Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Mayıs '09

 
Kategori
Futbol
 

Akılsız başın cezasını taraftar çeker

Akılsız başın cezasını taraftar çeker
 

Zor maçlar 26.haftadan sonra başladı.


Armando Diego Maradona’nın futbolcuların üzerlerindeki baskıya dair söylediği: “Asıl baskı sabahın altısında kalkıp evine ekmek götürmek zorunda olan işsiz bir adamın hissettikleridir.” cümlesinden yola çıkarak Beşiktaş – Fenerbahçe derbisini yorumlamaya kalkarsak sanıyorum siyah-beyazlı futbolcuların sığınacağı hiçbir bahane kalmaz. Gündüz maçında Sivasspor’un Gaziantepspor’a yenilmesiyle altın tepside kendilerine sunulan liderlik fırsatı bir yana; Gökhan Gönül’ün stoper, Ali Bilgin’in sağ bek oynadığı Alex, Edu, Lugano gibi isimlerden yoksun bu Fenerbahçe’ye karşı Beşiktaş’ın sergilediği oyun her şeyden önce futbol ayıbıdır. Nasıl ki Gaziantepspor’un oynadığı futbola saygı duyup ayakta alkışlıyorsak, Fenerbahçe’nin de dedikodulara inat sergilediği performans her türlü takdire şayan.

Hafta arasında Beşiktaş’ı maçın mutlak favorisi ilan edip Fenerbahçe’nin gole boğulacağını iddia eden öyle çok yazı yayınlandı ki, son haftalarda “hayalet takım” görüntüsü veren Fenerbahçe böylesine bilenmese gerçekten ayıp ederdi. “Fenerbahçe’nin bizi yenme ihtimali sıfır” manşetleri mi istersiniz yoksa Beşiktaşlı futbolcuların ağzından “Fark atarız” demeçleri mi? Hafta arası basınımızda hepsi mevcuttu. Tabi bir de Beşiktaş’ın içinden yaratılan handikaplar var. İsterseniz biraz da onlara değinelim. Daha bir hafta önce Beşiktaş’ın Eskişehir’de kazandığı maç sonrası yazımıza “Denizli macera arıyor” başlığını uygun görürken, tecrübeli (!) teknik adamın savunma ve orta alan kurgusuyla oynamaktan adeta zevk aldığını oysa devamlılık arz eden bu rotasyonun Beşiktaş yararına olmadığını vurgulamaya çalışmıştık. Fenerbahçe derbisinde de tandemi Gökhan Zan – İbrahim Toraman ikilisinden kurup Sivok’u yeniden orta alana kaydıran Mustafa Denizli bir kez daha bu rotasyondan istediğini alamadı. Acaba bu düzenin tutmadığını anlaması için Beşiktaş’ın daha kaç kez tökezlemesi gerekecek? Ligde 7 golle büyük hayal kırıklığı yaratan Güiza iki maçta Beşiktaş’a birbirinin kopyası iki nefis aşırtma golü atıyorsa Beşiktaş takımı ve teknik heyeti önce kendilerini sorgulamalı. Aynı golden Kezman’ın da attığını hatırlıyorum ama mevzuyu o kadar derinleştirmenin anlamı yok.

İkinci yarıda klasik tertibine dönen siyah-beyazlı takım, henüz taşları yerine oturtamadan ikinci golü yiyince kalan uzun süreyi panik halinde geliştirilen akınlarla geçirdi. 64’te Holosko’nun tamamen kişisel gayretiyle attığı enfes bir gol var ama hücum organizasyonu anlamında takımın o golde hiçbir katkısı bulunmuyor. Fenerbahçe teknik direktörü Luis Aragones belki Gökhan Gönül’ü stoper oynatarak absürt bir karar verdi ama yaptığı doğruları da yazmamız gerek. Her şeyden önce rakibini iyi etüt eden İspanyol teknik adam, oyunu kanatlara yayarak sahayı enlemesine genişletti ve böylece Beşiktaş’ın 4-3-3 sistemine en büyük darbeyi vurmuş oldu. Defansın önündeki üçlü orta saha yapılanmasını her iki kanat yönünde açmak zorunda kalan Beşiktaş böylelikle hem göbekten büyük açıklar verdi hem de Holosko ve Tello’nun takım savunmasına katkı yapmayışının cezasını çekti.

Gerek maç içinde gerekse de maç sonunda Beşiktaş cephesinden Yunus Yıldırım’a yükselen öfke dalgasını anlamak mümkün değil. Kaçan şampiyonlukta bir suçlu aranıyorsa eğer bir numaralı kabahat Mustafa Denizli ve futbolcularda. Hele ki futbolcular “Baskı altındaydık” gibisinden yalancı bahanelere sığınıyorlarsa, yazımızın ilk paragrafı bir kez daha okumalarında fayda var. Olan bu sezon da Beşiktaş taraftarına olmuş görünüyor.
 
Toplam blog
: 235
: 717
Kayıt tarihi
: 21.06.06
 
 

Yazar 1976 yılında İstanbul'da doğdu. Tüm eğitim ve öğretim hayatını burada tamamlayarak, 1999 yı..