Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Mayıs '13

 
Kategori
Güncel
 

Aklı Selim düşünelim, Yavuz olalım

Aklı Selim düşünelim, Yavuz olalım
 

Yavuz Sultan Selim Köprüsü denilince hemen tartışmalar da başladı. tabi ki gündem twitterdaydı. Herkesin bir fikri vardı ama öyle de bir fikirler vardı ki; Yavuz Sultan Selim Köprüsü isminin, kafası hala fetihlerde olan ezik bir toplumsal hayalin eseri olduğu, kimilerine göre de katil, cani bir padişahın isminin verilmesiydi. Tarihi twitter arşivlerinden öğrendik bugün.İnsancıl olmayan bu kan düşkünü padişahı hemen retweetledik tüm dünya görsün ve bunlar twitterın tozlu sayfalarında kalmasın diye.

Medeniyetin göstergesi! çağın ilerisi olan teknolojiyi son demine kadar kullandık da medeniyetin getirmiş olduğu düşünme özelliğini araştırma kabiliyetini bir türlü alamadık. Hele ki  Batının tarihlerine sahip çıkmasını, Amerika'nın olmayan tarihini yazıp ballandıra ballandıra anlatması gibi özelliği hiç bünyemize nufüs ettiremedik, Batıdan aldığımız medeniyette!

Hepimize tarihi öğrettiler, ilkokul sıralarında başladı Tarih öğretme alışkanlığı! Evet evet tarih öğretme alışkanlığıydı. Bize sordular İstanbul kaç yılında feth edildi. Çaldıran savaşının tarihi? Mercidâbık Muharebesi kaç yılında olmuştur gibi sadece tarihlerini sordular, padişahları asıp kesen sadece feth etmeye çıkan zenginliklerine zenginlik katan insanlar gibi gösterdiler.Kimdi bu adamlar bir de bu kadar toprak almışlar bunların topraklarından bana ne dedik çocuk aklımızla. Kimsede çıkıp demedi ki bu seferler neden yapıldı? Seferlerin amaçları nelerdi? Yavuz Sultan Selim neden İslam Ülkelerini tek bir çatı altında toplamak istedi soruları yerine bize tarihi öğrettiler kronolojide.

“Allah yoluna cenk edelim, şân alalım şân

Kur’ân’da zafer va’dediyor hazret-i Yezdan!”

Dizeleriyle " İ'LÂYI KELİMETULLAH" için cihad ettiğinden bahsedilmedi hiç, anlatılmadı Türk tarihini anlatırken Türklüğün manası. İçi boş birer kronoloji çiçekleri yetiştirdik İlkokul sıralarından üniversite anfilerine kronolojik bir şekilde.

Tarihler havada uçuştu ama farkında olmadık koca bir tarihin yok olduğunu. Tarihi yok ettiğimiz gibi utanmaya da başladık tarihimizden, milletimizden. Tarihimizin manasını bilmediğimizden "Ne gerek vardı bu kadar savaşa" diye de içten içe kızdık, hatta sınav zamanı gelip çattığında her bir olayın tarihine bir de kronolojik methiyeler düzdük öğrenci divan küfrüyle.

Nasıl oldu da divan küfrümüzü bu kadar ilerlettik de tarihimizi ilerletemedik. Sahi kimdi bu tarihin sayfalarını dolduran Türkler ismi verilen Padişahlar.

Kimdi bu 3. Köprüye adı verilen Yavuz Sultan Selim?

Bâyezîd oğlu doğduğunda Selim adını verdi doğru, dürüst yaşasın diye.Haber gitti Peygamber övgüsüne mahzar olmuş büyük komutan Fatih'e. Fatih lalasına selimi sevdim dedi.Sanki adının anlamını yaşayacağından haberdarmış gibi.

Şehzade Selim İstanbul'a gitti dedesi Fatih bizzat ilgilendi eğitimiyle, terbiyesiyle "Selim" olması için ömrünün yettiği ve gördüğü sürece belki de bundandı isimlerinin 3. köprüde yanyana gelecek olmaları...

