Akıllı kadınlar ve yanlış tercihleri

İlişkilerde en fazla canı yanan, incinen, hata yapan okumuş, iyi eğitimli kadınlar...

Üniversite mezunu, kariyerli, akıllı oldukları halde ya yalnızlığa mahkumlar ya da yanlış ilişkilere...

Nerede ilk okul mezunu, cahil, evli, çocuklu adam varsa onlara tutulurlar, sonra da çok büyük acılar çekerler.

Ya da bu tür cahil insanlarla evlenirler, eşlerinden dayak yerler, ekonomik olarak bağımsız oldukları halde manevi olarak bağlanırlar ve bir türlü çekip gidemezler.
Sonu olmayan birliktelikler yaşarlar, hak etmedikleri halde incinirler...
İnsanın aklı almıyor değil mi? Oysa bu tür insanların daha seçici olmaları, daha az hata yapmaları gerekir.

Ama ne tuhaftır ki, cahil insanlardan daha çok hata yapıyorlar özel hayatlarında.
Demek ki teorikte başarılı olunuyor, pratikte beceriksiz.

Yıllar evvel bir kitap okumuştum. Amerikalı bir psikiyatrın 8 kadın hastasını anlattığı çok ilginç ve güzel bir kitaptı.

Kadınların hepsi Amerika'nın en iyi üniversitelerinde okumuş, en iyi eğitimlerini almış, kendi işleri olan, başarılı, iyi kazanan, evleri , arabaları, yazlıkları olan, yılda 1-2 kez seyahate çıkan ve çevreleri olan kadınlar. Fakat hepsinin tek sorunu yalnızlıkları. Uzun süreli ilişkilerinin olmaması ya da yanlış, günübirlik ilişkiler yaşıyor olmaları. Hatta herşeyi aşmışlar ve erkekler gibi günübirlik ilişkilerde yaşıyorlar ama tek farkla. Her günü birlik ilişkinin sabahında kendilerini kötü hissediyorlar, basit olduklarını düşünüyorlar... Sanki kitap Amerikalı kadınları değil de Anadolu'nun Ayşe ve Fatma'sını anlatıyordu.

Bu tür piyango isabet eden okumamış erkekler ise, cahil, ev hanımı eşlerini hem aldatırlar hem de bir türlü evliliklerini bitiremezler...
Ne tuhaf çelişkiler, ne tuhaf tercihler değil mi?

Demek ki; ne kadar kuralsız, hesapsız, basit, irdelemeden yaşarsanız hayatı o kadar az üzülür ve incinirsiniz.

Daha az hata yaparsınız.