Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Mart '18

 
Kategori
Tarih
 

Akademik Çalışma: Fatih'i Tanımıyoruz!

Akademik Çalışma: Fatih'i Tanımıyoruz!
 

Bir önceki yazımda, insanlık tarihi açısından 15. yüzyılın önemli bir asır olduğunu dile getirmiş, bu asırdaki ilmi gelişmelerin dizide işlenmesi ile hikayenin kalitesinin artabileceğinin altını çizmiştim.

Malumunuz, Fatih'in kimliği üzerinde fazlasıyla spekülasyon var. Bu spekülasyonlar genel olarak Fatih'in dini kimliği üzerinde cereyan ediyor. Bu hususta fikir beyan edenlerden biri de Prof. Celal Şengör. Her görüşüne katılmasam da Celal Hoca'nın fikir ve davranışlarının önemli olduğunu düşünüyorum. Bunun için iki esaslı nedenim var. Birincisi, Dünyanın ilk atlası olarak bilinen ve Fatih Sultan Mehmet’in çevirttiği Klaudios Ptolemaios’un ‘Coğrafya El Kitabı’nın tıpkıbasımı'nın yapılmasında hem maddi hem manevi katkısının bulunması. İkincisi, Fatih'in kütüphanesi konusunda bir tarihçi titizliğinde çalışmalarının olması.

Celal Hoca’nın bu konudaki bir yazısının bazı bölümlerini aynen naklediyorum: (Bilim Teknik. Eylül, 2013.)

“Ah Fatih Yerinden Bir Kalkabilse!

Ama milletçe Fatih’i de tanıdığımız söylenemez. Geçenlerde büyük Alman şarkiyatçısı Emil Jacobs’un ölümünden 9 yıl sonra yayımlanabilmiş, Fatih’in kitapları hakkında yarım kalmış bir makalesini okurken, son cümlenin gözlerimi yaşarttığını söylemeliyim. Jacobs, 21 yaşındaki sultanın kendi kütüphanesi için Bizans koleksiyonlarından seçtiği eserleri tanıttığı eserini şu cümlede bırakmış:

“Burada, içerikleri, son Paleologların yıkılmış imparatorluk toplumu için artık ölü olan kodeksleri değil, yaşam nefesi veren, ileride yapılacak şeyler için besin sağlayan, bilgi ve şöhret heyecanı uyandıran el yazmalarını görüyoruz. Bunlar II. Mehmed’in bize hediye ettiği, kendisinin de eski Yunanlı yazarların tekrar keşfine ve ayağa kaldırılmalarına, Rönesansın insanlığa bahşettiği mutluluk ve varlığa katkısının olduğunun yaşayan şahitleridir.”Bu sözlerin 21 yaşında Müslüman bir gencin 500 yıl sonra ardından yazıldığını unutmayınız.

Büyük bilim adamı Jacobs, Fatih’in kendi kütüphanesi için seçtiği kitapların özelliklerini şöyle özetliyor:

1) Fatih, din kitapları toplamamıştır,

2) Fatih en yeni eserleri elde etmeye çalışmıştır. Kütüphanesi hemen tamamen 15. yüzyılda yazılmış veya kopyalanmış eserlerden oluşmaktadır.

Jacobs’a göre büyük padişahımızın kütüphanesinden elimizde ne yazık ki sadece 50 kadar kitap kalmıştır ki, bunların 42’si Yunancadır. Bunlar arasında sadece 5 tanesi din kitabıdır:

1 İncil pasajları içeren dinsel tören kitabı,

1 gene İncil pasajlarından oluşan dua kitabı,

2 tane Zebur tefsiri. Bunların hepsi 13. ve 14. yüzyıllardandır.

Bir de son derece kıymetli, 12. yüzyıldan kalma bir Eski Ahit sekizlemesi.

Geri kalan 37, konularına göre şöyle dağılıyor:

3 şair: Homeros, Hesiodos, Pindaros (ilk ikisinin hemen tüm Yunan putperest kültürünün, yani insan uygarlığının, temeli olduğunu hatırlayalım).

