Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Eylül '09

 
Kategori
Doğal Hayat / Çevre
 

Akdeniz için var mısın, yok musun?

Akdeniz için var mısın, yok musun?
 

pHoto bY Asım DUMLU. BLack iN Photo KAŞ/KALKAN


<ı>Akdeniz...

Dünyanın en büyük iç denizi de diyebileceğimiz Akdeniz'in, toplam alanı, 2.5 milyon km2. Ortalama derinliği ise 1500m.

Süveyş Kanalı’nın açılması ve Assuan Barajı’nın inşa edilmesiyle Doğu Akdeniz’de önemli çevresel etki 19. yy’da başlamış ve hala devam etmekte.

Akdeniz kıta sahanlığının dar olması balık populasyonunu olumsuz yönde etkilemekte. Yavru balıklar, genellikle kıta sahanlıklarına yerleşip orada büyür. Fakat kıta sahanlığı dar ve kıyının açıklarında akıntı olduğunda, yavru balıklar dünyaya geldiklerinde barınabilecekleri çok geniş bir alan bulunmaz. Açığa giderlerse akıntıyla baş etmeleri zordur. Bunun için, dar bir alanda hayatta kalmaya çalışırlar. Bu durum da sayılarının artmasını engeller.

Sıcak iklimin bir sonucu olarak, Akdeniz'in suyunun büyük kısmı buharlaşır. Buharlaşma ile Akdeniz'in tuzluluğu ve yoğunluğu artar. Eğer Antalya civarında denize girdiyseniz tuzluluğu farkedersiniz. Ege’dekinden farklı; gözleriniz yanar, su biraz acıdır. Akdeniz, buharlaşma sonucu yitirdiği suyun ancak üçte birini akarsularla yeniler, Atlantik Okyanusu'ndan Akdeniz'e sürekli bir yüzey suyu akıntısı vardır. Saniyede yaklaşık 1 milyon m3 su, Cebelitarık kanalıyla Atlantik Okyanusu'ndan Akdeniz'e geçer. Aynı anda daha az bir miktar da, Akdeniz'den Atlantik'e geçer. Bu iki akıntı farklı seviyelerde gerçekleşir. Düşük yoğunluğa sahip Atlantik suyu, yüzeye yakın kısımdan; daha yoğun ve tuzlu su olan Akdeniz suyuysa dipten geçer. Az miktarda su da Çanakkale ve İstanbul Boğazları aracılığıyla Karadeniz'den gelir. Atlantik'ten gelen su, Cebelitarık boğazından geçtikten sonra Afrika'nın kuzey kıyısı boyunca ilerler. Tüm etkenler sonucunda, Akdeniz'in su tuzluluk seviyesi sabit kalır. Akdeniz, dünya denizlerine göre tuzlu bir denizdir. Ortalama tuzluluk oranı % 0.38, okyanusta ise % 0.35'dir. Bu oran yağış artışına ve buharlaşmanın azalmasına bağlı olarak batıya doğru azalır. Cebelitarık boğazında % 0.36 iken, Kıbrıs'ın güneyinde % 0.39, 5'e ulaşır. Büyük ırmakların ağzında tatlı su tuzlu suya karıştığı için tuzluluk azalır.

Akdeniz'de, tuzlulukta olduğu gibi batıdan doğuya gidildikçe yüzey sularının ortalama sıcaklığında da bir artış görülür. Şubat ayında sıcaklık, denizin batı tarafındaki yüzey sularında ortalama 13-14 ºC olduğu halde denizin doğu tarafında bu değer 17 ºC’yi geçer.

