Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

sufi-su /Emel Yeşilkayalı

http://blog.milliyet.com.tr/sufi-su

13 Ocak '10

 
Kategori
Yemek - Mutfak
 

Ajda Pekkan eşliğinde börek yapımı

Ajda Pekkan eşliğinde börek yapımı
 

http://img41.imageshack.us/i/ispanakli29ky.jpg/


Geçtiğimiz Pazar günü yine neşeli günlerimden biriydi. Nedeni
sadece pasta börek yapmaya niyetlenmem değil, aynı zamanda
önceki günümün çok sevdiğim deniz kenarında, çok sevdiğim
kişilerle birlikte güzel geçmesiydi. Dikkat ettim, önceki günüm
açık havada ve iyi geçtiyse, ertesi günü adeta motor takmış gibi
enerjik oluyor ve durmak istesem de durduramıyorum kendimi. Pazar
günü de öyle oldu. Hiç sevmediğim ev işlerini bile büyük bir enerji
ve mutlulukla, “şu odayı da temizleyeyim, başka iş yapmayacağım
artık” diyerek ama sürekli iş yaparak geçirdim. Aslında sadece
derin dondurucuya koymak için börek yapmayı planlıyordum o gün.
Malzemesini bile almıştım, ıspanaklı yapacaktım böreği. Temizlik
arasında, malzemeyi yıkayıp hazırlayayım, suyunu süzerken işlere
devam ederim dedim. Dolabı açıp önceden alınmış ve benden başka
kimsenin yemediği ısırgan otlarını hem de taptaze duruyor görünce
“Yazııık, ben bunları bitiremem çürür bunlar. Isırgan otlu mu
yapsam böreği acaba?” dedim. Ama yetmezdi ki. “Aaa, pırasayı biraz
fazla almışım, içine iki pırasa doğrayayım” dedim. Malzemeleri
yıkadım, bıraktım suyunu süzsünler diye. Veee… bu börek günümde
favori şarkım Ajda Pekkan’dan. Dönüp dolaşıp aynı şarkının aynı
bölümünü söylemeye başladım gene.

Ne yaparım senden sonra
Acımadan geçer yıllar
Zamanla yalnızlık başlar
Yola çıkar pişmanlıklar

Kal sevgini de al
Gidiyorum ben sen hoşçakal
Bugünlerin bir de yarınları var
Gidiyorum ben sen hoşça kal

Bu şarkıyı söylerken özellikle ikinci bölümde, “Kaal!!” derken
sesim bir yükseliyorki sormayın. Kal değil de defol diyorum adeta.
Akşama kadar söylerken çeşitli versiyonlar deneniyor tabi. Bazen
de ağlamaklı ve yalvaran bir şekilde “KAaaAll!” dediğim oluyor. Her
neysee…

Güzelim böreğe dönecek olursak… Isırgan otu ve pırasaları doğradıktan
sonra aklıma geldi. Kızım dün sabah kahvaltıdan sonra tulum peynirini
dışarıda bırakmış, işten döndüğümde gördüm. Peynir de bozulmasın,
malzemenin içine onu da rendeleyeyim dedim. Isırgan otu, pırasa ve
tulum peynirinin içine biraz tuz ve kırmızı biber koyduktan sonra
böreğin iç malzemesi hazırdı. İkişer yufkayı, her birini çiçek yağı
ile yağlayarak üst üste koyduktan sonra 12 parçaya bölüp sigara böreği
gibi sardım ve saklama kaplarında derin dondurucuya koydum. Amaaa….


İç malzeme bittiği halde, hala sarılacak yufka vardı. Önce ıspanakları
yıkayıp devam edeyim dedim. Ama üşendim. Sonraaaa, aklıma geliverdi.
Bizimkiler tahini de pek yemedikleri için durduğu yerde katılaştı. En
iyisi tahini pekmezle karıştırıp yufkanın arasına koyup sarayım dedim.
Karıştırdığımda, şu “kulak memesi” dediğimiz kıvamda bir malzeme çıktı
ortaya. İşte o malzemeyi, tahin zaten yağlı olduğu için yufkaların
arasına yağ sürmeden ve yine iki yufkayı üst üste koyarak sigara böreği
şeklinde sardım. Yalnız bu seferkileri daha küçük boyutta yaptım. Yani
yufkayı 16 parçaya böldüm. Aslında bunu da dondurucuya kaldırmıştım ama
merakımı yenemeyip, çocukların da ısrarı üzerine dondurucudan çıkarıp
pişirdim. Valla nefis olmuş. Kızım “Anneee, sen pastane açıp, bunu da
spesial olarak satsanaaa!:))” dedi, mutlu mutlu. Ben daha da mutlu
oldum tabi. Hafiften utangaç, hafiften gururlu başladım gene…


Kal sevgini de al
Gidiyorum ben sen hoşçakal
Bugünlerin bir de yarınları var
Gidiyorum ben sen hoşça kal


Afiyet olsuuuunnnn…:))

 
Toplam blog
: 76
: 1567
Kayıt tarihi
: 28.03.09
 
 

Merhaba, ben sufi-su. Sosyal hizmet uzmanıyım. Yıllarca korunmaya muhtaç çocuk çocuklar, koruyucu..