Akıp gidiyor hayat...

Akıp gidiyor hayat. Sürekli akıp giden bir ırmak gibi. Hayallerimiz var kırpıp kırpıp yıldız yapıyoruz. Ağzımızda bal gibi bir türkü, ellerimiz cebimizde; havada dolaşan ıslığımızın sesi. Sokağın köşesindeki köpekle aynı şeylere üzülüyoruz. İnsanoğlu gasp etmiş her şeyi ve ne zor namuslu adam için kazanmak ekmek parasını.

Serçeler üşümüyor bu mevsim, aylardan Ağustos. İkindileri çok güzel olur Ağustos’un , kimselere sormadan gelir akşamüstleri. Kırmızı bir sıcaklığa , hafif esintiler karışır. Fakiri, zengini aynı geceye dalar. Bebekler daha bir masum, Dünya daha bir yorgun. Kimisi sigaranın dumanında, kimisi vapurun dumanında sefer halinde. Yavaş yavaş çıkılıyor artık yokuşlar, acelenin anlamı ne?

Dışarda olan neyi özler? İçerdeki adam her şeyi özler. Özgürlüğün kıymetini bilmek lazım. Mavi gök yüzünün, sıcak bir merhabanın, ağacın üstüne çıkan yavru kedinin kıymetini bilmeli. Ne güzel salına salına adalar’a gitmek. Akıp gidiyor hayat ve biz duramıyoruz suyun üstünde.

Ne diyor şarkıda: Bakakalırım giden geminin ardından, atamam kendimi denize, Dünya güzel. Dünya güzel, yaşamak bir şölen gibi olsun, sinede hep sevgi bir de...

Bebekler büyüsün, kediler, kuşlar büyüsün; kızlar kocaya varsın. Daha ne olsun be hayat!