Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Mayıs '15

 
Kategori
Anılar
 

Ak/saraydan Ayvan/saraya 5. Bölüm

Ak/saraydan Ayvan/saraya  5. Bölüm
 

Alıntı


Günler hızla geçmesine rağmen, bizler hala ev bulamamıştık. Sınıf arkadaşlarım ve çok sevdiğim Hacer öğretmenim de dahil olmak üzere, bize ev bulma seferberliğin-deydiler. Bir hafta sonra babam eve neşe içinde gelerek - Fethiye hanım, Ayvansaray'da ki akrabalarıma ayrı, ayrı telefon ettiğimde, ev bulamadığımızı, ev sahibinin vermiş olduğu mühletin yarısından fazlasının geçtiğini zor durumda olduğumuzu söylemiştim. Bu akşam iş yerime, tam da atölyeden çıkarken Kemal bey telefon ederek haber verdi, cumbalı kagir 3 katlı bir evin orta katı boşmuş, evin camına kiralık iki oda diye telefon numarasıyla birlikte yapıştırmışlar.
 
Annemin gözleri sevinçten parlamış, hep birlikte havalara uçmuştuk, annem ve babam ertesi sabah postaneye giderek Ayvansaray'da ki evin sahibine telefon etmeye gittiklerinde, kardeşlerime bakma görevini üstlenmiştim, ama bebek olan kardeşim gözleriyle annemi arıyordu. Neyse ki ebeveynlerim kısa bir süre zarfında, müjdeli haber ile geldiler, evi tutmuşlar, istediğimiz zaman taşınabilmemiz için ertesi gün yani, pazartesi günü 3 aylık kaparoyu ve ev kirasını ödememiz koşuluyla aynı gün dahi taşına-bilirmişiz, hal böyle olunca Ayvansaray yolu bizlere görünmüştü.
 
Babam anneme - Ben patronumdan izin alıp, çocuklara bakarım sen Gülsen ile beraber Ayvansaray'a; Önce akrabalarımızdan bana telefon eden, Nebahat hanımlara, oradan da duruma göre ev sahibiyle buluşup evi görmeye gidersiniz dediğinde annem - Gülsen yarın okula da gidemeyecek, bizim eve gelmemiz neredeyse akşamı bulur, bari giderken eczaneden jetonla telefon edip öğretmenine haber verelim, babam başınla tabi der gibi sallayarak - Bende çocuklarla güneşli olacak günün, yarının tadını çıkarayım deyip bir başka neşelenmişti. Pazartesi sabahının olmasını meğer dört gözle bekliyormuşuz, hep beraber kahvaltımızı yaparak, annem ve ben hazırlanıp yola 
düşmüştük.
 
Otobüse binip Ayvansaray'da indiğimizde semt olarak pek beğenmemiştim, ağzımı yüzümü buruşturduğum da rahmetli annem - Kızım ister sevelim, ister sevmeyelim, başka bir çaremiz, seçeneğimiz var mı? Başımı, yok der gibi sallayarak, anneme sessiz sedasız cevabımı vermiştim, annem de bana - Tatlı kızım, bak her şeye aklın eriyor, kardeşlerine küçük annelik  yapan, hiç uyumsuz davranır mı? Senin fikirlerin benim için çok değerli, dur bakalım burayı mecburiyet karşısında tutacağız belkide bir apartman dairesine çıkarız bunları konuşmak için vakit henüz çok erken demişti.
 
Babam tarafından akraba olan Nebahat hanımların evine gelmiş kapı ziline basmıştık, kapıyı benim yaşlarımda, isminin İnci olduğunu öğrendiğim bir kız açmıştı. Tebessümle hoş geldiniz deyip bizi içeriye davet etmiş, arkasından ablası, annesi, erkek kardeş, yani ağabeyleri ve babası karşılayıp hoş sohbetten sonra, Kemal amca ve eşi - Buralar Aksaray'a benzemez, oralar Ayvansaray'dan daha nezih, ama buralar da çok daha canlı günlerin, haftaların nasıl geçtiğini anlamazsınız. Hele komşuluk ilişkileri bambaşka, taşındığınızda bize hak vereceksiniz. Ablam Binnazı biliyorsun, bizden iki sokak üst tarafta oturuyor, size tutacağımız ev bir sokak altta. Terzilik yaparak buranın şahı olursun Fethiye hanım, bizi buralarda sayıp severler, eh serde akrabalık da olunca, sizi de seveceklerdir. Bana hemen ev sahibinin numarasını verinde geldiğinizi haber vereyim, o kadar zahmet çekip oradan buraya hemde yüklü parayla gelmek kolay değil, işi halledelim ve hep beraber rahatlayalım demişti.
 
Aradan saatler su gibi akarak geçmiş, yemek saati gelmişti, sofralar kuruldu, o esnada kapı çalmıştı,İnci ve ben koşarak kapıyı açmıştık, gelen Binnaz teyze ve kızı Endam ablaydı, bana sarılıp öptüler ve -  Seni cimcime seni çarçabuk büyümüşsün, bak sen, nasılda kırılıp bükülüyor, biraz daha büyüdüğünde buraları birbirine katarsın deyip gülmüştü. İncinin yüzüne bakıp, ben daha bir şey söylemeden - Halam işte, beni bırak, bütün kızlara hep aynısını söyler dediğinde omuz silkip yukarı çıkmıştık. Endam abla ve annesinin ellerinde ki, evlerinden getirdikleri, kuru biber, patlıcan dolması, su böreği ve revaniyi masaya koymuşlardı, Endam abla Nebahat teyze ve kızı Elmas ablaya yardım edip sofrayı kuruyorlardı. Annem, Binnaz teyze ve erkek kardeşi Kemal amcayla, bulundukları semt hakkında;  Buraların çok eski tarihi İstanbul semtlerinden biri olduğunu söyleyip,  sohbeti daha da derinleştiriyorlardı. 
 
Toplam blog
: 425
: 412
Kayıt tarihi
: 24.02.13
 
 

37 Yıldır  yurtdışında yaşıyorum , 1000 den fazla şiirim var,  çeşitli edebiyat sitelerinde, derg..