- Kategori
- Kültür - Sanat
A.Kadir Güler'le 45 yıllık Dostluğa yolculuk
Bir vefalı dost, Oğuz Tümbaş.
Bir Konuk yazar:
Daha önce de bir yazımda yazmıştım, bu yıl Söke Şairler ve Yazarlar Derneği tarafından benim SANAT'TA 50.YIL başlığı altında bir kutlama programı hazırlanıyor. Konuyla ilgili bazı arkadaşlarımdan yazı, şiir ve mektuplar alıyorum. İşte bunlardan biri de 1966'dan beri tanıştığım ve görüştüğüm sanat ve kültür vadisinde benimle birlikte at koşturan hemşehrim şair ve yazar Oğuz Tümbaş'tan bana gönderdiği bir değerli bulduğum yazısı vardır. Bu güzelim yazıyı 50. yılın anısına bu köşemde sizlerle paylaşır ve sevgili kadirşinas dostum Oğuz Tümbaş'a da sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.. Sözü Sevgili Oğuz Tümbaş'a bırakıyorum.
**** **** ****
Gaziantepli bir çocuktum. Onun hemen yanı başındaki ilçesi Oğuzeli’nden Ankara’ya 1966 yılı Eylül’ünde ayak basmıştım!.. Çiçeği burnunda utangaç bir taşralı gibi duyumsamıştım kendimi. Şiire yeni başladığım yıllar… İlk şiirim 1965’de İstanbul’da Sanat Dünyası adlı bir edebiyat dergisinde yayınlanmış. Coşkum büyük. Su, Çele,Defne gibi Anadolu dergilerine de birkaç şiirimi de göndermişim, onlar da yayımlanmış. Keyfime diyecek yok. Yayımlanan her şiirimin altında imzamı görmenin bende yarattığı heyecanı anlatmak olanaksız o yıllarda. Şiirin çekim alanına girince Ankara’ya gelir gelmez ÇELE Dergisi’nde buldum kendimi. Urfalı şair arkadaşım Doğan Doğancıoğlu Çele Dergisi’nin Genel Yayın Yönetmeni.
Derginin sahibi değerli insan Muhsin Karamanoğlu’nun da oluruyla beni Yazı İşleri Müdürü yapıyorlar! Havam değişiyor, yalnızlığımı çekip atıyorum üstümden. Yeni dostlarım oluyor. Bir süre sonra dergiyi Yaşar Durak’la birlikte hazırlamaya başlıyoruz.
Çele’ye gençlerden, amatör imzalardan gelen yazı ve şiirler için yanıt verme işi bana düşüyor. Seviyorum bu işi. Ben de gencim, ama olgun bir duruşla yanıtlar veriyorum gönderilen ürünlere. Bir süre sonra bu imzalar arasında Abdülkadir Güler adı dikkatimi çekiyor. Mardin Kızıltepe’den gönderiyor o yıllarda ürünlerini. Örneğin Temmuz 1967 tarihli Çele Dergisine 8 şiir birden göndermiş Güler. Bunlardan “Neden” adlı şiirini yayınlamaya değer görüp Eylül sayımızda yer vermişiz. Güler’in arşivimde bulduğum Çele Dergisi’ndeki bu şiirini buraya almak istiyorum:
" Yaprağın sevinci
Dal uçlarında
Çocuğun neşesi
Pabuçlarında
Ve duanın kutsalı
Avuçlarında”
Daha sonra Meltem Dergisi’ni yayımlamaya başladığımızda da Abdülkadir Güler bizimle ilişkisini kesmemiş. Bu dergiye de gönderiyor şiirlerini. Meltem’in ilk sayılarında gelen ürünlerin imzalarına yanıt verme görevini bu kez İsmail Yılmaz üstlenmiş. Kasım 1967 tarihli Meltem’in ilksayısında Güler’e şöyle bir yanıt vermiş İsmail Yılmaz: “Yazdıklarınızın bir hiç olmasını istemiyorsanız, şiirinize yeni bir düzen ve yeni bir anlayış getirmelisiniz.” Çele’nin ve Meltem’in 45yıl önceki sayılarını karıştırırken Abdülkadir Güler’le yeniden buluşunca, anıların güleç yüzüyle karşılaştım. Telefonlagörüştük birkaç kez. Yaşların geçkinliği, saçların beyazlaşmaya yüz tuttuğu zamanlarda buluşmak, ayrı bir duygulanma yaratıyor insanda.
Demek ki Güler’le tanışlığımız, dostluğumuz 45 yıllık uzun bir zamana yayılmış. Az şey mi o yıllardan bu güne dostluğu sürdürmek…
Yazmayı, araştırmayı seven biri Abdülkadir Güler. Milliyet Blog’da da yollarımız kesişiyor 4-5 yıldır. Benim de onun kitaplarıyla ilgili yazdıklarım oldu. O da yazdı benim için. Paylaştık yazdıklarımızı. Hele Sökeli Şairle ve Yazarlar seçkisinde bildik adlar vardı. İskender Cenap Ege, Ferzan Gürel,Ziya Gürel, Halil Kocagöz, Samim Kocagöz, İskender Özturanlı, Talat Avcı, Güven Pamukçu, M. Kemal Yılmaz, Nalan Tuntaş, Ahmet Altümsek…
Hepsi birbirinden değerli bu adlar arasında Ahmet Altümsek adı beni anılara yolculuğa çıkarmıştı. Altümsek benim Milli Eğitim Bakanlığı’nda ilk memuriyetimde Şube Müdürüm olmuştu. Şair olduğunu öğrendiğimde çok sevinmiştim. Ankara’da Sergi Kitabevi’nin sahibi öykü yazarı Erdal Öz Meltem Dergisi’nde onun imzasını görünce “bu isme sahip olun, koruyun, değer verin. İyi şairdir.” demişti. Sadece bir şiir kitabı olan Ahmet Altümsek az yazan, ama iyi şiirleri olan bir şairdi. Işıklar içinde olsun. Demek yazın alanında 50 yıldır kalem oynatıyor Abdülkadir Güler…
Demek aynı yıllarda yazmaya başlamışız. Aslında İlk şiirim 1965’de bir dergide yayımlanmaya başladım demiştim yukarıda. Yerel gazetelerde yazmaya başladığım 1962 yılını ölçü alırsam, ben de 50 yıldan bu yana yazıyormuşum meğer! Ceyhan’da İleri, Gazaintep’de Sabah, Haber, Işık, Urfa’da Yeni Urfa, Şafak, Fırat, Demokrat Türkiye, Akgün.. gazetelerini nasıl unuturum?.. Bunu şimdi sevgili Abdülkadir Güler’i anarken ayrımsadım. Ne mutlu geleceğe şiirler, yazılar, kitaplar bırakmak, aydınlık, onurlu bir ad bırakmak… Evet kuşakdaşım, yaşdaşım Abdülkadir Güler de 66 yaşın devingenliği
içinde üretmeyi sürdürüyor. Onun Bayram şiirindeki
“Dostça, kardeşçe, uygarca
Kin ve nefret öte kalsın
Her şey gün aydınlığınca sıcak”
dizeler gibi olsun diyorum gelecek günler. Haydi kolay gelsin sevgili Güler. Nice yazılara, şiirlere, kitaplara…
Oğuz TÜMBAŞ / oguztumbas@gmail.com
İzmir / Ağustos 2012