Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Haziran '11

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Aklın mevcudiyeti ve zihnin gel-git halleri

Aklın mevcudiyeti ve zihnin gel-git halleri
 

YERİNDE OLAN VE YERİNDE SAYAN............


Akıl her zaman mevcutur, mevcutta vücuttur, ve vücutta yine mevcuttur ki; bu onun sonsuz mevcudiyet halidir. Bu anlamda şizofreni yada diğer hastalar için kullanılan aklının bir gelip bir gitmesi aklın mevcudiyeti durumunu bilmemenin hatalı tanısıdır.peki gerçekte gidip, gelen nedir? Ya da bu gel, git hali içinde arada yaşanan boşluk ve bu boşluğu doldurmada kullanılan yıkım hali ki; bu kişinin içinde ağır çatisma, tahribat, yoğun direnç, kim olduğuna dair kendine yönelik ağır saldırı, kendi, kendine yönelik içsel tahrik ve kışkırtma, kendini yargılayıp hesaba çekme bu gelgit hali arsındaki boşluğa sızma eylemidir kişi bu durumda ağır çaresizlik yaşayabilir, çünkü kendini evrende dayayabileceği noktadan kopmuştur. Kim olduğuna dair içsel ağır sorgu ve saldırı sinsiliği girdabında çirpinmaktadir artık cehennem zebanileri ile baş başadır ki; var olan boşluğa başi boş olan her düşünce her yıkıcı unsur dolmuştur. Bu yıkıcı unsur hasta diye adlandırdığımız insanlarda bu durumda cereyan ederken normal diye adlandırdığımız insanlarda intihar saldırısı, cinayet, tecavüz , işkence, hırsızlık, kurnazlık, yalan, ve yanıltma şekliden devam ederki biz buna açık hava tımarhanesi diyebiliriz. Peki gerçekte bu boşluk dediğimiz durum nedir? Nasıl yaratılır? Eğer kişi zihninin üzerinde ki daha büyük gözetleyici ve gözlemci bilinç halini kendisinin daha yüksekteki varlığını idrak etmemiş ise bir kelime ile dünyanın bir ucundan öbür ucuna savrulabilri, bir hareketle başinda durduğu kuyunun dibine düşebilir, bir tehditle kendisinin en iyi sandığı noktasında en kötü noktasına doğru itilebilir ki; asıl boşluk dediğimiz şey mevcut oalnın idrakinde olmamaktır, kişi aklın mevcudiyetinin idrakindede tehdit ve tahriklerle karşi karşiya kalabilir, kendisine karşi türlü kurnazca kışkırtma hareketleri yöneltilebilir ama o bütün bunları yönetme yetisine ve yetkisine sahip olduğunun da idrakindedir. 

 

 

Aklın mevcudiyeti boşluğun yokluğudur, çünkü o her şeydir her yerdedir her durumda ve her formdadır.o aynı zamanda her yerdeki ve her hücredeki en yüksek dikkattir.o herşeyi doldurmuş olandır, o evrenen insana yada nesneye yine aynı şekilde insandane evrene doğru sürekli bir akış halidir.mevcut olanın mevcudiyetinde, mevcut olmayan mevcut değildir. Burada gelgit hali olarak söz ettiğmiz şey mevcut olanla mevcut olmayanın yer değiştirmesi şeklinde algılanamaz çünkü mevcut olmayan mevcudiyetin zıttı yada onun karşitı yaratabilecek bir durum değildir. Bu gel, gitler mevcut olmayanın kendi kandi parçaları arasındaki çatismali, itkili, tepkili, dürtülü, kışkırtıcı yer değiştirimleridir. Ki bu boşluktur, bu anlamsızlıktır, bu kopukluktur hastanın gaipten ses duyması gibi semptomun asıl sebebi boşluk duygusunun yüksek sesli yansımasından başka bir şey değildir.zihinn gelgitleri onun tutarsız doğasının yansımasıdır çükü bugün doğru olan yarın, yanlış bugün iyi olan yarın kötü veya hindi standa kutsal olam abd de komik sayılabilir.onun bir sistematiği yoktur o kendi içinde asla tutarlı değildir o sürekli bir yanılgı halidir. O bir uçtan diğerine doğru olduğu için önündeki ve arkasındaki ile arasında sürekli boşlu( gel, git) hali vardır.ve bu boşluk dış dünyanın kendi boşluğunu akıtma, sızdırma yeridir.herkes kendi boşluğunu kapatmak için delice bir başka boşluğa sızma sinsiliği içindedir.çünkü o kendi boşluğunu ancak bir başkasının boşluğunda var edebilir. O aklın mevcudiyet alanına değil girmeye görünmeye dahi cesaret edemez, çümkü aklın mevcut alanı onun mevcudiyetsiz, mevcutluğunun sonudur. O sadece başka boşluklar peşinde koşar çünkü o varlığını boşluktan almaktadır bir başkasının kayıp alanı onun için kazanç bir başkasının hastalığı onun için sağlık bir başkasının ölümü onun için yaşam anlamındadır bu yüzden o sürekli boşluğa doğru hareket etme eğilimindedir. O gidilen yere gelmiş, gelinen yerden gitmiştir onun için o asla biryerde değildir, ve onun olduğu yerde ondan başka hiçbir şey yoktur o bütün ilişkisini bu ilişkisizlik üzerine kurmuştur. 

