Akıl, Kader ve Demokrasi Oyunu

Akıllı ve bilgili insanı yönetmek kolay olduğu kadar da zordur. Çünkü akıllı ve bilgili insanlarda farkındalık duygusu gelişmiş olacağından haklarında alınıp uygulanacak olan kararların alınıp uygulanmasında duyarlı olacaklarından seçilenlerin ve uygulayıcıların sürekli bu duyarlılığa özen gösterip yapılan her işin de halkın yararına olmasına ister istemez daha çok dikkat edip yapmaya kendilerini mecbur hissederler. Çünkü iyi ya da kötü yapılan her işin sonunda bir fatura ödemesi olacağından hiç kimse işini kötü yapıp bu faturayı ödemek istemez. Çünkü seçilen de, seçilene bağlı işleri yapanlar da kendi geleceklerine yönelik kaderin halk tarafından yazılacağını bilmeleri ister istemez herkesin kendi işine sahip çıkmasını sağlar ki toplumdaki herkesin kaderinin güzel yazılmasına sebep olur.

Dolayısıyla işler yolunda gider, toplum huzur bulur. Herkes mutlu olur.

Bu akıl, bilgi, idrak üzere yaşayan insanların kaderiyle, aklını kullanmayıp, yeterli bilgi ve idrake sahip olmayan cahil insanların kaderleri, Allah aşkına hiçbir olur mu?

Elbette ki olmaz.

Ancak bizim akıl ve bilgiyle oluşmasına engel olamayacağımız ilahi kader hükmüne bağlı oluşan kaderimiz de var. Birkaç örnek vermem gerekirse; ana, baba, kardeş, akraba, vatan, millet, ırk, ten seçimi ile kadın, erkek oluşumuzdaki cinsiyet seçimi, kaza ya da doğal afetler karşısındaki aciz kalışımız sonucu başımıza gelecek olan olayların oluşmasında oluşacak olan kaderlerimizde belki de hiç birimizin hiçbir etkisi, payı olmayacaktır.

Hayatın akışı içerisinde bu şekilde oluşup başımıza gelen hiçbir iyi ya da kötü kaderimizin oluşmasında duyacağımız sevinç ya da üzüntünün payı bize ait değildir.  

./…

06.07.2014

Cahit KARAÇ