Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Eylül '09

 
Kategori
Sosyoloji
 

Akla ziyan hurafeler - 3

Akla ziyan hurafeler - 3
 

Şeyh ya da dini bir lider ve bir bayan müridi...


Devamla...


DÜNYA OKYANUS İÇİNDE YÜZEN BİR KARPUZ MUDUR?...ŞEYH EFENDİ İLE EVLENEN BİR KIZ CEHENNEM ATEŞİNDE YANMAZ MI?...


Yine, İslam'da reform tartışmaları ve çalışmaları sürerken, zamanın Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı'nın 1998'de -28 Şubat'ın başlattığı ve bin yıl süreceği söylenen ikinci laik süreç içinde- yazdığı "Müminlere Vaiz ve İrşad" kitabında yer alan yorumlar, "gericilik" sözcüğü ile ifade edilemeyecek kadar bağnaz bir "irtica"nın hezeyanlarıydı.

Kitabın 7.cildinde yer alan çarpıcı ve gerçekten "akla ziyan hurafeler" aşağıya çıkarılmıştır:(1)

* Bir iş yerinde halvet(burada, bir erkek ve kadının aynı yerde, aynı odada çalışması anlamında kullanılmıştır.cd.) yapmaları, gayrimeşru yaşamaya vesile olacak bir şekilde bir arada bulunmaları kesilikle haramdır.

* Erkek işadamının kadın sekreteri haramdır. Yalnız başlarına kalamalarına vesile olacağı için caiz değildir.

* İslam dini, kadınla tokalaşmayı yasaklamakla kadını küçük düşürmüyor; aksine onun şerefini koruyor. Kötü niyetlilerin el uzatmasına engel oluyor(Bir kadınla tokalaşan tüm erkekler, potansiyel kötü mü? cd.)

* Bir kimse, kayınvalidesinin elini tutar veya sıkarsa ve bu sebeple ikisinin veya birisinin şehvet hissi(vurgulama bana ait cd) doğarsa Hanefi Mezhebi'ne göre zevcesi(eşi) kendisine ebediyen haram olup nikahi gider.

Kafalarında bu tür düşünceleri barındıran, insanlığın doğru ve yanlışlarını, insana özgü güzel değerleri silip süpüren, kafaları akla gelnedik kötü düşüncelerle dolduran bu zihniyetin dindarlığını da sorgulamak gerekir...Şüpheci bir düşünce, huzursuz bir vicdanın belirtileri olan bu akla ziyan önermelerin, dinle ve imanla hiçbir ilgisi yoktur ve olamaz...

Tamamen kadını ve erkeği aşağılayan bu saçma sapan(akla ziyan) kuralların, laik devletin laik olması gereken bir din görevlisi tarafından önerilmesi de son derece üzüntü vericidir.

Bazı tarikatlar ve tarikat süsü verilmiş bazı köktendinci cemaatler, bu hurafelerin şekillendiği yerlerdendir. Dine farklı yorumların getirildiği bu yerlerde, adeta bağnazlığın dersi verilmektedir.

Tanınmış bir tarikatta dokuz yıl boyunca müritlik yapan bir kişi, tarikattan ayrıldıktan sonra yazdığı kitapta, bulunduğu tarikatın içyüzünü açıklayarak şu ilginç saptamaları dile getirmiştir :(2)

* Bir kızcağızı gözüne kestireceksiniz, haremine kapatmak için dördüncü karınızı kapı dışarı edeceksiniz...Şeriat dört karıya izin veriyor ya...Şeyh, kendince şeriata karşı çıkmıyor; eskiyen birini atıyor ve yenisini alarak dörtlüğü bozmuyor. Şeriat karşısında Şeyh'in boynu kıldan incedir, kendince...

* Tarikattan çıkınca, dinden çıkıp cehennemde yanma korkusu...Şeyh'e itaatten vazgeçilirse, mahşer gününde onun şefaatinden mahrum kalınacağı, işlerinin bozulacağı korkusu...(Şeyh'in şefaati, peygambrrinkinde bile daha etkili anlaşılan. cd.)

* Tarikattaki kızlar, Şeyh efendi ile evlenen bir kızın kesinlikle cehennem ateşinde yanmayacağına inanmaktadırlar... Çünkü Şeyh'in kutsal tenine değen kadını, Allah, cehenneminde yakmaya razı olmazmış.(Şeyh'in Allah nezdindeki itibarı peygamberinkini bile aşmış...cd.)

Beyinleri dumura uğratılmış, kafaları örümceklerle doldurulmuş bu insanların Şeyh'i bir peygamber gibi görmeleri ve ondan şevkat ve şefaat beklemeleri de sizi hiç şaşırtmasın...Ayrıca, bu tarikatlarda eğitimli insanların bulunması da insan aklını karıştıran ve inanılması çok güç olan bir durumdur.

Şimdi size tanıdık bir kişiden bahsedeceğim...Hepiniz onu önce "Teke-Tek" programında tanıdınız...Bazı kimseler onun konuşma şekline ve tatlı diline hayran bile oldu...Programın sunucusu Fatih Altaylı bile, onunla sohpet ederken gülmekten kırılıyordu...İzlemeyenler izlesin; bu akşam ya da yarın akşam bir kanalda daha boy gösterecek bu adam...Kim mi? Cüppeli Ahmet Hoca...

Bakın, bu hoca, 2000 yılında ne diyordu? "17 Ağustos 1999 depremi" üzerinden henüz bir yıl bile geçmemiş, acılar hala taze(bu depremde ben de bir yeğenimi kaybettim)...

- "Fay kırıldı deprem oldu" diyenler şeytandır. Mevla niçin zelzele yaptı? "Kullarım bana dönsün yalvarsın" diye. Ama ekseriyet dönmedi, şeytan onlara yaptıklarını süslü gösterdi. Şeytan, onalara dedi ki, "bu zelzele sizin içkinizden, kumarınızdan ve zinanızdandır(3)

Onu izlerken, bazılarının güldüğü ve "ne sempatik adam" bile dedikleri bu kömür sakallı hoca, Beykoz'da(İstanbul) kaçak olarak inşa edilen bir külliyenin de kurucularındandır. Hoca'nın, bu külliyenin yapımı için gerekli parayı toplaması da ilginçtir...

Ortaçağ papazlarının kullandığı yöntemle, külliyenin sütünlarını, kapılarını, duvarlarını parayla(Dolar, Mark - o zaman Mark vardı - Türk Lirası farketmez) satıp buna karşılık cennetten mekan vadeden bu şalvarlı, cüppeli kömür sakallı hoca şöyle diyordu:"Büyük Allah, size para veriyor, siz de vakfa veriyorsunuz. Böylece Allah sizi, kendi parasıyla cennete götürüyor"(4)

Ve bütün bunlar, Atatürk'ün kurduğu laik Cumhuriyet'te, laiklikten ödün vermeyen devlet ve hükümetler döneminde ve 28 Şubatta, ikinci bir laik atılım gerçekleştirenlerin ve bu atılımın bin yıl süreceğini söyleyenlerin gözleri önünde oluyor...


cdenizkent

___________ :

(1) Hürriyet Gazetesi,
18 Eylül 2000
(2) Milliyet Gazetesi, 8 Aralık 200
(3) Hürriyet Gazetesi, 1 Şubat 2000
(4) Radikal Gazetesi, 2 Şubat 2000








 
Toplam blog
: 979
: 1425
Kayıt tarihi
: 11.12.07
 
 

İstanbul doğumluyum. İlk, orta ve lise öğrenimi İstanbul'da tamamladım. İstanbul Üniversitesi'nde..