Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Temmuz '20

 
Kategori
Futbol
 

Aklı Olan Kazanıyor

BAŞAKŞEHİR HAK ETTİ

Yıllar önce Başakşehir emin adımlar ile istikrarlı başarılara yürüyor dediğimde çoğu kimse inanmamıştı. Çünkü istikrar ve futbol aklı başkadır. Ülkemizde ikisinden de fazla bulunmaz. Başakşehir bir proje takımı. 7-8 senedir bu proje istikrarla, sürekli üzerine koyarak sürdürülüyor. Başakşehir Kulübünün sahipleri, burayı iş dünyasında rekabet eden bir şirket gibi akıllı yönetiyorlar. Duygusallık yok, ben bilirimcilik yok, liyakatsizliğe tolerans yok. Türk Futbolunun kanayan yaraları bunlar. Bir yönetim felsefeleri, liyakata dayalı profesyonel yöneticileri, doğru teknik adam seçimleri, harika bir kadro mühendislikleri var. Bu şampiyonluk için (henüz belli olmasa da, ben olacaklarına inanıyorum) getirilebilecek tek bir eleştiri var, o da geç kaldı. 3-4 sene önce gelmeliydi. Ben bu tablonun devam edeceğini düşünüyorum. Üç büyüklerin yönetim hatalarına düşmezler, iyi altyapı yatırımları yaparlar, futbol modellerine özkaynak modeli ile genç futbolcu yetiştirmeyi de eklerlerse, Başakşehir artık bu ülkede futbolun örneği haline gelir. Tabi taraftar sorunu var, ancak bu Türkiye'de düzenli şampiyonluklar, iyi bir PR ve sosyal medya faaliyeti ve Avrupa'da üst düzey başarı ile aşılır. Z kuşağı artık bu tür başarılara önem veren bir kuşak. Gençleri yakalayacak projeler üretmeleri şart. Başakşehir işin pazarlama tarafında zayıf. 

Başakşehir sistemi oturttu. Felsefeyi oturdu. Artık bu sistemde hoca fark etmez. Sisteme uyumlu hocalar ile çalışılsın yeter. 

GALATASARAY AVRUPA'YA ODAKLANMALI

Bu sene şampiyonluk gelse idi muhtemelen 4-5 senelik bir Terim hegemonyası izleyecektik. Aslında COVID krizi olmasa, benim şampiyonluk adayım Galatasaray'dı. Terim Türkiye'de "Türk tipi" saha içi futbolu en iyi bilen hoca. Taktik anlayışı, felsefesi, oyuncu seçimleri bu "Türk tipi" futbola çok uygun. Doğru yabancıları ve yerlileri monte etmeyi iyi biliyor. Ancak Terim ile çalışmanın bir bedeli var. Terim istediği futbolcuyu alır, almak ister. Bu yönetimleri mali açıdan zorlar. Galatasaray'da mali açıdan son 4-5 sezondur ciddi paralar harcadı. Üstüne bir de Galatasaray'ın en güçlü olduğu yabancı oyuncu bulma ve verim almaya bir darbe de yabancı sınırlamasından gelecek. Üst üste koyarsak, Galatasaray'ın son 10 sezonda gösterdiği yükselişin bir duraklama dönemine girme ihtimali var. Bence Galatasaray tercihen Okan Buruk hoca ile Derwall- Denizli modeline dayalı, genç yetenekleri bulma veya yetiştirme odaklı, "güçlü saha içi lider (Prekazi, Hagi gibi)- kaliteli yabancılar- yetenekli gençler" kombinasyonu ile sahada fiziksel olarak dominant olmaya ve Avrupa'da başarı sağlamaya odaklanmalı. Galatasaray için doğru kültür ve model bu. 

BEŞİKTAŞ SERGEN'DE ISRAR ETMELİ

Beşiktaş ile Sergen birbirleri ile biyolojik ve kimyasal uyuma sahipler. Tahmin edilenin aksine Sergen genç yeteneklerden ve psikolojilerinden iyi anlar. Beşiktaş'ın da diğer rakipleri gibi artık özkaynak modeli ile genç yetiştirmeye ihtiyacı var. Beşiktaş için önerim, Galatasaray'ın tam tersi. Avrupa' da başarı yerine ligde şampiyonluğa odaklı takımlar kurmalılar. Tıpkı Milne'nin kaliteli yerli- yetenekli genç/ orta yaş yabancılardan oluşan sistem takımları gibi. Gelecek vaat eden veya ikinci şans arayan problemli futbolculardan Sergen verim alır. Buralara odaklanmalılar. Sergen'in çok iyi bir scout ve altyapı ekibi ile desteklenmesi gerekiyor. Futbol Şube yapılanması da doğru olmalı. Ben olsam hiç düşünmem, Sinan Engin ile anlaşırım, futbol şubesinin başına getiririm. Çünkü Sergen'in bir süre sonra yönetim ile iletişim sorunları yaşaması muhtemel. Genelde otorite ile arası iyi değil. 

