Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Mart '15

 
Kategori
Anılar
 

Ak/saraydan Ayvan/saraya 3. Bölüm

Ak/saraydan Ayvan/saraya 3. Bölüm
 

Alıntı


Rahmetli annem bana; Üzülme kızım nasıl olsa 2 yıla kadar ilkokulu bitireceksin, orta okulda kardeşinle aynı okula yazdırırız, birbirinizden ayrılmaz gidip gelirsiniz demişti.
 
O yıl annem yeniden hamile kalmış 4. çocuğunu en küçük kardeşimi Haseki hastanesinde doğum yağmıştı. 4. Kardeşim yine erkek olmuş ve pabucum dama atılmamıştı, 3 erkek çocuğa karşın bir kız olmam, neşeme neşe katmıştı, hem nazlı hemde zeki biriydim, öyle ki annem çarşıya pazara gittiğinde gözü kapalı olarak, kardeşlerimi bana emanet ediyordu. Annem gelene kadar evin annesi oluyordum, bu anaç kişiliğim o zamanlardan itibaren karakterimde pekişmişti.
 
Eve gelip benim çocukların etrafında fırıl, fırıl döndüğümü gören merhume - Bayram yaklaşıyor, sizlere ciciler alacağım, kardeşlerine baktığından dolayı da sana ekstra ne istersen tamam mı annem derdi. Ertesi gün bana para vererek, hadi bakalım okulda istediğin sandaviçi al, gelirken de kırtasiyeci abiye uğra, renkli boyalı kalemlerden, istemiş olduğun çizgili 6 katlı yazı defterini al, dediğinde sevinçle boynuna sarılmıştım. Babam akşam eve geldiğinde, övgüyle beni anlatan anneme babam, işte kız çocuğunun farkı der ve başımı okşardı. Sevinçle okula gidip gelirdim, derslerimi yaptıktan sonra da en küçük bebek olan kardeşimle ilgilenirdim.
 
Yaz gelmiş okullar tatil olduğunda evimizin bahçesinde üç kardeş oyunlar oynardık, annem bizlere ekmek arası hazırlar, bizde onları afiyetle yer oyunumuza kaldığımız yerden tekrardan başlardık. Bahçede dut, elma ve ıhlamur ağaçları vardı. Yaşlı ağaçların dalına annem salıncak yapmıştı. Kardeşlerimden kimi sallanır, bir diğeri topuyla oynardı. Bizim zamanımızda naylon bebekler vardı, onlara elbise etek bluz diken annem - Hadi bu giysileri bebeğine giydir deyip beni sevindirirdi.
 
Açık hava, kuş sesleri ağaçların arasından sızan güneş ışığı gölgelerini yere verdiğinde, annemin beni uyarmasıyla kilimi gölgelik yere çekerek kardeşlerimi koruduğumu hiç ama hiç unutamam. En küçük kardeşimin uyanıp uyanmadığını sorduğumda ise annem - Saat 18 olsun, kardeşinizi yanınıza veririm dediğinde dümyalar bizim olurdu. Anneme; Anne iki ağacın arasına bebek salincağı yapalım mı? Bebeği oraya yatırırız, ona ninniler söyler uyuturum, sen de dikiş dikersin dediğimde - Sen ne akıllı ne hayırlı bir evlatsın, sırtın hiç yere gelmesin inşallah derdi. O çocuk aklımla, pek anlayamazdım ama bunu o kadar sıklıkla söylerdi ki, Allah cc gani, gani rahmet etsin, toprapı bol olsun.
 
Annem beni kırmayıp, birbirlerine yakın olan iki ağacın arasına kalın kendir iple bebek salıncağı yapmıştı, anneme yardım ediyordum, bana - Yatak odasında battaniye var onu getir kızım demişti. Yorgan iğnesine geçirdiği yorgan ipliğiyle battaniyeyi dikmiş, üzerine kullanmadığımız bir yatak çarşafıyla, bebek yastığı ve minik örtüyle, istediğimden alasıyla salıncak hazırdı. Kardeşimin karnını doyuran annem, bebeği getirip salıncağa koyduğunda, 6 aylık olan kardeşimin yüzünde tatlı tatlı gülümsemeler hasıl olmuş, gönül rahatlığıyla ona bakıp üstüne üstlük birde uyutmuş, yüzüne de ince tülbent örtmüştüm. Bizim bu bahçe sefamızı izleyen ev sahibe hanım - Fethiye hanımcım, maşallah 9 yaşında kızının yaptıklarını 15 yaşındaki kızlar zor yapar. Allah nazarlardan korusun deyip 3. kattan bize sepetle meyveler sarkıtır, bizlerde teşekkür ederek afiyetle yerdik.
 
 
Toplam blog
: 425
: 412
Kayıt tarihi
: 24.02.13
 
 

37 Yıldır  yurtdışında yaşıyorum , 1000 den fazla şiirim var,  çeşitli edebiyat sitelerinde, derg..