Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Kasım '17

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Akıllı Öfke' nin 10 Kanunu! Her Eve Lazım…

Akıllı Öfke' nin 10 Kanunu! Her Eve Lazım…
 

 

"Palavra hastalığına konuştuk!

Hastalığın tedavisinde konuşalım.

Naçizane bir reçete yazdım!

Öfke kolik lere, Yalancılara karşı etkili bir reçete!

Akıllı Öfke' nin 10 Kanunu kullanımınıza hazır.

 

Bu kanunlarla kangren olmuş sorunları çözebilir!

Akıl yoluyla çözmenin bilimsel taktikleriyle tanışabilirsiniz.

Hem sevdiklerinize hem de sevmediklerinize karşı etkilidir.

Uygulanabilir taktik ve stratejileri Akıllı Öfke' nin 10 Kanunu formatında reçeteledim.

 

Sadece dostlarımızla sorunlar yaşamayız.

Şüphesiz özellikle düşmanlarımızla aramızdaki sorunlar hayatlarımızı karartır.

Üstelik bu sorunları kavga ederek çözmek gittikçe imkânsızlaşıyor.

Artık farklı bir şeyler denemenin zamanı gelmedi mi?

Çözülemez dediğimiz sorunları, akıl yoluyla çözmeyi denesek ne kaybederiz?

Üstelik on yıllardır denenmiş bilimsel kuralları kendimize rehber edinerek!

Buyurunuz…

                

Akıllı Öfke' nin 10 Kanunu (A.Ö.K)

 

1.     Sağlık ve Mutluluk İş yerimizde Başlar. 

Evimizde Devam Eder!

Öfke Kolik lere (1) Yer yok!

 

2.     Lütfen Kalp Kırmayalım. 

Öncelikle Kendi Kalbimizi! 

Yalanlara Yer Yok!

 

3.     Şimdiyi yaşayalım! 

Keşke, Asla, Her Zaman, Mutlaka Demeyelim!

 

4.     Güç(2*) Sarhoşluğundan Kurtulalım!  

Tüketim(3*) Sarhoşluğundan Ayılalım! 

 6 S(4*) Uygulayalım

 

5.     Öfkeye Karşı Sünger Olmayalım.

Teflon Olalım,

Hedefimiz: Her gün 10 Bin karar olsun. (5*)

 

6.     Güler Yüz, Güzel Duruş, Güzel Söz gösterelim. 

Güzel Enerji gönderelim

 

7.     Sağlıklı yaşayalım:

Probiyotik (6*) Beslenelim 

Bol Kahkaha atalım  

10.000 adım yürüyelim  

Alaturka tuvalet kullanalım 

Dijital detoks uygulayalım (7*) 

Şükredelim ve Dua edelim

 

8.       KAİZEN(8*) Uygulayalım!

Korkularımızı Unutalım

Yaşam Değerlerimiz için yaşayalım!

9.       Birbirimizi Akıllıca Dinleyelim

Empati kuralım! 

Amacımız kavga olmasın. 

Öfkenin kök nedenine odaklanalım.

 

10.   Dosta/düşmana çözüm odaklı iletişim sunalım,

Ret edilemeyecek bir teklifimiz (9*)olsun.  

Kazanan Akıllı öfkemiz olacaktır.

 

 

(1)Öfke Kolik:

Saldırgan, korkak, aptal öfke davranışlarının birini veya birkaçını gösterme halidir.

 

(2)Güç sarhoşluğu:

Para, mal, mülk, mevki, makam vesaire sahibi olmanın getirdiği bir nevi sarhoşluktur!

Para ve güç bizi aldatmasın.

Para ve güç bizi yönetemesin.

Onların geçiciliğini kalıcı sanmak bir yanılgısından kurtulalım.

Gücün, aklımızın yerine bizi yönetmesine izin verme çılgınlığına son verelim!

Güç / tüketim bağımlılığı akıllıca olmamalı?

Sahip olduklarımızın bize sahip olmasına izin veremeyiz.