 

Varlığını yokluk üzerine kurmuştur, varlık onun sonudur sürekli kendini zıt yönlerde uzatmak ve uzattıkça kendinden uzaklaşmak, ve uzaklaşan parçalarının arkasından kuyruk gibi uzanmasının asla uzlaşamayacak olan uzantısı durumuna düşmüştür. 

 

 

O varlığını boşluktan alır, ve tekrar boşluğa bırakır.onun barınabileceği tek yer boluktur. O sadece boşluğa konuşur. Onun her hareketi boşluğa doğrudur.o boşluğunu bir başka boşlukla doldurdukça boşluğu büyüdükçe büyür. Bu boşluk başka boşluklarda daha büyük boşluklar yaratır, her boşluk başka bir boşluğun içinde kendi boşluğuna sığınır. Her boşluk başka bir boşluğun boşluğunda kendi boşluğunun boşluğuna doğru sürüklenir, ve evrensel çapta kara deliğe, gezegenimiz çapinda kitlesel hastalıkların, açlığın, deliliğin, savaşların din, ırk veya bölgesel düşmanlıkların içinde boş bir başin kuyruk salladığı vahşileşen ama asla hayvanlaşamayan ne insan ne de hayvanlar alemine ait olan hayalet bir dünyaya neden olabilir. 

 

 

Bu o kadar tehlikelidir ki; bir insanın karnındaki açlık duygusundan kaynaklanan boşluk saptırıldığı takdirde bütün dünyayı yutabilecek küresel çapta bir karadeliğe dönüşebilir ki; kriz denilen gerçekliği var olmayan parasal boşluğun kaynağı burada yatmaktadır. Bu boşlukta iki insan, insan nesne arasındaki mesafe o kadar büyüktür ki; siz tok ken yanınızda açlıktan ölenin neden öldügünü asla anlayamazsınız bir süre sonra sizin başinıza da gelebilecek olan o an sizin için anlamsızdır. Tok dünyanın aç dünyayyı anlamamasının nedeni de budur. Anlayamaz doğası gereği anlayamaz.ama yiyeceği önce yavrusuna veren kuşa da bunun aksini anlatamazsınız hatta ögretemezsiniz. Çünkü o yaşamın devam etmesi için önceligin ne olduğunun kodlanmış bilgisine sahiptir.o zamanın ve zihinin yanılgısının yarattığı boşluğa sahip değildir. Siz bir kuşu öldürebilirsiniz ama ona kuş olmaktan başka bir şey ögretemezsiniz o onun zekası, kendisi olmayan zekasız birşeyi ögrenmeye müsait değildir. O şimdiden başka bir şey bilmez o işini tehir etmez, o yavrularını ihmal etmez. O var oluşunun harikuladeliği dışında hiçbir şeyin altına imza atmaz.o ne kendi yaşamında ne de başka bir varlığın yaşamında boşluk yaratmaz çünkü o sürekli mevcudiyet halinde yaşar. Onun varlığı da yokluğu da tekamüle tam tamına uygundur. 

 

 
Toplam blog
: 124
: 736
Kayıt tarihi
: 28.06.08
 
 

Kelebek için kanat neyse insan için kelime odur. (m.ali şirin) 1969 senesinde  Tunceli/ pülümürde..