Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Ağustos '08

 
Kategori
Siyaset
 

AK Parti'ye Neden Ceza Verilemedi?

AK Parti'ye Neden Ceza Verilemedi?
 

Yargıtay Onursal BaşkanıSami Selçuk diyor ki, “Oylama geçersiz; karar çıkmamıştır”.


Anayasa Mahkemesi Başkanı Kılıç, mikrofonun başına ve kameraların karşısına geçtiğinde, gizleyemediği sevinci, sözlerinden önce hal ve hareketlerinde, mimik ve bakışlarında kendini dışavuruyordu. “İstenmeyen” karar çıkmamıştı sonunda. Ve murada erilmişti. Çıkan, çıktığı söylenen kararın ise hukuksal/mantıksal anlamda bile biçimsel doğruluğa sahip olup olmadığının hükmü yoktu.

Ancak dışarıdan bakıldığında bile bir terslik, bir yanlışlık vardı bu işte. Anayasa Mahkemesi’nin karara ilişkin oylama esaslarını bilmiyor olsam da, 11 kişilik bir kurulda 4 oyla karar alınması akla mantığa uygun değildi. 4, nasıl olur da 6, hatta 6+1’e rağmen karar yeter sayısı olabilirdi? İşte bundan dolayı, kararın doğruluk değerini bir yana bırakarak, “4 mü büyüktür 6 mı?” başlıklı yazıyı kaleme aldım, karar gecesi.

Üzerinden fazla zaman geçmeden kararın, bir uzman hukukçu, daha geniş bir boyutta aynı konuya dikkati çekti. Ve “<ı>devlet yardımının kesilmesi yaptırımı ancak dört oyla çıkmıştır.” dediği yazısını şöyle sürdürdü : Bu durum karşısında hem mahkemenin yasal biçimde oluşması, <ı>hem de toplama kuralı çiğnendiği için oylama butlan (hiçlik) ile sakatlanmış karar çıkmamıştır.

Kamuoyunun yakından tanıdığı bu hukukçu, Yargıtay Onursal Başkanı Sami Selçuk’tu. Selçuk, yukarıdaki alıntıların da yer aldığı 1 Ağustos tarihli Star Gazetesi’ndeki köşesinden “Oylama geçersiz; karar çıkmamıştır” başlıklı yazısında bir de çağrı yaptı.

Çağrının muhatabı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya. Yargıtay Onursal Başkanı Selçuk diyor ki, “C. Başsavcılığı, karara karşı olağanüstü yollara başvurmalı, bu önemli kararın hukuka uygun biçimde çıkmasını sağlamalıdır.” Eğer Yalçınkaya bu çağrıya icabet ederse, ne olur? İcabet etmezse ne olur?

İkinci sorudan başlayıp kısaca yanıtlayalım : Birincisi, çıkmayan bir karar, çıkmış gibi telakki edilerek, taraflar sonuca dünden razı göründükleri için uygulanır. 23 trilyonluk hazine kesintisi yapılır ki bu Ak Parti için “güle oynaya” görmezlikten gelinecek bir bedeldir.

İkincisi, 4’ün yerine göre hem 6’dan hem de 6+1’den büyük olduğu Anayasa Mahkemesi kararıyla tescil edilmiş demektir. Akla ve mantığa aykırı olmasının ise her hangi bir hükmü yoktur.

Üçüncüsü ise, Selçuk’un belirttiği gibi, aslında “devlet yardımının kesilmesi yaptırımı uygulanamaz.”

Birinci soruya dönersek, yani Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Yalçınkaya, Selçuk’un çağrısına icabet ederse ne olur? Birincisi, karar süreci yeniden görülür. Bunun, Anayasa Mahkemesi’nin, Selçuk belirttiği gibi aslında “çıkmayan kararın” gerekçelerini yazmadan önce yapılması, gereklilikten öte bir zorunluluk ise, Anayasa Mahkemesi üyeleri Moskova’ya gidemeyeceklerdir. Üçüncüsü, Ak Parti ve ileri gelenleri yeniden ecel terleri dökmeye başlayacaktır. Dördüncüsü, belki de bazı akl-ı evveller Sami Selçuk’un da ‘Ergenekon’cu, hatta gizli ‘Ergenekon’cu olduğunu ileri sürebileceklerdir.

Sözün özü : Eğer işin formel anlamda bile hukuk ve mantık kurallarına uygun yapılması yalnızca gereklilik değil, aynı zamanda bir zorunluluk ise Ak Parti kararının yeniden görüşülmesinden başka seçenek yoktur. Elbette bu, 4’ün hem 6’dan hem de 6+1’den büyük olduğunu, akla ve mantığa aykırı bir biçimde gösteren ve düşündürten bir garabetin de düzeltilmesi demektir.

Son bir kaç soru : Başta Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç olmak üzere, üyelerden hiç biri neden, niçin, nasıl oldu da, bu garabetin farkına varmadılar? Acaba gerçekten hiç biri fark etmedi mi? Onca deneyimli yüksek mahkeme üyesinin bu kadar açık seçik bir tuhaflığı görmemesi, görememesi mümkün müdür? Hadi Sami Selçuk’un belirttiği uyulması gereken kuralları, -ki bunları gözetmesi gereken kişi mahkeme başkanıdır- unuttular diyelim. 4’ün 6’dan küçük olduğunu da mı unuttular acaba? Neden? Niçin?

· Felsefe Öğretmeni; http://atalaygirgin.blogspot.com/

 
Toplam blog
: 55
: 1448
Kayıt tarihi
: 26.04.08
 
 

Felsefe öğretmeniyim. İzmir'de görev yapıyorum. Edebiyat, felsefe, eğitim ve politikaya ilişkin yazı..