- Kategori
- Anne-Babalar
Akıl iradeye yenik düşünce...
İnsanoğlunun bir türlü önüne geçemediği toplumsal sorunlarından biridir cana kıymak.
Cemiyetlerin baş belasıdır.
İnsanlardan bazıları kan döker, can yakar cana kıyarlar.
Aklın iradeye yenik düşmesinden olur ekseriyette canilik.
Cana kıymak, insanın yüzünü kızartan;
Şerefini ayaklar altına alan;
Her ortamda rezil – rüsva eden bir kötü davranıştır.
İslam dini asla müsade etmez.
İslam toplumu asla müsade etmemelidir.
Ama insan oğlu Kabil’in Habil’i öldürmesinden bu yana bu gözü dönmüşlükten hiç vaz geçmedi....
İncir çekirdeğini doldurmayan onlarca anlamsız sebepten milyonlarca insanın hayatı son buldu.
Allah’ın verdiği canı sadece o alabilecekken;
Ne yazık ki insan oğlu iradesine yenilip katil sıfatını isminin önüne eklemeye devam etti.
…………………………………………………………………..
Genç kadın, bebeğin güzelliği karşısında büyülenmiş gibiydi.
Kıvırcık sarı saçları,
İri mavi gözleri,
Kalkık bir burun ve küçük kırmızı dudaklarıyla bir kartpostalı andıran bebek;
Kadının şimdiye kadar gördüğü en canayakın kız çocuğuydu.
Onun ipek yanaklarını doya doya öpmek;
Cennet kokusunu içine çekmek için eğildiğinde:
- ·'Dokunma bana...' diye bir ses duydu.
- ·'Beni okşamaya hakkın yok senin.'
Kadın korkuyla irkilip etrafına bakındı.
Bebekle kendisinden başka içerde kimse yoktu.
Aynı sesi tekrar duyduğunda bebeğe döndü.
Aman Allahım!..
Yeni doğmuş gibi görünmesine rağmen konuşan oydu.
- ·'Bana yaklaşmanı istemiyorum' diye devam etti.
- · 'Hemen uzaklaş benden.'
Kadın, biraz olsun kendini toplayarak:
- 'Çocuklarımız hep erkek oluyor' dedi.
-'Onlar da güzel ama kız çocukları başka.
- Bu yüzden seni öpmek istedim.'
- 'Beni öpemezsin' diye ağlamaya başladı bebek.
'Benim de seni öpemeyeceğim gibi.'
- 'Neden?' diye sordu kadın.
'Neden öpemezsin ki?'
Bebek, hıçkırıklara boğulurken:
- ·'Bunun sebebini bilmen gerekir' dedi.
- ·'Düşünürsen mutlaka bulacaksın.'
Kadın, neler olup bittiğini hatırlamak üzereyken kendine geldi.
Özel bir hastanenin en lüks odasında yatıyor ve narkozun tesirinden midesi bulanıyordu.
Aile dostları olan tanınmış doktor, odayı dolduran çiçeklerden bir tanesini vazodan çıkartıp kadına uzatırken:
- 'Geçmiş olsun hanımefendi' dedi.
'Başarılı bir kürtajdı doğrusu.
Ha..! Sahî, 'kız'mış aldırdığınız.
Duydukları karşısında dona kalan genç kadın adeta yatakla bütünleşti...
Keşke bir el onun da gırtlağını sıkıp
Hemen göderiverseydi kızının yanına...
Ancak her şey için geç ti artık...
Belkide hayatta en çok istedi şey olan küçük bir kız çocuğu hayaline kendi elleri ile son vermişti.
Bir cana kıymıştı...
Sarı saçları, iri mavi gözleri ile kendisine gülümseyecek; kendi kanından bir insanınhayatına son vermişti...
Bütün bu pişmanlıkları sayıklayarak geride kalan dört ayın rdınadan adeta bir deri bir kemik kalmıştı...
Eşi ve oğulları adeta gözünün içine bakıyor , bir an evvel normale dönsün diye çırpınıyorlardı fakat o işlediği günahın altına ezilip yok oluyordu...
Böyle pişmanlık dolu geçen ayların yılların ardından kurduğu 'Kürtajı Engelleme Derneği'nde
başka annelerinde kendisi gibi öz evlatlarına kıymamaları için mücadele veriyordu..
Ve kürtajdan vaz geçirdiği her annede sarı saçlı kızını hatırlıyordu....
Akıl tutulması ile işlediği cürmü affettişrmek için yakarıyordu...
Köşe Yazısı: DENİZHAN BURHAN