Aklımı kullandım, beş numara şapkam oldu.

(Aklına beş numara kasket.) Diye bir şiir yazdım ya!?...

Aldı beni bir merak…

Beş numara şapka, nasıl giyilir. Kimler beş numara şapka giyer. Ben neden giyemiyorum? Devamlı kafamı kurcalıyor.

Hayatımda hiç beş numara şapka giymemişim. Ama bir gün yanlışlıkla, Kanka’mın şapkasını giymiştim. ( Yandan bacanak oluruz. )

“Kasket veya şapkalarımız bazen aynı model oluyor.”

Şapkayı başıma geçirdiğim anda, ortalık karardı. Kafama tas gibi geçen şapka, burnuma kadar oturdu. Biraz kafamda tutuyorum, nede olsa beş numara şapka, yakıştırmaya çalışıyorum, belki uydururum diye... Olmadı bir türlü…

Bir sabah tuttum, çarşıdaki bir şapkacıya girdim. Her ne kadar daha önce Kanka’mın şapkasını denemiş isem de, “ beş numara şapka istiyorum? Kasket türü olsun” dedim.

Şapkacı bir yüzüme baktı, bir başıma…

Eh, müşteri daima haklıdır, deyip bir sürü beş numara şapka getirdi.

Bütün şapkaları kafamda öyle eviriyor böyle çeviriyor bir türlü kafama göre olmuyor. Sonunda.“Senin kafana göre beş numara şapka olmaz” dedi.

Gülmemek için kendimi zor tutuyorum, için için kızdığını biliyorum ama olsun taktım bir kere beş numara şapkaya. (Hoş daha takamadım ya.)

En azından beş numara fikrini kafama taktım.

Ben daha önceden kafamda plan kurmuşum, olmayacağını biliyorum ama “şapkacı da düşünebilecek mi?” diyorum… Baktım olmayacak yavaşça kulağına fısıldadım…

Birden gülümsedi ama yüzüme de tuhaf tuhaf bakıyor… 

Gitti içeriden benim beğendiğim kasket modelinden üç numara olan birini aldı. İçindeki etiketi bir güzel çıkarıp, beş numara yazan etiketi dikti. Böylece benim de beş numara bir kasketim oldu. Yani ben de aklımı kullanıp, beş numara şapka giymeye başladım…

Ohhhhh...! Kafamı seveyim.