Akdağ’a kaçıp kurtulan ilçe: Lâdik

Önceki gün Kanal S ve Kanal 55 Televizyonunda yayınlanmak üzere İlçelerimizin Kültür-Turizm ağırlıklı tanıtım çekimleri için ekibimizle birlikte Lâdik’teydik. Zaman zaman gelip gittiğim bu doğa harikası ilçemizin dört bir köşesini tekrar gezme imkânı buldum.

Bu gezimde de, adeta sırtını Akdağ’a yaslayıp, düzlüğüne bağdaş kurup oturmuş Ladiği, yemyeşil doğa örtüsüyle çerçevelenmiş bir fotoğraf gibi gördüm. Sizinde seyretmeye doyamayacağınız bu şirin ilçeyi gün boyu hep birlikte aynı coşkuyla gezdik. Gün içinde Ladiği kâh Akdağ sırtlarına çıkarak seyrettik. Kâh ilçe merkezindeki asırlık çınar ağaçlarının gölgesinde çay içip hoşsohbet yapan insanlarla geçmiş günlere gittik. İlçenin bir simgesi haline gelen saat kulesine çıktık. Kilit parke taşlarıyla kilim gibi işlenmiş modern ve temiz caddelerinde gezip dolaştık. Sanki zaman tünelinde iklimleri aştık.

Yeşil sazlıkların mavi sularda halay çektiği ettiği o güzel gölüne gittik. Balık tutanlara eşlik ettik. Yol boyu mümbit arazilerde çalışan alınları terli, elleri nasırlı vatandaşlarımıza merhaba dedik, el salladık. Hayvan otlatan çobanlarının diliyle gurbetçilerimize selam yolladık.

Kaplıca sularının can verdiği Hamamayağı tesislerine gittik, şehirden kaçıp dinlenmeye gelen insanların coşkusuna eşlik ettik. Burası öyle bir yer ki Cennetten bir köşe, yalnızca su ve kuş sesi var. Kalabalıklar sessiz ve sakin. Kayıplara karışmış sanki stres, öfke ve kin.

Seyyit Ahmed-i Kebir ve diğer türbeleri ziyaret edip dualar okuduk, bir gün boyunca adeta Lâdik’te ilmek ilmek muhabbet kilimi dokuduk.

Akpınar öğretmen okulunu gezerken gözlerimizde yeniden yarınların aydınlık ışığı doğdu. İçimizdeki ümitler bir dev gibi uyandı, karamsarlığımızı kovdu.

Çalışmaları ve gerçekleştirilen hizmetleri görünce kendi kendime dedim; İşte Anadolu uyanıyor. Bunun ışığı da Lâdik de yanıyor. İnsan buraları gezip gördükçe Lâdiğin yalnız Samsunun Kültür ve Turizmiyle sınırlandırılamayacağını Karadeniz Bölgesinin de yükselen değeri olduğu kanaatine varıyor.

Yaşadığımız dünyada gerek küresel ısınma gerekse küresel yağmalama doğayla birlikte insanlığı da ciddi anlamda tehdit ediyor. Her geçen gün yeşile daha bir hasret ve suya daha bir hararet duyacağız. Bu kaçınılmaz gerçeklerimiz arasında. Hani bazen derler ya kaçmışta kurtulmuş diyerek. İşte Lâdiği görünce insanın aklına dağlara kaçıp kurtulmuş bir yerleşim birimi geliyor. Ardından da insan, iyi ki iç kesimlerde kalmış diyerek düşünmeden edemiyor. Yoksa Ladiğin de baskın şehirleşmeye ve beton istilasına kurban gitmesi işten bile değildi.

Lâdik için anlattıklarım aslında denizde bir damla. Kültür ve Turizmin kalbi Anadolu’muzun bu küçük ilçesinde atıyor. Bu anlamda korumaya alınması ve daha da desteklenmesi gereken ilçelerimizden birisi olduğunu da düşünüyorum.

Belki her defasında yeniden keşfediyormuşum sandığım Lâdik için başta Belediye Başkanı Sn. Kemal Kaplan olmak üzere hizmet verenleri tekrar tebrik etmek istiyorum.