Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Temmuz '12

 
Kategori
Gezi - Tatil
 

Akçay’da bir güzel dost - Şermin

Akçay’da bir güzel dostaydım.

Onu ziyarete gittim,

Onunla sohbetler ettim,

Onun hazırladığı muhteşem yemekleri yedim,

Onunla okey oynadım.

 

Onun yürekleri yerinden oynatan, içine güzellikler ilave eden şiirlerini dinledim.

Onunla gecesi ile gündüzü ile karışık Akçay turları yaptım.

 

 

Akçay gerçekten çok güzel bir yer.

 

Yıllar önce gitmiştim, çok beğenmiştim.

Şimdi de aynı beğeni ve sevgi ile Akçay’da oldum.

 

Şermin, kızkardeşim Suzan vasıtası ile tanıştığım hala bu zamanda böyle insanlar varmı diyebileceğiniz biri. Sanıyorum var, sanıyorum nesli tükense bile hala sizlere çıkar karşılığı dostluğunu ikram edenlerden olmayanlarda var.

Hala dost denildiğinde dost lezzeti aldığınız,

Dar zamanlarda yanınızda olan,

Sizi gördüğü zaman yürekten sizi görmekten mutlu olduğunu hissettiren,

Size neler ikram edeceğini şaşıran,

Sabahları size en güzel, en yumuşak, en pozitif enerjisi ile güne merhaba demenizi sağlayan bir hanımefendi…

Köy kahvaaltısı diye İstanbul’da muazzam rakamlarla yaptığınız kahvaaltılardan daha çeşnili, daha lezzetli kahvaaltılar, beş yıldızlı tesislerdeki hizmet garantisi içinde muhteşem ev sahipliği sunan bir arkadaş.

Temiz, titiz ve iyi bir aşçı…

Devamlı gülen yüzü ile size sevgi aşılayan, orada olduğunuz için mutlu hissettiren bir yaren…

Bilgisi, kültürü, sohbetleri ile dolu – dolu geçirdiğimiz günlerimiz - de yanımıza ekstradan kar.

 

Dostla sohbet, güzel oluyor. Neler konuşuyorsunuz neler. Sanattan, edebiyattan, şiirden, resimden hatta el işlerinden ve ev işlerinden... Her şeyden bol - bol konuşabileceğiniz, aynı hazlarla sohbetinizi sürdürebileceğiniz, ne kadar az arkadaşınız kalıyor bu zamanda, bu hayatta…

 

Böylelerini görünce, hele – hele birde dostunuzsa iftihar ediyorsunuz, göğsünüz kabarıyor.

Bu zamanda!

Maşallah demek ve ilave etmek istiyorum.

“Şermin iyiki varsın, hala senin gibilerin olduğunu bilmek huzur veriyor. Seni seviyorum Şermin.”

 

Çok yorgundum.

İnanın o kadar yorgundum ki.

Şimdi dinlendim.

Bedenim ve ruhum o güzel dost ve o güzel Akçay sayesinde yenilendi…

 

Gelelim Akçay’a: Akçay Deresinin denize döküldüğü yere Akçay denilmiş. Ayrıca:

Dere, Kazdağları´nda beyaz renkli mermer parçaları getiriyormuş, onun içinde adının Akçay olduğu söyleniyormuş.

 

Akçay, Edremit ilçe merkezine 8 kilometre uzaklıkta ve Edremit Körfezi´nin avuç içi gibi tam içinde bulunmaktadır.

1880 yılında Akçay Edremit´in bir iskelesi olarak kabul edilir.

1800´lü yıllarda Akçay´da Rumlardan kalma iki katlı bir sabunhane ve birkaç rum evi dışında kahvhane ve balıkçı kulübeleri vardı.

Daha sonraki yıllarda Akçay iskelesi ve diğer resmi binalar yapıldı.

1935 yılında hane sayısı 30´a yükseldi.

 

Bugün Akçay Kuzey Ege´nin en önemli tatil yörelerinden birisi olarak hizmet etmektedir.

Akçay´ın yerleşik nüfusu 20 bin dolayında olup turizm sezonunda 100–150 bine ulaşmaktadır. (alıntı)

 

Bu resmi tanıtımdan sonra tarihi hakkında da bilgi aktarmak istiyorum.

 

Orta ve Genç Bronz Çağı´nda (MÖ. 1200 – 1800) Mysia bölgesinde Kuzey Batı Anadolu gruplarının yaşadığı ve konuluşan Mysia dilinin Lydia ve Phrygia dillerinin karışımı olduğu bilinmektedir.

Yine bazı kaynaklara göre Antik dönemde Akçay´ın buluduğu bölgede Chrysa ve Killa şehirlerinin bulunduğu, sonraları korsan saldırıları nedeniyle terk edildiği belirlenmektedir.

Miladdan önce 9. yüzyılda yaşayan Homeros, şiirlerinde Akçay´ın adının Stoeis olarak geçmesi de, Akçay´ın bulunduğu yerin vaktiyle bir yerleşim yeri olduğunu tayin etmektedir.

Akçay´ın bulunduğu yerdeki bu şehirler askeri strateji bakımından çok büyük önem taşıyorlardı.

Çevresinde hemen - hemen aynı yıllarda kurulmuş Assos, Thebe, Antandros, Adremyttion, Bergama gibi büyük şehirleri birbirine bağlayan yolun üzerinde, hem de daha önemlisi Avrupa´yı Efes´e bağlayan Haç yolu üzerinde bulunuyordu. (alıntı)

                                 

 

Sizlere birkaç dostluk hakkında yazılmış güzel sözleri aktaracağım. Benim çok hoşuma giden sözlerdir. İnşallah sizlerde beğenirsiniz.

 

Napolyon:

Gerçek dostlar yıldızlara benzerler. Karanlık çökünce ilk onlar
gözükürler.

Nietzche:

Güller, laleler, bütün çiçekler solar. Çelik ve demir kırılır ama sağlam dostluk ne solar ne de kırılır.

Shakespeare:

Sen benim için, güzel dostum, asla yaşlı olamazsın. Çünkü seni ilk gördüğümde güzelliğin neyse şimdi de öyle görünüyor.

 

 

Nazan Şara Şatana

http://www.facebook.com/#!/profile.php?id=100002892442552

https://twitter.com/#!/nazansarasatana

 

 

 

 

 
Toplam blog
: 1731
: 4678
Kayıt tarihi
: 09.12.10
 
 

Turizmci; Genel müdür Yazar ; Romanlar, senaryolar müzikkaller... Sinema filmleri, TV filmleri.....