Akıllı öfkemizi hâkim kılalım.

 

(3) Tüketim Sarhoşluğu:

Madde bağımlılığına benzer.

Kurtulmak için radikal tedbirler gerekiyor.

Örneğin kredi kartı bağımlılığı böyledir.

Akıllı Öfke' nin 10 Kanunu” uygulamalarıyla, artık sarhoşluktan ayılabiliriz.

Örneğin, kredi kartlarımızı 30 gün derin dondurucuya attığımızı düşünelim!

Sonrasında haftalık nakit bütçesi yapabiliriz.

ATM kartıyla sadece haftada 1 defa nakit çekerek bütçeyi tutturmayı deneyelim!

Eldeki nakitle, tüm harcamalarımızı nakit yapalım.

Başarırsak, 30 gün sonra tüketim sarhoşluğundan ayılmaya başladık sayılır.

 

 (4) 6 S:

 

Japonca kelimelerin beş kelimenin baş harflerinden oluşur.

Altıncıyı ben ekledim.

Bir kalite stratejisidir;

Ürün/hizmet kalitesini iyileştirmede yıllardır işe yarıyor!

Davranışlarımızın kalitesini de artıracaktır!

6s Aşağıdaki adımlardan oluşur?

 

1.Tertip  

2.Düzen

3.Temizlik

4.Standartlaştırma

5.Disiplin

6.Çalışan Sağlığı ve Güvenliği

 

6 S Uygulayalım;

İşyerlerinizde sağlık ve mutluluğumuz tavan yapsın.

Evlerde ve ofislerde mutluluğumuz ve huzurumuz sıçrasın.

İnsanın olduğu her yerde hayatlara dokunsun.

Öfke kolik davranışlarımıza da set çeksin.

 

(5)Günde 10 Bin Karar:

 

Günümüzde hızla yayılan hastalık var!

Adı! Kararsızlık hastalığı!

Örnek mi?

Bazı günler, sabah yataktan kalkmaya üşenir.

Bazı günler, su içmeyi erteleriz.

Bazı günler hangi ayakkabıyı, hangi tişörtü giyeceğimize karar vermek zorlaşır.

Kısacası kararsızız, çok kararsız!

 

Bunlar gibi gün içinde yüzlerce soru başımızı ağrıtır!

Gelin, bir test yapalım?

Gündelik konularda en fazla 5 dakikada karar verebilir misiniz?

Cevabınız hayır mı?

Kendinizi bir kararsız adayı olarak sayabilirsiniz.

 

Kararsızlar dünyasına hoş geldiniz.

Kararsızlık stresi, stres öfkeyi doğurur.

Daha çok karar verenler, daha az öfkeleniyor.

Strese çözüm önerim oldukça kolay:

Daha çok karar vermek!

 

(6*) Probiyotik beslenme:

 

Probiyotik bakteriler nedir?

Onlar, sağlık ve mutluluğumuza katkı sağlayan dostlarımızdır.

Barsak sistemimizde yaşarlar.

Bağışıklık sistemine destek olurlar.

Onlar nizi daha az Stres ‘li yapar.

Neredeyse tüm sağlığımızı onlara borçluyuz.

Antibiyotiklerin sözlük anlamına, yaşam karşıtı dersek!

Probiyotiklere yaşam için diyebiliriz.

 

Beslenirken probiyotik bakterileri de doyurmalıyız.

Sayı ve çeşit olarak kuvvetlenmeliler!

Buna probiyotik beslenme diyoruz.

 

(7*) Dijital Detoks:

 

Çoğumuzun elinden akıllı telefon düşmez, biliyorum.

Günde kaç saatiniz internette geçiyor?

Günde ortalama 6 saatten fazla internete takılırsanız?

Acilen dijital detoks reçete ediyorum.

 

Gelin bir mukayese yapalım!

Ortalama telefonla konuşma süreniz ne kadar?

Yazıyorum.

Ülke genelinde telefon kullanma süremiz günde ortalama 3 saat.

 

Herhalde kitap okumayanımız yoktur?