8 tane Yunanca gramer kitabı ve sözlük. Sözlüklerin ikisi Yunanca-Latince. Ptolemaios’un coğrafyasını bulan ve yayınlayan büyük Bizanslı bilim adamı Maksimos Planudes tarafından yorumlarıyla birlikte yayımlanmış Esop’un masallarını içeren bir okul kitabı.

1 atasözleri kitabı,

Pitagor vs. 2 cilt Aristoteles.

1 adet taşların esrarlı özellikleri üzerine yazılmış kitap (zamanın mineralojisi).

1 büyü kitabı.

Hippokrat’ın, Galen’in, Mikhael Psellos ve bazı diğer yazarların eserlerini içeren 1 tıp cildi.

Cassianus Bassus tarafından 10. yüzyılda yazılmış 1 tarım kitabı.

Oppianos’un balıkların yaşamı ve balıkçılık üzerine bir eseri.

Arrian’ın meşhur Anabasis’i, yani İskender’in büyük Asya seferinin tarihi ve gene aynı yazarın Hindistan (Indike) adlı eseri.

Ksenofon’un Pers İmparatoru Büyük Kiros’un hayatını konu edinen Kiropedia’sı. Polibios’un tarihinin ilk 5 kitabı.

Kantakuzen’in 1320-1356 tarihleri arasını kapsıyan tarih kitabı.

Konstantinopolis’in oluşumunu anlatan Patria Konstantinupoleos adlı eser.

Roma ve Bizans imparatorlarının yaşamlarını anlatan 1 cilt.

Komnenos imparator ailesini anlatan 1 cilt.

Kristobulos’un Sultan II. Mehmet tarihinin bilinen tek kopyası.

4 adet astronomi ve matematik kitabı:

Bunlar arasında son derece kıymetli bir Öklid el yazması, buhar makinesinin mucidi İskenderiye’li Heron’un Metrika’sı,

Ptolemaios’un coğrafyası.

Buondelmonte’nin Isolaria’sının (Adalar: bu kitap Ege hakkındadır) dünyadaki tek Yunanca tercümesi.

Askeri bilimlere üç ait eser.

Diogenes Laertius’un Yunan filozoflarının yaşamlarını anlattığı eseri.”

Celal Hocanın da belirttiği üzere milletçe Fatih’i tanımıyoruz. Gazi Üniversitesi’nde geçen yıl yapılan akademik bir çalışma bu yargıyı doğruluyor. Zira öğretmen adayları ile gerçekleştirilen mülakatlar, adayların Fatih’i çok iyi tanımadıklarını vurguluyor. Araştırma sonuçlarına göre, öğretmen adayları Fatih dönemi ve olgularının müfredat kanalıyla öğretilmesinin önemli olduğu görüşünde birleşiyor. (Aydan Ustaoğlu Çelik, 2017)

Celal Hoca ile birlikte birçok akademisyenin de vurguladığı üzere Fatih bir dehadır. Ancak, Fetih, Fatih’in önüne geçmektedir. Fetih, tarihsel narrative açısından son derece mühim bir konudur. Tarih derslerinde okutulacak önemli konularda belki de liste başıdır. Lakin, öğrenciye katacağı değer sınırlıdır. Halbuki, tersi bir durumda yani Fatih’in dehasının doğru aktarılabilmesi durumunda öğrencilerin buradan alabileceği ilham oldukça fazladır.

Şimdi düşünün öğretmen adaylarının dahi bu konudaki bilgi seviyesinin orta düzeyde olduğu bir ülkede, bilgi düzeyi halk seviyesinde acaba ne kadardır?

Tarihi diziler, tarih öğretimi için yenilikçi bir unsurdur. Yapımcılardan bir talepte bulunabilir miyiz?

En az oniki milyon genci kucaklayan ülkemizde, Fatih anlatımına dolaylı bir katkı sağlanabilir mi? 

Not: Kitaplıkta farklı din ve kültürlere ait kitaplara yer verilmesi, dini kimlikten ziyade engin ve aşkın zekanın bir göstergesidir.  

 

 
Toplam blog
: 6
: 562
Kayıt tarihi
: 24.03.15
 
 

•Tarih Yazımı  •Avrupa'da Tarih Eğitimi ve Öğretimi  •Avrupa Bütünleşmesi Tarihi  •XX. Yüzyıl Avr..