Akan kanlar dursun, kardeşlik olsun...

Geçenlerde 23 Ocak günü Çinden Kırgızistan`a sızmış 11 Uygur Türkü`nün öldürülmesi olayını ele alan bir yazım olmuştu. Dünya Uygurları`nın olaya yaklaşımı tabii ki, bizi de ilgilendiren bir konu olduğundan, artı bir Türk`ün bile kanının akmasına duyarsız kalmadığımız için konuyu değerlendirmeği gerekli sanmıştık.

 

Bir de şunu gerektiren başka bir durum vardı: Kırgızistan sınır güvenlikçilerinin Uygurlar`ı öldürmesini elde bayrak ederek Kırgızlar`ın hepsini hain ilan edenler boy vermekteydi. Hem de tarihe baş vurarak Kırgız kardeşlerimizin başka halkları, özellikle de Özbekler`i, Ahıska Türkleri`ni ve Uygurlar`ı soykırıma uğrattığı yönünde manipülasyonlar internet ağlarında sağdan sola, soldan sağa tirajlanmaktaydı.

 

Bazı kişilerin şunu 11 Uygur`un öldürülmesinden etkilenerek gerçekten imasız yaptığını söyleyebiliriz. Ama bazı kişilerin de fırsat kolladığı dikkatimizden kaçmadı. O yüzden yeniden konuya dönerek bir kez daha fikirlerimizi paylaşmaya, olaya yaklaşımı daha da aydınlatmaya çalışmak isteriz.

 

Daha önce de yazdığımız gibi, Uygurlar`ın katledilmesini kınıyoruz ve böyle bir yöntemin yanlış olduğu kanaatındayız. Yani Kırgız askerler sınır ihlalcisi Uygurlar`ı sağ olarak yakalasaydılar keşke. Aynı zamanda onu de belirtmemiz lazım ki, bir devletin sınırlarını her türlü ihlalden koruma hakkı da gözardı edilmemelidir. Hattâ sınır ihlalcisi kendi milletinden olsa bile. O yüzden Kırgızistan kendine hakk kazandırabilir. Ama bir kez daha söylüyoruz ki, keşke Uygurlar`ı sağ olarak yakalayıp yargı önüne çıkarsalardı.

 

Ortada bir yanlışın olduğu göz önünde tabii. Şimdi böyle bir yanlışın olmasından hareket ederek Kırgızsitan devletini ve tüm Kırgızlar`ı soykırımcı, hain, düşman gibi kaleme vermek ne kadar doğru olabilir? Bence hiç doğru değildir. Çünkü Kırgızlar da, Kırgızistan devleti de hepimizindir. Yani onlar da bizim gibi Türktür ve devlet de bir Türk devletidir. Öyleyse Kırgızlar`ın tümünü ihanette, soykırımda suçlamakla yanlış yapılmıyor mu? Yapılıyor bence.

 

Dikkatli olmamız lazım. Hem de her konuda. Zaten su uyur, düşman uyumaz derler ya. Şimdi attığımız her yanlış adımın arkasından düşman çıkar da o zaman görürüz halimizi. Önemli olan geçmişle yaşamak değil, geleceğe odaklanmak. Ne yapalım, nasıl yapalım da akan kanlar dursun, kardeşlik olsun?

 

Hele hele Türk milletinin kendi arasında sorun çıkmaması lazım. Dünyanın en büyük coğrafiyasına sahip, tarihte bir kaç tane ses getirmiş büyük imparatorluklar kurmuş millet olarak Doğudan Batıya tüm Türkler yanlışıyla doğrusuyla aynı millettir. Aramızda yaramazlık yapan, milleti sırtından hançerleyenler de var mıdır? Vardır tabii. Ama bizim işimiz onlarla olmaz. Onlarla kanun ilgilensin. Bizim işimiz bizi birleştirecek, bir arada tutacak, tek yürek, tek millet yapacak hallerle olmalı. Evet, arada bazen tatsız olaylar yaşanabilir. Yanlış deyerek geçmeyi başarmamız lazım. Çünkü böyle hallere odaklanarsak, millet olarak birlik olacağımıza, ayrılır, parçalanır, bölünürüz. Ve düşmanlarımız da zaten şunu beklemiyor mu? O yüzden yanlışlarımızı kendi aramızda, dünyaya duyurmadan tartışalım. Doğrularımızı ise tüm dünyaya duyuralım. Böyle yaparsak başarılı olacağımız konusunda hiç kuşkum yok.