Siz okuyorsanız, sözüm size değil elbette.

Sıkı durun açıklıyorum.

Ortalama Günde 1 Dakika Kitap Okuyoruz.

 

Alkol, sigara bağımlısı gibi internet bağımlısı olmuşuz.

Dijital Detoks zamanı geldi.

Nasıl mı?

30 gün hiç internete girmeyelim!

Başarırsınız  korkmayın;

Başarılı olanlara, ödül var elbette.

30 gün sonra günlük 60 dakika internet serbest.

İnternet bağımlılığından kurtuldunuz. 

Tebrikler.

 

(8*)Kaizen:

Japonca sürekli iyileştirme anlamı taşır.

İş yerlerinde ürün/hizmet kalitesini iyileştiririz.

Akıllı Öfke' nin 10 Kanunu ’nu uygularken de işe yarayacaktır.

Davranışlarımızı sürekli iyileştirebiliriz!

“Kaizen” bize akılcı davranışlarımızı geri kazandırabilir.

“Kaizen” beyin hücrelerimizi aktive edecektir.

Her gün sürekli küçük ilerlemeler sağlamanın etkili stratejilerinden sayılır.

 

Örnek vereyim;

Çoğumuz sadece sağ ayak/sağ el kullanırız.

Sol ayağımızla topa vurmaya başlamak “Kaizen” sayılır.

Böylece beyninizin  çalışmayan bölgeleri de aktive olmaya başlar.

Sol elinizle dişinizi fırçalamada “Kaizen” olabilir.

Beyninizi kullanma kapasiteniz artacaktır.

 

 

(9*) Ret Edilemeyecek Bir Teklif:

 

Her birimiz Akıllı Öfke' nin 10 Kanunu uygulayabiliriz.

Olası sorunları ret edilemeyecek bir teklif yaparak çözüyoruz.

Böyle bir teklifin çözemeyeceği sorun olmadığını düşünüyorum

Teklif nasıl yapılacak?

 

Bunun için, “Oyun teorisi” kuramından yararlanıyoruz.

Mantık şöyle;

Gündelik hayattaki olaylar ve  ilişkilerin birer oyun olduğunu farz edin!

İletişim kurduğumuz; kişi, kurum ve kuruluşlar aynı oyunun oyuncuları olacaktır.

İstisnasız her olay “oyun teorisi” kurallarıyla analiz edilebilir.

Sorunlara uygun ret edilemeyecek çözümler üretilebilir.

Matematik olarak da bu yaklaşımın doğruluğu ispatlanmıştır.

 

Örnek vereyim;

Bazı oyunlarda hep belli oyuncular kazanıyor olsun!

Belli oyuncular kaybetsin diyelim!

Geçmiş olsun!

Bu bir Kazan-Kaybet oyunudur;

Akıllı Öfke' nin 10 Kanunu uygulanmadığı sürece, sonsuza dek oyun böyle sürebilir.

 

Benzer şekilde;

İki taraf da oyunun kaybedeni olabilir!

Bu defada oyunu Kaybet & Kaybet olur!

Gene geçmiş olsun!

 

Her iki durumda da önümüzde iki yol vardır:

Kolay yol: Tabanları yağlamak!

Elde avuçta kalanları kurtarmaktır.

 

Zor ama akıllıca yol:

Oyunu Kazan & Kazan  yaparsınız!

Diğer oyuncu(lar)a "Ret Edilemeyecek Bir Teklif" yaparsınız.

 

 Sizlere bir Kazan& Kazan Oyuncusu olmanın kanunlarını sunuyorum.

 Çözülemez diye düşünülen, Sorun ve/veya Oyun “Kazan& Kazan yapılabilir.

Aynı oyundaki hiçbir oyuncu daha çok kazanmayı ret edemez.

 

Teklifin başarılı olması “Ben Keseyim Sen Seç” yaklaşımına bağlıdır.

Sorun yaşadığımız kişiye iki farklı çözüm öneriyoruz!

Bunlar ortaklaşa kazanacağınız önerilerdir.