TRABZONSPOR ASLINA RÜCÜ ETMELİ

Ünal Karaman kararı şampiyonluğa mal olacak gibi gözüküyor. Hüseyin Hoca insan olarak çok kaliteli, bence fena performans da göstermedi ama tecrübe eksikliğinin sıkıntısını yaşıyor. Trabzonspor, 1970'lerde ne yapıyorsa, bu dönemde de onu yapmalı. Trabzon futbol sevdası ve aklı olan bir şehir. Ancak duygusallık bu futbol iklimine zarar veriyor. Rasyonel ve stratejik adımlar atılması gerekiyor. Bu adımların başında, istikrar geliyor. Ya Hüseyin Hoca ile ya da başka hoca ile bu istikrarın mutlaka sağlanması gerekiyor. Trabzonspor kadro olarak ligde bence en gelecek vaat eden kadro. Doğru mühendislik ile ligi 5-6 sene domine edebilecek bir kadro. Mesela Fenerbahçe'nin tersine saha içi omurga çok iyi. Bu ekip mutlaka takviye edilmeli. Ben Trabzonspor'un doğru hamleler ile gelecek dönemlerde sportif açıdan üç büyüklerin çok önünde olabileceğini düşünüyorum. 

FENERBAHÇE İYİ YÖNETİLMELİ

Fenerbahçe'nin en büyük sorunu son 10 senedir çok kötü yönetiliyor olması. Son iki sezonda Ali Koç sportif tarafta kimsenin tahmin edemeyeceği acemilikler yaptı. Muhtemelen bunları gördü, anladı. Kurumsal yerleri yöneten, kurumsal yapılarda çalışmış bir Başkan'ın pat diye kurumsallık getirmeye çalışması ters tepti. Ha birde şu var, futbolu sürekli yanlış ellere teslim ettiler. Son haftalarda maçlara Tahir Hoca ile çıkılması bir fiyasko. Ya yeni hocayı henüz bulamadılar ki bence durum bu, ya da buldularsa yıpransın istemediler. Her halükarda Trabzonspor'un Şampiyonlar Ligi'ne gidememesi halinde bir Avrupa umudu olacaktı. Bunu teptiler. Bu korkunç büyük bir stratejik hatadır. Tahir Hoca ile devam etmek, takıma pes ettik mesajı vermektir. Adeta ringe havlu atmaktır. Bu mesajı alan futbolcular sahaya nasıl bir performans koyabilir ki? Başkan'a bu kararları verdiren futbol dehası! ekip kulübe zarar veriyor ve futboldan da maalesef pek anlamıyorlar. Benim Fenerbahçe için önerim, finans değil futbol odaklı bir yönetim kurulu oluşturmaları. Her iş adamı futboldan anlayacak diye bir kural yok. Son olarak Fenerbahçe'nin kadrosu son derece yetersiz. Sezon başında bu kadrodan şampiyonluk çıkmayacağını, hatta ilk beşe dahi girilemeyeceğini yazmıştım. Bu başarısız olmaktan helak olmuş, sürekli kaybetme alışkanlığı kazanmış kadroyu diriltebilecek bir hoca dünya üzerinde yok. Kalecisi, sağ ve sol beki, stoperleri, hücuma dönük orta saha ve kanat oyuncusu eksikleri olan bu kadrodan verim alınması imkansız. Aslında bu olay psikolojik de değil, yetenek ve yeterlilik meselesi. Sürekli "kadromuz aslında iyi ama hocalar kötü" önermesini öne sürenler mahcup oluyor. Mahcup olmaktan da yorulmuyorlar. Üstelik her konuda yanılmalarına rağmen taraftar nezdinde de hala kıymetliler. Kim gelirse gelsin temeli ve mühendisliği kötü bu kadrodan verim alamaz. Bu nedenle kadroda minimal değil, radikal değişiklikler şart. Fenerbahçe göle yoğurt çalmayı bırakmalı!

 
Toplam blog
: 575
: 567
Kayıt tarihi
: 10.05.07
 
 

İlgi alanları ekonomi, para politikası, siyaset, edebiyat, futbol, Türk ve Ortadoğu Tarihi, AB ve..