Selim yüksek fen ilimleri ile yetiştiriliyor, Kur’ân-ı kerîm, tefsîr, hadîs ve fıkıh dersleri veriliyor ve kısa zamanda Arabi ve Farisiyi ana dilli gibi öğreniyor  "Selim" olması için gerekli donanımlar öğretiliyordu.Babası Bâyezîd tahta geçince, Şehzade Selim'i Trabzon'a vali olarak tayin etti.Artık Selim'in devlet işlerini ve idareciliği öğrenmesi gerekiyordu. Trabzon'da "Selimé olma yolunda ilerken Yavuz olmayı da ekledi anlata anlata bitiremeyeceğimiz meziyetlerine.

Şehzade Selim'in yavuzâne tavrı yeniçerilerin hoşuna gidiyordu ve istediler ki Şehzade Selim Bâyezîd Han'dan başa geçsin ve Şehzade Selim 24 Nisan 1512!  târihinde Osmanlı Devleti’ne pâdişâh oldu. Komutanlarını ve devletin ileri gelenlerini topladı " Şark ve Garb’ta “İ’lây-ı Kelimetullah” (Allahü teâlânın ismini yüceltmek) için çalışacağım. Zâlimlere, evlâdım bile olsa, merhamet etmeyeceğim. Zamanımda boş oturmak ve ahâliye zulm etmek mümkün olmaz. İşte benim hâlim budur. Kardeşim ise rahatı sever ve yumuşak huyludur. Seferden korkmaz ve haddi aşmak istemezseniz bana biat ediniz. Aksi takdîrde Sultan, Ahmed’i seçiniz ki, onun zamanında, o da siz de zevk ve safânızla meşgûl olasınız” diyerek, gayesini söylemiş ve artık bir Yavuz Sultan Selim olmuştur.

Yavuz Sultan Selim “İ’lây-ı Kelimetullah” için yanıp tutuşurken ; İran’da Safevî devletinin başında Şah İsmâil ise Kur’ân-ı Kerîm ile alay ediyor, Bütün Ehl-i Sünnet alimlerini ve salih müslümanları öldürüyordu.Kendi içinde sapkınlığı artıyor  İranlıların, selâmünaleyküm yerine Şah demelerini, Bismillah (Allahü Teâlânın ismiyle) yerine, bismişâh (Şahın ismiyle) demelerini emrediyor gayri resmi olarak da İlahlığını ilan etmiş oluyordu.Anadolu'ya da casuslarını gönderip kendi sapkın inançlarına Anadolu'daki Ehl-i Sünnet insanını çekmeye çalışıyordu.Yavuz bu sebepledir ki şark seferlerini başlatıyor.

Şimdi bizlerde birer Yavuz (Mert,Cesur,Gözüpek) olalım ve Aklı Selim (Doğru,Dürüst) düşünelim ;

3. Köprüye adı verilince rahatsızlık duyanlar hangi yezidin torunları?

40.000 Aleviyi katletti diyenler kimlerin tarih kitaplarına göre konuşuyorlar?

Bizler Ecdadımıza küfretmeyi nereden ve kimden öğrendik?

Osmanlı'yı ötekileştirmeyi başka milletten görmeyi hangi derslerle öğrendik?

Yavuz Sultan Selim isminden rahatsız olanlar, küfredenler Türk mü bilmiyorum ama, biz Türk milleti olarak Orta Asya'dan Anadolu'ya kadar geçen süreçte ve bilmediğimiz tarihimiz de dünyanın gönlünü fetheden ecdadımıza küfretmeyiz.

 Mustafa ŞAHİN

 
Toplam blog
: 26
: 1823
Kayıt tarihi
: 03.05.12
 
 

PUGEM Kurucu Ortak ve PUGEM Bünyesinde kişisel gelişim eğitimleri veriyorum. Çeşitli mecralarda k..