Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Temmuz '14

 
Kategori
Gezi - Tatil
 

Akdeniz turu-Temmuz 2014- Akyaka

Akdeniz turu-Temmuz 2014- Akyaka
 

Akyaka


Bu sene Akdeniz turuma Muğla iline bağlı Akyaka beldesinden başlamaya niyet ettim. Bir gün önceden yol hazırlığımı yaptım. Biletimi Kamilkoç firmasından 09/07-2014 Çarşamba saat 21.00 için aldım. Otobüs kalkış zamanına iki saat önceden evden çıktım. Bisikletimin son kontrolünü yaptırmak üzere Metin Bisiklete uğradım...

 

 

Ayhan usta, titizlikle son kontrollerini yaparak tura hazır olduğunu söyledi. Kısa bir zaman sonra vedalaşarak ayrıldım. Yenimahalle-Merter-Esenler yolu üzerinden saat 20.00 gibi Esenler Otogarına geldim. Otobüsün kalkış saatine henüz bir saat var. Oradaki kafeteryalardan birine oturdum. Tost ve çaydan ibaret bir şeyler atıştırdım.

 

 

Otobüs kalkış saatine beş dakika kala perona vardım. Biletimi çek yaptırdım. Bisikletli olduğumu daha önceden bildirdiğim den, not düşmüşler. Otobüs yanaşınca bisikletimi ve bagajımı sorunsuz yerleştirdim. Hava sıcak ve nem çok. Altımda kısa shortum ve üzerimde formam var. Buna rağmen ter içinde kaldım.

 

 

 

Yolcu sayısı fazla.. İnsanlar tatile gidiyor. Herkes heyecanlı... Bir an önce otobüsün kalkmasını bekliyorlar. Çoğunlukla gençler var... Sırt çantasını yanına gitarını alan yola çıkmış. Yanıma birisi geldi. Nereye? Akyaka dedim. Bizde altı kişi  Akyaka ya gidiyoruz dediler. Ben de bisikletle olduğumu oradan turuma başlayacağımı söyledim... Az bir sohbetten sonra yerlerimizi aldık ve zamanında hareket ettik.

Eski Hisar' a kadar uyumuşum. Gözlerimi açtığımda Araba vapurunda idim. Üzerime ince rüzgarlığımı alıp dışarı çıktım. Az sonra vapur hareket etti. Yukarı çıktım. Çayımı alıp tekrar açık havaya geri geldim. Herkes dışarıda.. Hafif sıcak esen bir rüzgar, gökyüzünde yıldızlar var. Harika bir gece.

 

 

 

Güzel bir yolculuktan sonra saat 09.00 gibi Akyaka'ya vardım. Muğla'dan Sakar geçidinden Marmaris'e doğru giderken sağda yol kavşağında indim. Bisikletime bagajımı yükledim. Bu arada Muavin bir büyük su getirdi verdi bana... Teşekkür ettim. Hava sabahın erken saatleri olmasına rağmen çok sıcak ve güneş oldukça yakıyor. Gökyüzünde, tek bir bulut yok ve masmavi... Üç buçuk kilometre rampa aşağı giderek,

  

Konaklayacağım Akyaka orman kampına vardım. Kapıda güvenlikçi var. Durdurdu... Kalacağımı söyledim.. İçeri aldı...Giriş kaydımı yaptırdım ve çadırımı kurmak için tepeye yola çıktım. Yine yukarıda kamp kapısında güvenlik durdurdu... Kartımı verdi ve çadır kuracağım yer aradım. Trafo' ya yakın bir yerde çadırımı kurdum...

 

 

Çadırımı denize en yakın yerde kurdum. Etraf ağaçlık. Kamp alanı geniş bir araziye yayılmış. Her on beş metrede bir Elektrik trafosu koymuşlar... Elektrik almak için... Çadır kurma aralıkları bile mesafeli en az beş metre uzağa kurma zorunluluğu var.... Güvenlik üst seviyede... Karavanlarıyla gelenler var...Etraf çok kalabalık..Çoğuda yabancı.. Tuvaletler tertemiz...Tuvalet ve havlu kağıt bile var... Bulaşık yıkama yerleri temiz ve bakımlı... Çöp konteyner koyma yerleri kapalı... Koku kesinlikle yok ve her saat başı görevlilerce bu yerler kontrol ediliyor... Sıcak duş yirmi dört saat var. İnternet ve kablosuz ağ var... Deniz kıyısından bile çekiyor.. Her tarafa modem koymuşlar... İsterseniz çamaşırlarınız yıkanıp, ütüleniyor... Yerlerde çöp, izmarit, atık yok.. Atmak yasak... İnsanlar uyarılıyor... Bu sene el değiştirmiş... Bu bakımdan temizliğe, düzene ve Güvenliğe çok önem veriyorlar..

  

Üstümü değiştirip , denize gittim. Düzgün, ağaçlarla kaplı orman yolundan elli metre giderek ulaştım... Uygun bir yer bulup, kendimi Masmavi hatta Turkuaz rengindeki denize kendimi attım.. Su harika, insan çıkmak istemiyor.. Hafif dalgalı ama yüzmeme engel değil. Yaklaşık bir saat kadar denizden çıkmadım. Güneşlenerek, denize girerek ilk günümü geçirdim... Kimse kimseyle ilgilenmiyor... Herkes kendi havasında...

