Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Temmuz '15

 
Kategori
Siyaset
 

AK Parti "iktidar şehveti"ne yenik mi düştü?

AK Parti "iktidar şehveti"ne yenik mi düştü?
 

internetten alınmıştır


AK Parti'nin Adıyaman milletvekili Mehmet Metiner memleketinde konuşmuş: Metiner, AK Parti'yi devirmek için yerli yabancı işbirliğinden bahsettikten ve bütün bunlara rağmen partilerinin yine halktan yüzde 41 gibi önemli bir oy aldığından söz ettikten başka, bazı yerlerde de kendilerinin yaptığı hatalara değinmiş...

Ez cümle, bir kısım partililerin iktidarın şehvetine kapıldığını söylemekten geri durmamış... Şunları söylemiş Metiner:

 "Her birimiz belediye başkanı olduk, kimileri milletvekili oldu, kimilerimiz bakan oldu derken iktidarın şehvetine yenik düştük" diye konuştu. Metiner, "Bize kibir yakışmaz, bize iktidarın şehvetine yenik düşmek yakışmaz. Bize makamlarımız üzerinden caka satmak yakışmaz," 

Mehmet Metiner'i siyaset öncesi de az çok tanıyanlardanım... Aşağı yukarı aynı kuşaktanız ve aynı çizginin insanlarıyız... Benim Mavera dergisinde ilk denemelerimi yazdığım yıllarda Metiner de bir yerlerde gençlik ürünlerini sergilerdi.

Esas itibariyle bir dava adamıdır Metiner... Kendisi Kürt kökenli (şu kökenli lafı da artık yersiz kaçıyor düpedüz Kürt) bir Müslüman olan Metiner, dinini ırkının önüne geçirebilmiş bir adamdır..

Bu nedenle, bir "dava" partisi olarak işe başlayan AK Parti'nin geldiği son noktada, en azından bazı mensupları için "iktidarın şehvetine yenik düştüler" demesi dikkate alınması gereken bir yaklaşımdır.

Aslında 13 yıl sürekli iktidarda kalmış bir partinin bir tür "güç zehirlenmesi" ne uğraması ya da Metiner'in deyimiyle "iktidarın şehvetine" kapılması şaşılacak bir şey değil...

Şundan ki, ne kadar samimi veya ihlaslı olursa olsun, insanoğlu zaman içinde bir bozulmaya uğrayabilir... Bu durum insanın mayası ile ilgilidir... İnsan nefsi, kayaları aşındıran su gibi, zaman içerisinde insanın inancını da kişiliğini de aşındırabilir...

AK Parti içinde böyle bir aşınma olmuş mudur?... Metiner gibi partinin "dava" adamlarından biri bunu söylüyorsa elbette böyle bir aşınma olmuştur...

AK Parti için bu aşınma, daha ziyade kendilerini "ebedi iktidar" gibi görme zaafiyeti olarak ortaya çıkmıştır. Türkiye gibi Hükumet olma ortalaması bir yılı bulmayan bir ülkede 13 yıl sürekli ve tek başına iktidar olmak bu duyguyu yaratmıştır.

Bu eleştiriyi yaparken şunu da ifade edeyim ki, 13 yıl sürekli ve tek başına öteki partilerden biri iktidar olsaydı, sözünü ettiğimiz şehvet de, aşınma da, güç zehirlenmesi de tavan yapardı, bundan hiç kuşkum yok...

Ama bir ölçüde AK Parti mensuplarında da yapmıştır... Daha önce bir kaç vesileyle yazdığım gibi, tam da seçim arefesinde Maliye Bakanı Sayın Şimşek'in emeklilerle ilgili olarak kendisine sorulan bir soruya, Fransa Kraliçesi Mari Antionette  edasıyla, "ekmek bulamıyorlars pasta yesinler" tarzında cevap vermesi, işte bu zehirlenmenin, bu "şehvete esir düşmenin" ifadesidir.

