- Kategori
- Siyaset
Akil insanlar = Heyet-i nasiha
Sene 1919...
Mondros Mütarekesi sonrası işgal güçlerine karşı Anadolu’da başlayan direnişi yatıştırmak amacıyla İstanbul Hükûmeti tarafından halka öğüt vermekle görevlendirilen heyet. İşgal güçlerinin, 1918 Mondros Mütarekesi sonrası Anadolu’da ilerlemeye başlamaları üzerine, işgal sırasında bir varlık gösteremeyen İstanbul Hükûmeti, işgalci devletleri kızdırmadan bir barış antlaşması imzalamak niyetindeydi. Özellikle İzmir’in Yunanlılar tarafından işgali Anadolu’da direnişi daha da artırmıştı. Bu nedenle işgallere karşı Anadolu’da halkın tepkisini yatıştırmak için Heyet-i Nasıha (Nasihat Heyeti) kuruldu. Bazı şehzadelerin de başkanlığını yaptığı heyet, barışın, ancak koşulsuz teslim ve düşmanı kızdırmamakla sağlanacağına dair propaganda yapmaya başladı. Ali Galip Olayı’nda Malatya’ya da bu kurullar gönderildi. Heyet Balıkesir, Bursa, Manisa, Uşak, Konya gibi yerlerde kısmen etkili olduysa da Erzurum ve Sivas Kongreleri’nden sonra etkisini tamamen yitirdi.
Emperyalist uşakları bir nevi...
Heyet-i Nasiha, Damat Ferit'in yanına 3.000.000 altın ve 80 asker vererek İstanbul'dan uğurladığı heyet, ''İngiliz ve Yunan orduları halifenin ordusudur, Yunan ordusu halifenin ordusu sayılır'' fetvalarını yayarak Anadolu'yu dolaşmıştır..
Şehzade Abdürrahim Efendi
Ali Rıza Paşa
Ferik Mahmut Hayret
Bursa Mütfüsü Ömer Fevzi
Müftü Halil Fehim Efendi
Ohannes Ferit
Kozmidis Efendi
Aristidis Paşa
Yanko Kovenidi
İçlerinde ''Asıl kafası kesilmesi gereken Ankara'da'' diyende var. Hatta, yukarıda yazdığım gibi İngiliz ve Yünan ordularının Hilafet ordusu olduğunu kabul eden Mustafa Sabri Efendi bile bu gruba dahil.
***
Ve sene 2013...
Akil İnsanlar...
Aynı Heyet-i Nasiha'daki gibi Anadolu'nun 7 bölgesinde sözde açılımı anlatacaklar. İçlerinde pek çok sanatçı, yazar, politikacı mevcut. İsimleri yazmanın anlamı yok çünkü hepiniz biliyorsunuz. Halka eyalet sistemi ve bölünmenin ne kadar faydalı olduğunu anlatacaklar.
Konuyla alakalımı bilmem ama Terörist Apo'yu yakalayan, sorgulayanlar içerde; PKK'lıların şehit olduğunu iddia edenler ise Akil adam olarak görev yapacaklar.
İçlerinde ise,
Türklüğünden utananda var.
Bayrağın değişmesini talep edende var.
PKK'lı yiğeni olanda var.
Öcalan'ın mektubu okunurken hüngür hüngür ağlayanda var.
Kürtlere özerklik verilmesinin gerektiğini düşünende var.
Atatürkçüyüm diye geçinip BDP'lileri Karadeniz'de bizzat ağırlamak isteyende var.
Eğer isimleri gördüyseniz ya iktidar yanlısı ya da PKK yanlısı olduğunu çok rahat göreceksiniz. Ve bu Akil İnsanları mantısal olarak TBMM'nin seçmesi gerekmez mi? O insanları sadece iktidarın belirlemesi sürecin sadece gösterilmek istendiği gibi ortaya atılacağını gösterir. Ben şahsen Akil İnsanlar denilen kitleden bir şey beklemiyorum. Sizlerede fazla bir şey tavsiye edemiyorum.
***
Biz onca laf ettik, bir laf da Ziya Paşa'dan gelsin.
Âdeme âdem gerektir âdem etsin âdemi,
Âdem âdem olmayınca netsin âdem âdemi.