  

 

 

 

Denize girmek için bir orman içinden geçip, kayalıklarda yer açılan bir bölümden ulaşıyorsunuz.. Üst taraflarda güneşlenen insanlar var. Sadece kayıp, düşmemek için dikkatli olmak gerekiyor. Ama bunlar dert değil.. Çünkü, müthiş bir su var yüzebileceğiniz...

 

Güneş batımına kadar sahilde kaldım. Sonra akşam yemeğimi yemek için yukarı kamp alanına çıktım. Hemen karşımda bir karavan durdu. Yeni gelmişler... Yer bakıyorlar... Burada az ötemde konaklayabileceklerini söyleyip, yardımcı oldum. Kamp dostluğu ve yardımlaşma çok önemli... Tanıştıktan sonra beni akşam yemeğine davet ettiler.

 

 

Güzel, hoş sohbet bir ortamda yemeğimizi yedik. Yemekte bana sunulan tavada et kavurma, makarna , taze fasülye ve karpuz... Karnım iyicene doymuştu. Saat 23.00 ' e kadar oturduk... Sonra ben izin isteyip yatmaya gittim. Hava sıcak... Sivrisinek çoğunlukta.. Tek kötü yönü de bu zaten.. Hemen sinek kovucumu vücuduma sürdüm ve sonra hemen yattım. Sabah kalktığımda saat 06.00 idi.. Kahvaltımı güzel bir ortam içerisinde yaptıktan sonra, denize gittim...

  

Öğlen saat 13.00 ' e kadar denizde kaldım. Hava sıcak olmasına rağmen, esen meltem rüzgarı sayesinde hissedilmiyor. Ama yakıcı bir güneş var. Ben de bisikletime atlayıp bir gezintiye çıktım... Ören yolu kavşağına kadar eşsiz güzellikte , manzaralarla dolu sahil şeridinde pedalladım.

  

 

 

Kamp alanına geri döndüm.. Saat 15.00 idi... Tekrar muhteşem denize girdim.. Fazla geç olmadan ayrıldım.. Çevre gezintisine devam etmem gerekirdi.. Tekrar bisikletime atlayıp, Azmak Yönüne doğru sürdüm... Uzun bir nehir, içinde yolcu taşıyan motorlar nehir boyunca gezinti yapıyor. Suyu da çok soğuk... Oradaki çay bahçelerinden birine oturdum...

  

Çayımı söyledim. Harika demli bir çay geldi... Nehir kıyısında uzunca oturdum, etrafı seyrettim... Gelip geçen motorlara, nehirde yüzen kazlara bakındım. Vaktin nasıl geçtiğini anlayamamıştım. Akşam da burada oturup, ay ışığı altında mezgit, salata ve fanta'dan oluşan yemeğimi yedim... Üstüne de bir kahve içtim...

  

     Gece geç vakit kampa döndüm... Herkes dışarıda, karavanlarının ve çadırlarının önünde sohbet ediyorlar. Fakat, kendilerini duyabilecekl eri kadar , etrafı rahatsız etmeyecek kadar sessiz davranıyorlar... Gençler ise çoğu aşağıda kayalıklarda, gitar çalıp şarkı söyleyip eğleniyorlar ama ses yukarılara kadar gelmiyor... Biraz çadır önünde oyalandıktan sonra yattım...  Sabah kalktığımda manzara yine süperdi.

 

 

Bu iki günlük Akyaka turumda harika zamanlar geçirdim... Muazzam temiz ve güzellikte, masmavi hatta Turkuaz renkteki denizine girdim... Azmak nehri boyunca pedal bastım... Soğuk suyuna girdim... Nehir boyundaki kafelerden birinde oturup, gün batımını izledim.. Balığımı yedim... Taze çayımı ve kahvemi içtim... Yöre halkı ile tanıştım,konuştum... Sahil den Akbük-Ören istikametine ağaçlarla kaplı, diğer tarafı da denizle paralel giden yolda pedal bastım... Akyaka sahilini, ufak marinayı ve balıkçı barınağını gezdim.. Limanı dolaştım...

Akyaka biraz sapa kalıyor, Marmaris'e giderken yol ayırımından sağa giriyorsunuz. İlk gidenler burayı kaçırabilir. Çoğu insanlar, Marmaris diye diye burayı bilmiyor... Es geçiyor... Ama Marmaris ten kalkan dolmuşlar var... Pahalı bir yer değil... Motel, Otel ve pansiyon var... İnsanları yardımsever ve güler yüzlü... Etrafta gezilebilecek doğa manzaralı bir çok yer de var diyebilirim....

Çadırımı topladım. Hazırlıklarımı yaptım ve yola koyuldum. Bugünkü durağım Köyceğiz ve Fethiye..

 
Toplam blog
: 37
: 553
Kayıt tarihi
: 03.07.10
 
 

Uzun Yol Tur Bisikletçisi. ..