Özetle biz öneriyoruz, yani kesiyoruz!

Sorun yaşadığımız kişi kendisi için kazançlı olanı seçiyor!

 

Dersimize iyi çalışmışsak, karşımızdaki kişi kendi için kazançlı olanı seçecektir.

Seçmediği ise bizim için kazançlı olacaktır.

Kafanız mı karıştı?

Somut bir örnek veriyorum.

 

İki çocuk kremalı bir pastayı paylaşıyor olsun.

Şüphesiz ikisi de büyük payı ister.

Anlaştıkları strateji şöyledir;

Çocuklardan birinin pastayı ikiye bölecek!

Diğer çocuk da hangi dilimi alacağına karar verecektir.

Bu kadar basit!

 

Ortada iştah kabartan Kremalı bir pasta var.

İki çocuk bir anlaşma yapar.

Pasta paylaşımına 3 kural koyarlar:

 

 

1.       Haksızlık olmasın.

2.       Kavga çıkmasın.

3.       Arkadaşlık bozulmasın!

 

Bıçak sizde olsa, pastayı nasıl pay ederdiniz?

Klasik çözümde, pasta 40/60 oranında bölünür!

Bu durumda diğer çocuk büyük dilimi alır.

Seçme hakkı onundur.

Pastayı kesen küçük dilimi alır!

Kesen kaybeder! Seçen kazanır!

Bu Kaybet & Kazan oyunu olur.

Kesenin işine yaramaz.

 

Gündelik hayatta cinayetler, ayrılıklar, iflaslar, savaşlar hep pastanın yanlış kesilmesinden çıkıyor.

Tek taraflı paylaşım modeli çalışmıyor!

 

Pastayı başka türlü kesmeli?

Ama nasıl?

 

Biraz karşımızdaki kişiyi araştırmanın faydası olur!

Örneğin seçme hakkı olan çocuk pastanın hangi kısmını seviyor?

Varsayalım ki pastanın kenarını sevdiğini öğrenelim.

 

Bu arada ben de öyleyimdir.

Ekmeğin, pastanın, simidin, baklavanın, böreğin kenar, kıtır kısmını severim.

 

Harika! Pastayı kesmek artık çok kolay!

Örneğin pastayı üçgen kestiğinizi düşünün!

Üçgen dilim kesilirse iki çocuk da kazanır!

1.Dilimde toplam pasta hacmi % 60 Kenar hacmi % 40 dır.

2.Dilimde toplam pasta hacmi % 40 Kenar hacmi % 60 dır!

Benim gibi kenar sevseniz, kenarın çok olduğu pastanın 2. Kısmını seçersiniz.

 

Seçen çocuk daha çok kenar yediği için kazançlıdır.

Çünkü o daha çok kenar istemektedir.

Pastayı kesen de % 60’ lığ dilimi alır.  

O sadece daha çok pasta ister, beklide kenar sevmez?

 

Sözün özü, kesen kazançlıdır.

Kaybedeni olmayan bir stratejiyle pasta paylaşımı sonuçlanmıştır.

Bu durumda oyun Kazan & Kazan olur.

 

Burada Pasta paylaşımı  bir allegoridir.

Bu strateji  nelere uygulanabilir?

 

Birkaç örnek vereyim;

Boşanırken malların bölünmesi!

Şirket ortaklarının  ayrılırken sahip olduklarının paylaşımı!

Ailelerin çocuklarla olan iletişimi!

Yöneticilerin çalışanlara iş vermesi!

Çalışanların birbiriyle olan iş bölümleri!

Eşlerin çocukların ve evin sorumluluklarının yönetilmesi!

Aklınıza gelen/gelmeyen insana dair her sorunun çözülmesi!

Kolaylıklar olsun…

 
Toplam blog
: 92
: 440
Kayıt tarihi
: 10.10.11
 
 

Şükrü ÖZGÜR İ.T.Ü Metalürji mühendisliğinden mezun oldu. Kamu ve özel sektörde farklı pozisyonlar..