Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

kevser şekercioğlu akın

http://blog.milliyet.com.tr/kevser

04 Nisan '07

 
Kategori
Gezi Rehberleri
 

Akçakoca

Akçakoca, Batı Karadeniz Bölgesi’ nde, 1999 depremi sonrasında il olan Düzce’ye bağlı en büyük ve o bölgenin en güzel ilçelerindendir. Deniz kıyısında olduğu için deniz iklimine sahiptir ama denizi çok fazla deli-dolu olduğu, sağı solu da belli olmadığı için kesin bir tarif yapılmamaktadır. Güneşli bir yaz gününde sele kapılabilir ya da bir kış günü üzerinizdeki mont fazla gelebilir inanın.

D.100 otoyolunun (TEM) Düzce sapağından Akçakoca yoluna girilir. 35 kilometrelik yolu yeşilin her tonunu görerek bitirebilirsiniz. Eğer yolunuz sonbaharda oraya düşerse daha sıcak renklerin (kırmızı-turuncu-sarı-mor) bolluğu, doğayı seviyorsanız sizi hipnoz edebilir kaza yapmamak için lütfen dikkatli olun. İstanbul Anadolu Yakası’ndan 250 kilometre mesafeyi 2, 5-3 saatlik sürede alabilirsiniz.

Bu yol size uzun mu geldi? Yaklaşık 50-60 kilometrelik bir fire ile başka bir güzergah sunalım hemen illa görmeniz için. TEM’den Adapazarı’na gidiyorsunuz, Merkez göbekten levhaları takip ederek Karasu-Melenağzı yoluna girin. Karasu yolu üzerindeki, gözlerinizi yerinden oynatacak çarpık yapılaşmayı çıkarın manzaradan, şimdi seyredin nasıl? Ayrı bir tartışma konusu olan bir türlü şehirleşilememe sorunu için başka zamanları kullanalım isterseniz. Adapazarı’ndan sonra mavi-yeşil birleşimini iyice içinize sindirebilmek için yavaş kullanın arabanızı.

Bu yolda dinlemeniz için size Leman Sam, Candan Erçetin ve/veya Sezen Aksu önerebilirim çok iyi geliyor. Ama şarkı sözlerinin üzerinizde etki yaratıp da hüzünlere dalmak istemiyorsanız Gibsy Kings de dinleyebilirsiniz. Söğüt ağaçlarını peri kızlarına benzetirim her zaman, öyle salkım saçak, dokunsan kaçacak-kaybolacak, kaçarken peşinden gelip gelmediğinizi kontrol eder gibi nazlı ve bakışlarında oyuncu bir muziplik olan. Rahmetli babaannem, söğüt filizlerini yapraklarıyla kaynattığınız suyla yıkayın başınızı derdi. Bir faydası var mı saçlara inanın bilmiyorum ama bir bildikleri mutlaka oluyor bu kocakarı söylemlerinin.

Karasu’dan sonra Melenağzı’na geldiğinizde mutlaka vites küçültün ve yavaşlayın. Tatlı Melen suyunun denize dökülmesinin enderliğine sabahın mahmurluğunda şahit olun. Melen içindeki balıkçı tekneleri, peri kızlarının bolluğu, denizin kuduruk dalgaları, tahta köy evleri daha nasıl anlatabilirim bilmiyorum bu güzelliği. Melenağzı’nda tezgahtan “Keş” alın. Bu sıkıştırılmış bir peynir çeşitidir. Makarnayı haşlayın, tereyağla yağlayın, üzerine sıcakken bıçakla bol miktarda çentikleyin bu peyniri yedikten sonra tattığınız lezzet için bana dua etmeyi unutmayın lütfen.

Melenağzı’ndan sonra sahil kasabası Karaburun’u geçtikten sonra yol üzerinde yemyeşil ağaçları, alabildiğine fındıklıklarıyla, deli delikanlıları, güzel ve becerikli kızlarıyla çok meşhur Hemşin Köyü var işte orası benim köyüm. İsterseniz anneme uğrayın inanın hiç ayıp olmaz, onun evinde çekinmek, aç kalmak, huzursuz olmak diye bir şey yoktur. Tavuk kadar cüssesiyle, fil gibi bir yürek taşır göğüs kafesinde. Yemeğini yedikten sonra çok beğendiğini dile getiren insanları çok sever. İnanmıyorsanız gidin kapısına da görün ama Ekim sonunda dönüyorlar İstanbul’a benden söylemesi. Olmazsa seneye gidersiniz. Ayrıca incirlere dokunmazsanız sevinirim çünkü onlar benim.

