Akil insanlara en çok sorulan sorular...

''Akil İnsanlar'' en çok hangi soru soruluyor dersiniz?

Biliyorsunuz ‘Akil İnsanlar Komisyonu’, hükümet adına, hükümetin dile getiremediğini, hatta iktidar partisinin dillendiremediğini halka anlatmak ve iktidar adına parsa toplamak için yola çıktı. Tüm konaklama, ulaşım, yiyip içme, bilumum eğlence devletten…

Bu arada Türklüğe hakaret edenlere bonus da veriliyor. Örneğin; Baskın Oran gibi eski solculuklarından utanan Akiller, bu konu üzerinde çok duruyor.

Bazıları ise halkın gösterdiği tepkiden korkuyorlar ve bu korkularını toplumla paylaşarak, kendilerine destek bulmaya çalışıyorlar.

Birde ülkeyi en fazla sevdiğini dillendiren akiller var. Bu akile şöyle bir soru sorulduğunda; barış barış diyorsunuz da, barışa karşı çıkan mı var? Neye karşı barış?

Verecek cevabı olmadığı için olsa gerek, hemen konuyu anaların gözyaşına, genç insanların yaşam hakkına getiriyor. Oysa bu ülkede analar 30 yıldan beri gözyaşı döküyor! Genç insanlar 30 yıldan beri yaşamını yitiriyor. Akan bunca kanın durmasını istememek acımasızlık olur. Ancak neyin karşılığında olduğunu bilmek de herkesin hakkı.

Gelelim ‘Akil İnsanlar Komisyonu’nun üyelerine en çok sorulan sorulara:

* Sürecin sonunda, Öcalan dahil herkes için bir genel af mı çıkarılacak?

* Öcalan, önce ev hapsine çıkacak, sonra da serbest mi kalacak?

* Federasyon mu gelecek, Türkiye bölünür mü?

* ''Türk, Türkiye Cumhuriyeti, Türk halk'' gibi ifadeler neden tartışmaya açıldı? Bu kavramlar Anayasa’dan çıkarılacak mı?

* Bu süreçte bayrak ve T.C neden tartışılıyor?

* Cumhuriyetin kazanımları ve değerleri yeni bir yapıya oturtulmak mı isteniyor?

* Örgütün geri çekilmesi karşısında ne tavizler veriliyor?

* Bu süreç Başkanlık sistemine geçmek için mi kullanılacak?

* AKP ile BDP işbirliği Anayasa’yı değiştirmek için gereken en az 330 oyu bulma amacına mı yönelik?

Bu arada Akil İnsanların 10 günlük çalışmalarına yönelik olarak hazırladığı raporda, çözüm sürecine desteğin arttığı en az desteğin ise Ege ve Karadeniz’de olduğu vurgulanıyor.

İçanadolu, Akdeniz, Marmara gibi bölgelerde hangi destekten söz edildiğini anlamak pek mümkün değil.

Bu neye benziyor biliyor musunuz? Heyet-i Nasiha’nın halkı işgale hazırlama gayesi ile şehzade Abdürrahim Efendi başkanlığında çıktığı ikna gezilerine benziyor. Onlarda bölge bölge gezip, halkın işgale sıcak baktığını, payitahta bağlı olduğunu padişah ve Damak Ferit’e bildirmişler, ancak gezileri sona ermeden Yunan İzmir’i işgal etmişti.

Yani sizin anlayacağınız bu günkü akillerin, önceki akillerden farkı yok!

Kendileri söyleyip, kendileri dinliyor ve sonra da halkın desteği artıyor martavalını okuyorlar.

Bizim akiller kendilerinin bile inanmadığı bir açılıma, halkı ikna etmek için uğraşmaktan ziyade turistik gezi yapıyorlar.