Akıl tutulması yaşayanlar…

Bu yazımı, özellikle Kayseri’mizin Sayın Valisi ve Sayın Emniyet Müdürü’nün dikkatlerine sunuyorum.

<ı>XXX

<ı>

İsrail, bu kez karadan da Gazze’ye girmeye başladı. Bu yazıyı okuduğunuzda İsrail ordusu, Gazze’de daha birçok insanın canına mal olacak saldırılarını sürdürmeye devam edecek.

Bu konu hakkındaki düşüncelerimi daha önce de yazdım. İsrail’in saldırısının kabul edilebilir bir tarafı yok ve adı da <ı>“Savaş” filan değil, düpedüz <ı>“Katliam”dır…

Elbette bu katliamın karşısında, birçok ülkede olduğu gibi, ülkemizde de İsrail’e karşı tepkiyi dile getiren gösteriler yapılmaktadır.

Elbette bunlar da olacaktır, seyirci kalınacak da değildir…

Ancak, bütün bunlar yapılırken, bir taraftan da <ı>“Akıl” ön planda tutulmalıdır.

İsrail’in çoluk-çocuk demeden, asker-sivil demeden Filistin üzerine bomba yağdırması ne kadar <ı>“Akıl tutulması” ise, buna karşı gösterilen tepkilerin de <ı>“Akıl dışı” olmaması gerekir.

Türkiye olarak elbette İsrail’in yanında değiliz. Elbette saldırıyı kınıyoruz. Elbette durdurulmasından yanayız. Elbette Filistin ile İsrail arasındaki sorunun <ı>“Barışçı yoldan” çözülmesinden yanayız.

Orada ölen insanlar için, önce <ı>“İnsan” oldukları, sonra da elbette Müslüman oldukları için endişe duyuyoruz. Dünyanın neresinde olursa olsun insanlara karşı yapılan <ı>“Vahşet”i önce <ı>“İnsan” oldukları için kınarız…

Dinlerinin ne olduğu önemli mi? Müslüman olmasalar bir yerlerimize kına mı yakmamız gerekiyor? İnancımızın gereği bu mu?

Bütün bunlara rağmen topyekûn İsrail’e saldırıya mı geçmesi gerekiyor Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin?

Eğer böyle bir düşünce varsa, bütün dünya da biliyor, hatta İsrail devleti de biliyor ki Türkiye, İsrail’i bir kaşık suda boğma gücüne sahiptir.

Bu <ı>“Akıl” mı?

Bana göre değil…

<ı>XXX

<ı>

Gelelim asıl vurgulamak istediğim konuya…

Kayseri’de de <ı>“Kınama mitingi” yapıldı. Kayseri Mazlum-Der Başkanı sıfatında ve Ahmet TAŞ adında bir zat, konuşmasında, Anatamir Fabrikası’ndaki modernizasyon çalışmalarının İsrail’le birlikte yapıldığını, burada çalışan İsraillilerin hemen yan taraftaki Hilton Oteli'nde kaldıklarını söyledi. Bu sözler üzerine kalabalıktan bir grup tekbir getirdi, ardından <ı>“yuh” sesleri yükseldi.

İşte size bir <ı>“akıl tutulması” daha… Ya içlerinde <ı>“aklı tutulmuş” birkaç kişi <ı>“Allah’ını seven yürüsün” dese?

Şimdi Ahmet Taş adındaki bu kişiye sormak gerekir: Senin aklın başında mı? Ne yaptığının, ne söylediğinin farkında mısın? Müslüman ve de Türk olan bir <ı>“Devlet” ne zaman ve nerede kendi minderi üzerindeki misafirinin can güvenliğini hiçe saymış, asmış kesmiş?

Anatamir Fabrikası’nda veya yurdun her hangi bir yerinde, her hangi bir nedenle <ı>“Misafir” sıfatıyla bulunan kişileri <ı>“Hedef” göstermek hangi aklın işidir?

Kendi minderi üstündeki misafirin can güvenliğini hangi Müslüman ve de Türk tehlikeye atar?

Öncelikle Sayın Vali ve Emniyet Müdürü, bu kişiyi gözden kaçırmamalıdır. Bu tutum, bize <ı>“Millet” olarak, sonra <ı>“Türk” ve de <ı>”Müslüman” olarak yakışmaz.

Sonra <ı>(Kastımı aşmadan) sormak isterim…

1974 yılından beri hangi Arap ve Müslüman ülke Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini tanıdı, Azerbaycan’dan başka?

Evet, İsrail’in <ı>“Vahşetini” kınıyoruz.

Ama <ı>“Kınarken” de aklımızı yitirmeyelim, <ı>“Akıl tutulmasına” uğramayalım…

<ı>03 OCAK 2008