Cebelitarık Boğazı dar (7 mil) ve sığ (350 m) olduğundan Atlantik Okyanusu ve Akdeniz arasında büyük bir eşik görevi görür. Bunun sonucunda 300 metrenin altında yaşayan Akdeniz canlıları 13°C sabit sıcaklıkta yaşarlar. Bu durum, sıcaklığı 1000 metrede 5°C 'ye düşen Atlantik ile büyük bir terslik oluşturuyor. Bu nedenle, Atlantik'te yaşayan derin deniz canlılarının Akdeniz'de yaşamaları zor. Bu nedenle Akdeniz derin deniz canlıları açısından oldukça fakirdir. Atlantik'in suyu, daha soğuk olmasının yanında besin açısından da daha zengin. Akdeniz'de besleyici maddelerin azlığının en önemli nedeni, Akdeniz suyunun ana bölümünü oluşturan Atlantik'ten gelen yüzey suyunun bu maddeler açısından zengin olmayışı. Besleyici maddelerin azlığı, suda yaşayan canlı türlerinin de azlığına neden olur. Bununla birlikte Akdeniz'deki türlerin dağılımını farklı derinlikler, maksimum ve minimum sıcaklıklar ve sudaki plankton miktarı gibi doğal koşullar etkilemekte. Akdeniz'in ünlü maviliği ve berraklığı da bu yokluğun göstergesi.

Oysa ki Akdeniz ve türleri koruma altına alınmazsa dünyadaki her şey gibi yok olacak. Aşırı ve yasadışı avlanma, kirlilik, yapılaşma, küresel ısınma gibi tehditlere karşı acilen korunması gerekiyor. Bunun tek yolu ise geniş deniz rezervleri yaratmak. Deniz Rezervleri, tahrip edici kullanım ve faaliyetlerin izin verilmediği ve diğer belirgin insan baskısının ortadan kaldırıldığı veya en aza indirildiği, böylelikle kendine ait ekosistemlerin daha doğal bir şekilde iyileşmeye doğru gidebildiği deniz alanlarıdır. Deniz Rezervlerinin tayin edildiği yerlerde köklü değişikliklerin gerçekleştiği, deniz yaşamında özellikle yok olmaya yüz tutmuş türlerde bereketin, çeşitliliğin ve üretkenliğin hızla arttığı görülmüştür. (http://tr.wikipedia.org/wiki/Deniz_rezervleri)

Bu sayede deniz canlıları ve onların yaşam alanları korunabilecek ve hızla yok olan stoklar durdurulabilecek. Bunun için ise <ı>Greenpeace; “DENİZ REZERVLERİ ŞİMDİ! AKDENİZ İÇİN VAR MISIN YOK MUSUN?” adlı bir kampanya başlattı. Greenpeace’e destek olunmalı (http://www.greenpeace.org/turkey/campaigns/defending-our-mediterranean/take-action).

Veyahut hiç olmazsa kendi kendimize bazı şeylere dikkat edebiliriz. Denize çöp atmayabiliriz, dalışlar yaparak Akdeniz’i temizleyebiliriz, insanları uyarabiliriz. Yapmayalım yahu deniz bu, insanın içi cız ediyor; bir deniz kirlendiğinde, yok olduğunda. Denizler bize doğanın bir hediyesi. Ege benim kadim dostumdur ama Akdeniz ile de çok şey paylaştım. Kaş’ta dalmak insanın ölmeden önce yaşaması gereken bir şey. Antalya’daki Paris2 batığı ise görülmeye değer. Tüyleri diken diken eden bir batık. Paris 2 yazısı batığın baş kısmında hala duruyor. Akdeniz bizim, hepimizin. Onu korumak da hepimizin görevi. <ı>Gelin şarkılara konu olan Akdeniz’imizi yaşatalım ve Akdeniz akşamları bizden sonraki nesiller için de bir başka olsun, Akdeniz kıyılarında aşık olabilsinler.

<ı>Saygılarımla...

denizce.com ve Sayın hocama teşekkürlerimle.


 
Toplam blog
: 38
: 1616
Kayıt tarihi
: 16.12.08
 
 

Deniz tutkunu, anne, evlat, sanat düşkünü, doğaya aşık, var olmanın anlamının peşinde bir insanoğ..