Akıllı bina cinayetleri...

Teknolojinin “Akıllı Bina” dediği son bir harika var biliyorsunuz ya da bilmiyorsunuz. Çünkü doğrusu ya ben bilmiyorum, yani duydum da ömrüm boyunca hiç akıllı bir bina görmedim şahsen. Sadece orada burada okuyup dinleyip aval maval bakıyorum ve sonra da akıllı bir beton yığını karşısında aklı tartışılır düzeyde bir âdemoğlu olarak aşağılık kompleksine kapılıp görmezden geliyorum. Burada da yok zaten o ukalâ küstah binalardan. O yüzden Datça’nın en akıllısı ben sayılırım çok şükür! Şimdi gelelim asıl konuya...

Bursa’da sabaha karşı tomografi servisindeki kabloların sıcaktan erimesi sonucu çıkan dumandan ötürü elektrikler kesilip panik başlayınca, Şevket Yılmaz Devlet Hastanesinde yoğun bakım ünitesindeki sekiz hasta yaşamını yitirmiş. Haberlere göre; hastane binası yukarıda sözünü ettiğim akıllı binalardan biriymiş ve ama yöneticilerinin akıl durumuyla ilgili herhangi bir açıklama yok. Gerçi onlar mutlaka binadan daha akıllıdırlar ama sekiz ölüme bakarak bu konuda bir hükme varmak da size kalmış. Bu sizin en tabii hakkınız.

Bursa’da o hastanede olmadığımıza ve dumanı biz üflemediğimize göre gelen haberlere bakarak yorum yapmaktan başka bir şansımız da yok. Televizyon haberlerinde Bursa Tabip Odası’ndan bir yetkilinin elindeki kabloları gözümüze gözümüze sokarak açıkladığına göre, hastanede kullanılan kablolar kullanılması gereken nitelikte, yanınca duman çıkarmayan kablolardan değilmiş ve taşeron firma da en az hastane binası kadar akıllı olduğundan, yandığında bol duman çıkaran ucuz ve adi kablolarla döşemiş hastaneyi. Yalansa günahı Tabip Odası temsilcisinin ve adi kabloların boynuna! Ama sonuca bakınca hiç de yalan gibi gelmiyor. Neden gelmiyor? Şundan gelmiyor...

Hastanede alevli alazlı adlı adınca bir yangın çıkmamış, bunu iddia eden de yok zaten. “Yangın çıktı” deniyorsa da kastedilen hastane koridorlarını basan yoğun duman. “Yangın” lafına gelince, bu sadece durumu kurtarmak için. Yoksa kablolar dışında yanan eden bir kibrit çöpü bile yok! Kablolar, herhalde yol açacağı sonuç malûm olmuş olacak ki için için içlenerek yanmış erimiş ve dumana boğmuş ortalığı...

Bina akıllı, yöneticiler akıllı... Bu durumda demek sadece ölenler aptal. Yoğun bakımda kendilerinden ve dünyadan ve de akıllı hastane binasından, ondan daha da akıllı hastane yöneticilerinden habersiz yatarken, bağlı oldukları yaşam ünitelerinin fişleri akıllı yöneticilerce prizden çekilince, üstüne üstlük bir de duman altı olunca ölüp gitmişler. Akıl olmayınca...

Gün gelir damarlarımdaki kan oranı alkol oranını geçer de yoğun bakıma girersem, beni binası akıllı bir hastaneye değil, yönetimi akıllı bir hastaneye yatırın... Vasiyetimdir.