Oysa, bir Maliye Bakanı olarak, "emeklilere ne olmuş ki..." diyeceğine, muhalif liderlerin vaat üstüne vaat salladığı ortamda, mali durumu zorlayarak mütevazi bir şeyler vermeyi düşünebilirdi... Böylece emeklilerin duasını da almış olurlardı; tıpkı iktidara geldikleri ilk gün yaptıkları gibi...

Ama olmadı...Kendilerini "ebedi iktidar" sanma zehabına öylesine kapılmışlar ki, verecekleri her kuruş "baba kesesinden" gidiyormuş gibi kıyamadılar...Aynı hali Tansu Çiller yaşamıştı bir zamanlar; "Milletin parasını işçilere yedirmem" diyerek bu sahiplenme duygusunu açığa vurmuştu...Şu farkla ki, Çiller bunu daha Başbakanlığının ilk yılında söylemişti, Sayın Mehmet Şimşek hiç değilse 13.iktidar yılında bu noktaya gelmiş...

Sadece emekliler değil elbette, ben sadece yakinen bildiğim için emekliyi örnek veriyorum... Asgari ücretliler, düz memurlar vesaire... Eğer bir Hükumet, "ben devletin parasını işçiye, memura, emekliye yedirmem" noktasına gelmişse, bu nokta "devlet benim, devletin hazinelerini de ben kontrol ederim, istediğime de istediğim kadar veririm; genellikle de kimseye vermem" haleti ruhiyesidir ki bu haleti ruhiye o partinin inişe geçme noktasında olduğunu işaret eder...

Nitekim öyle oldu... AK Parti inişe geçti...13 yıllık başarıları bu inişi çok keskin olmasını engelledi... Ben dahil millet çoğunluğu, hizmetlerini göz ardı etmedi... Dahası, karşılarında bunların başardıklarının yarısını bile başarma umudu vermeyen muhalefet partileri vardı.

Metiner'in sözlerine tekrar dönüyorum: AK Parti'nin bu özeleştirisi hem ülke hem kendileri adına olumlu bir sinyaldir... Demek ki, hatalarını göremeyecek, kendilerini la yüsel sanacak noktaya kadar gelmemişler henüz... İşte bu AK Parti'nin en büyük şansıdır...Muhtemel bir erken seçimde bu farkındalıkla hareket ederlerse, kaybettiklerini fazlasıyla yerine koyarlar.

Bunu AK Parti gibi bir siyasi partinin varlığının sürmesi adına söylemiyorum, aksine Türkiye'nin geleceği adına bunun önemli olduğuna inanıyorum... Çünkü, şu koalisyon görüşmeleri de gösteriyor ki, AK Parti dışındaki partiler devlet yönetme sorumluluğu konusunda ellerini taşın altına koymak gibi bir niyet taşımıyorlar...

Ellerinde tesbih, göbeklerini kaşıya kaşıya AK Parti benim dışımdakilerle iktidar olsun, diyor her biri... Oysa, seçim öncesinde yemin billah ederek AK Partisiz bir iktidar oluşturacakların vaat etmişlerdi taraftarlarına... Eğer, erken seçim olursa, bu defa ne vaat edecekler doğrusu merak ediyorum!!

Evet, AK Parti'nin hataların görüp bunlardan ders çıkararak yoluna devam etmesi hem kendileri hem de Türkiye açısından hayati önem taşıyor...

Bu yüzden bu bayram rehavetinde böyle bir yazı yazmayı faydalı buldum...

Bu arada, böyle cesurca bir özeleştiri yaptığı için de Mehmet Metiner'i tebrik ediyorum... Tabii, "fabrika ayarlarımıza dönmeliyiz" diye yine aynı gerçeği vurgulayan Sayın Mehmet Ali Şahin'i de ihmal etmeyelim...

Hayırlı Bayramlar...

 
Toplam blog
: 1645
: 822
Kayıt tarihi
: 19.01.08
 
 

Edebiyat, kamu yönetimi ve gazetecilik tahsili... 27 yıllık eğitimcilik hayatından sonra emeklili..