YATAKHANE KARYOLASININ SOĞUK DEMİRİNDE,
ne gibi bir yıkım yaşarlar,
diye düşündüm.

Bu cümleler döküldü kalemimden...

YUVA ÖZLEMİNE YAKIN MERCEK TUTMAK İSTEDİM...

Buz gibiydi karyolamın demiri her dokunduğumda/ YUVA ÖZLEMİ.
-

Ah bir sıcak yuvam olsa benim de,
diğer çocuklar gibi.
Akşamları top oynadıktan sonra,
açacak bir kapım,
yatacak sıcacık yatağım,
ve yanağıma ılık bir öpüş
kondurarak,
-İyi geceler yavrucuğum!
diyerek,
yorganımı üzerime örten bir babam.

Ah bir sıcak yuvam olsa benim de,
Hani babacığım olsun demiştim ya az önce,
bana kızsın bağırsın isterse,
hatta kulağımı çekip, dövse bile razıyım,
hatta harçığımı kessin isterse,
vitrinde çok istediğim,
Fenerbahçe formasını almaktan
vazgeçse de razıyım.
Yeterki yanmda bir anacığım
ve gölgesiyle kuşatan babam olsa.

Şimdi benim umutlarım,
bu yatakhanenin,
demirden karyolalarına bağlı,
nasıl da özlüyorum,
hiç tanımadığım ve
sahip olamadığım anne ve babamı...

Ah bir sıcak yuvam olsa,
annem sofaramızda,
yufka börekleri kızartsa,
yanına da dumanı üzerinde çay.

Nasıl da sevgiyle sarılırdım boynuna?
Anneciğim,
ellerine sağlık diyerek,
diz çökerdim ayak ucunda.

Ah bir sıcak yuvam olsa,
Kardeşlerim dönse etrefımda
halka halka,
odamdaki rafta;
boy, boy oyuncaklar,
masamda boyama kitapları...

Bilgisayarımın ekranına,
kalpler donatıp renk renk boyasam.
Diğer çocuklar gibi, sokakta oynarken,
soğuktan üşüsem,
yanaklarım al, al olsa,
anacğım kapıya çıkarak,
üşüyeceksin a oğlum diye bağırsa!

Ah bir sıcak yuvam olsa,
Pazar sabahları,
ben burada çok üşüyorum,
biliyor musunuz?

Soğuktan değil,
yalnızlıktan.

Ana eli değmedi
benim hiç saçlarıma,
şefkatle dokunmadı,
babacığım ateşin var mı diye alnıma...

Biliyor musunuz?
O sıcacık bir çift göz
değmedi
bakışlarıma.

Siz hiç pazar ve bayram günlerinde,
terkedilmişliğin acısı nasıldır,
bilir misiniz?
Siz hiç sevgi açlığı çektiniz mi?

Akranlarınız okula annelerinin yanlarına
koyduğu kekleri yerken,
onları delice kıskanmanın ne olduğunu bilir misiniz?

Nereden bilebilirsiniz ki?
Yatakhanede gecenin tam orta yerinde,
ana kucağının yoksulluğunu,
ya da baba ocağının yokluğunu...
Bilemezsiniz!
Oysa ki ben,
çok iyi bilirim,
bayram şekerlerinin rengini,
çikolata kokan o bayram sabahlarında,
o kahrolası acıyı ve
çaresizliğe bezenmiş çaresizliği...

Ben çok iyi bilirim.
Ben çok iyi bilirim.
Ben çok iyi bilirim.

Tüm hayata bu demir karyola ile bağlanırım,
tutkularım camdan sızarak içimi donduran KASIM ayının ayazıdır.
Noel babayı da sevmiyorum artık,
Ben oyuncak falan istemiyorum,
ben kumandalı arabaları da istemiyorum,
duyuyor musun beni Noel Amca?

Bana anneciğimden,
babacığımdan tek bir harf getir,
yalvarırım.
Geri al, benden,
başucuma bıraktığın tüm oyuncakları
ve getirdiğin ne varsa...

Ah bir sıcak bir yuvam olsa,
ben de oynasam,
diğer çocuklar gibi,
evimizin arka balkonunda,
defterime ev resimleri çizsem,
yanına da anne ve baba,
orta yerine ben kurulsam,
ah şöyle doya doya,
resimlerle de olsa!
özencimi alsam...

Nilgün Çakıcı/Bursa
 
Toplam blog
: 238
: 1468
Kayıt tarihi
: 26.03.07
 
 

Bursa'dan bir milliyet okuru olarak, burada sizlerle olmak çok güzel. Bir ev hanımıyım, iki çocuk..