Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Mart '07

 
Kategori
Genel Sağlık
 

Akdeniz Ateşi ile yanmak!

Akdeniz Ateşi ile yanmak!
 

"O diyor ki bana:

- Sen kendi sesinle kül olursun ey! Kerem gibi yana yana…

Ben diyorum ki ona:

- Kül olayım Kerem gibi yana yana…

Ben yanmasam, sen yanmasan, biz yanmasak, nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa."

İnsanlar ve insanlık için, aydınlık günler adına ortaya koyduğumuz yüreklerimiz… Yüreklerimizin ocağından alıp, karanlıkların ve kötülüklerin üzerine kıvılcımlar serptiğimiz günlerimiz. Yakarak aydınlattığımız ve yanarak aydınlandığımız geçmişimiz. Tarihini işte böyle anımsar, büyük insanlığın sevdalıları. Ve derler ki: Kardeşler, biz, dün ne isek bugün de o’yuz. Duyan duysun biz, hepimiz Nazımız!

Ancak, uyanık ve dikkatli olalım. Hastalığın ateşi ile aydınlığın ateşini birbirine karıştırmayalım. Küreselin Ortadoğu cehennemi kadar Akdeniz Ateşi’ nin de marazdan geldiğini unutmayalım.

Akdeniz Ateşi, irsi yani soya çekimsel bir hastalıktır. Bu nedenle "Ailesel Akdeniz Ateşi" olarak bilinir. Kısaca "AAA" olarak tanımlanır. Ataklar yaparak kendini gösteren bir hastalıktır. Ataklar dışında hiçbir şey yoktur. Hani bir A da ben ekleyip "AAAA" adına isim babalığı yapsam, hakkımdır derim. Bu hastalıkta ateş, çok kez ağrı ile birlikte olduğu için, beşinci A hakkını da neden siz kullanmayasınız?

Karın ağrısı çok sıktır

Ailesel Akdeniz Ateşi’nde ağrı; karın, eklemler ve göğüs kafesinde hissedilir. Karın ağrısı, en sık görülen yakınmadır. Öyle ki, bazen karın ağrısı apandisit ile çok benzeşir ve acil ameliyat edilir. Elbette hastalık iyileşmez. Bu nedenle Akdeniz Ateşi olanların bir tedbir olarak, önceden apandisit ameliyatı olmaları tavsiye edilir.

Karın ağrısının nedeni, karın zarında oluşan iltihaplanmadır.

Hastalık, ataklar esnasında son derece saldırgandır. Atakların sıklığı ve hastalığın uzun vadeye yayılışı, hayati organlarımızda bazı maddelerin birikimine neden olur. Kalp, böbrek, beyin, bağırsak gibi organlarımızda biriken protein kıvamında bu maddeler, yıllar sonra ciddi hastalıklara yol açabilirler. Bu nedenle takip ve tedavide dikkatli olmalıyız!

Ailesel Akdeniz Ateşi seyrinde organlarımızda biriken madde protein yapısındadır. İdrar tahlilinde protein varlığı, böbrek tutulmasına işarettir. Şüphe ettiğimiz durumlarda cilt altı yağ dokusu, kalın bağırsak son kısmı, böbrek ya da dişetinden biyopsi talep ederiz.

Hastalık atakları düzenli değildir. Nerede ne zaman ortaya çıkacağı bilinmez. Ataklar esnasında sözünü ettiğim organlarımızda mikrobik olmayan iltihaplar gelişir. Ağrı ve ateşin nedeni bu iltihaplardır.

Atak ya da nöbetler 12 ile 72 saat arası devam ederler. Çok sık olmasa da 1 haftadan fazla sürenleri de vardır.

Ailesel Akdeniz Ateşi’ nde ateş, çok hafif olabileceği gibi 39-40 dereceye kadar çıkabilir. Böyle durumlarda soğuk kompres uygulamak ve parasetamol grubu ateş düşürücüler kullanmak gerekir.