Hemşin Köyü yoluna girmeden devam ederseniz ulaşırsınız Akçakoca’ya. Şu aralar sakinliği yüzünden size boş ve soğuk görünebilir, alın benim gözlerimi vereyim öyle bakın nasıl güzeldir manzarası. Akçakoca levhasını her gördüğümde kuşlar çırpınır yüreğimde heyecandan nedenini hala anlayamam. Öyle açıklamasız öyle sebebsiz öylesine büyük bir sevgidir oralar için hissettiklerim. Yol üzerindeki köylerin içinde görünen tahta evler yüreğimden yaralar beni, içinde yaşayan insanlar benden ben onlardan gibiyimdir dersem ve yemin etsem başım ağrımaz herhalde anladınız ben Akçakoca’lıyım.

Reklam olmasın diye yazmıyorum ama açık büfelerinde fazla çeşit ve güzellikleriyle lüks otellerimiz, temiz güvenli pansiyonlarımız vardır. Denizin dibinde iğrenç kaba inşaatıyla her açıdan görüntüyü bozan Ceneviz Otel inşaatının yıkılması için şikayette bulunabilirseniz biz yerlileri çok mutlu edersiniz.

Şu aralar balık kaynıyor her yer. Balık yemek isteyenler Eski Çınar Otelin piyasa caddesinde, denize sıfır balık restaurantlarında balık yiyebilirler. Keşke kuzinede pişmiş sebzeli bol soğanlı palamut yiyebilseniz. Anlatırken özlemden benim bile burnum sızladı inanın.

Kudurmuş dalgalarında ben varım

Keskin soğuğunda, renginin kokusunda

Benim yerime öter Ağustos Böcekleri

Meyveye döner sevdalarım ağaçlarında.

Korunmaya ihtiyaç duyulmayan bir güven

Sımsıcak yumuşak koca memeli bir ana kucağı

İhanetsiz bereketli sıcağı

Suyunun serini ve tadı

Biz varız içinde

Sahi kaç kişiyiz biz?

Kaç yürek sana gelmek ister çıkmazlarında?

Kale’den gördüğünüz manzara sizi korkutmasın, bu deniz sık sık böyle deli deli bir havalara girer, kudurur köpürür. Beklediği sevgili kimdir, ne olur nasıl olur, kimi görür de sakinleşir orasını daha çözemedim. Çözsemde söyler miydim bilmiyorum. Hayat o dalgaların içinde bir gider bir gelir, mutluluklar, huzur, elimizdekiler ve elimizden kaçanlar, elimizden gidecek diye ödümüzü koparanların hepsi o dalgaların içinde gizlidir. Siz siz olun ne kadar iyi yüzerseniz yüzün lütfen çok dikkatli olun. Akçakoca-Melenağzı güzergahında öyle güzel gizli koylar var ki manzarasını anlatamam, o koylarda kayalık-yeşil-mavi üçlemelerine de ancak görürseniz inanabilirsiniz.

Deli dalgalı bir deniz,

İnce kumlu, bol yeşil

Hatta, yeşilin bin tonu birden

Öyle kayalıklar var ki kocaman kocaman

Kayalıkların sonu orman

Bir yer var

Havası, suyu, ekmeği temiz

Yağmuru çok güzel

İnsanı neşeli,

Ben O’ranın

O denizin kızıyım.

Sözün özü aç karnına İstanbul’dan çıkıp kahvaltınızı muhteşem bir deniz manzarasına karşı yapmak isterseniz Akçakoca’nın en doğru adreslerden biri olduğunu kendi alt kimliğimin mekanı olduğu için değil gerçekten güzel olduğu için tavsiye ediyorum. Hem manzara, hem kahvaltı hem de balık için afiyetler olsun.

Kevser Şekercioğlu

 
Toplam blog
: 374
: 869
Kayıt tarihi
: 15.01.07
 
 

1965 Akçakoca doğumluyum. Evli ve dört kız annesiyim, küçük bir kızın  anneannesiyim. A.Ü. Halkla..