Göğüs ağrısı

Şiddetli göğüs ağrıları, akciğer ve kalp zarlarına ait iltihaplanmalardan ileri gelir. Bu ağrılar, ateş olmadan da ortaya çıkabilir. Genellikle tek taraflı yani göğsün sağ ya da sol tarafındadır. Nefes alıp vermek ile daha da şiddetlenirler. Bu durum, kalp krizi ya da zatürre gibi hastalıklar adına karışıklıklara yol açabilir.

Eklem ağrıları da eklem zarlarının iltihaplanmasına bağlıdır. Romatizma hastalıklarına çok benzer. Ağrılı eklem şiş ve kızarık olabilir ve bu durum haftalarca devam edebilir. Pek çok romatizma hastalığından farklı olarak genelde tek eklem tutulur. Ancak yine de Ergen Romatoid Artriti ve Romatizmal Ateş adına tanılar alabilir. Daha ötesi Akdeniz Ateşi’ nde eklem yozlaşmaları müzminleşebilir ve kalıcı şekil bozukluklarına yol açabilir.

Genetik inceleme

Hastalığın tanısına yönelik genetik inceleme yapmak mümkündür. Ancak bu teknik son derece pahalıdır. Ayrıca hasta olmayan taşıyıcıları da hasta olarak yorumlama şansızlığı vardır. Bugün, gözlem ve laboratuar bulgularına dayanarak kesin tanı koymak olasıdır. Bu amaçla kan ve idrar tahlilleri isteriz.

AAA hastalığının tedavisinde Kolşisin adı verilen ilacı kullanmaktayız. İlacın dozunu yaşa göre ayarlamaktayız. Ve bu ilacı, hastalığın yukarıda işaret ettiğimiz risklerinden dolayı yaşam boyu kullanmayı önermekteyiz. Düzenli kullanıldığında ağrı ve ateş ataklarının seyrekleştiğine tanık olmaktayız.

Kolşisin, gebelik ve emzirme dönemlerinde kullanılabilir. Gebelik esnasında düzenli aralıklar ile tetkikler yapılıp kontrol edilmelidir.

Hastalık Doğu Akdeniz yöresi insanlarında daha sık görülür. Yani Ortadoğu’da Türk, Yahudi ve Araplar, hastalıktan en çok etkilenen topluluklardır. Az da olsa diğer bölgelerde hatta Amerika ve İtalya’da da görülmektedir.

Akraba evliliklerine dikkat!

Ailesel Akdeniz Ateşi bulaşıcı değildir. Ana ve babanın bu hastalık genini taşıması sonucu ortaya çıkar. Akraba evliliklerinde bu gerçek göz önüne alınır.

Akdeniz Ateşi’ nde ailesel geçiş, ana veya babadan intikal ile olur. Hastalık geni taşımak hasta olmak anlamına gelmez. Akdeniz Ateşinin geni MEFV genidir. Bu genin değişime uğraması hastalığa neden olur. Ancak, hem ana hem de babadan gelen taşıyıcılık var ise çocuklar hasta olur.

Hastalığı şiddeti de herkes için ayni değildir. Kiminde belli belirsiz hafif ateş ve kırıklık şeklinde seyrederken kiminde ise gürültülü seyreder.

Hastalığın başlangıç yaşı genellikle çocukluk dönemidir. Nadiren ileri yaşlarda başlayan türleri de vardır. Hastaların yarısı ilk 10 yaş grubunda ortaya çıkmaktadır. Her iki cinste görülmekle beraber, erkeklerde biraz daha sık görmekteyiz.

Tedavi ve takip yaşam boyu sürer. Amaç, hastalık seyrinde ortaya çıkma olasılığı yüksek yan etkilerden korunmaktır. Bu hastalıkta tamamlayıcı tedavi mümkün mü derseniz, öyle bir tedavi yoktur derim.

 
Toplam blog
: 14
: 18566
Kayıt tarihi
: 12.11.06
 
 

18.12.1954 yılında Tunceli Nazimiye ilçesinde dünyaya geldim. İlk orta ve lise tahsilini Bergama'da ..