Aklın tanımı

Sevgili milliyet blog okurları, farkındalık duygunuzun gelişmesi için bu günde sizlere birkaç dini tanım yapma gereği duydum.

Ancak benim duygularımdan ziyade, sizler için önemli olan tanımladığım konular hakkında kafa yormanız, düşünüp araştırarak zihinsel bir irade oluşturmanızdır. Ancak bu şekilde doğruyu bulup, yanlışa inanmaktan kurtulabilirsiniz.

1-Din; Nasihattir.

2- Din; İnsan ruhunu ıslah edip sigortalayan vahye dayalı nasihatlerin tümüdür.

3- Din; İlahi kudretin akıl sahiplerine, nebi ve resulleri marifetiyle göndermiş olduğu nasihatlerinin tümüdür.

4- Din; Yaratılmışların tümünü başlangıç ile son arasında, kendi küllü akıl, ilim ve iradesiyle oluşturduğu tekamül evreleri içerisinde, tüm varlıkları tevhide uygun birleyip BİR BÜTÜN etmek için hepsini zaman ve mekana uygun bir şekilde teklik aleminden çokluk alemine, çokluk aleminden de geri teklik alemine geliş gidişlerinin sağlanmasında Rab-dı Zapt altına alınan ruha tekamül yolunu gösteren, aynı zamanda da onları kendi lafzınca terbiye eden, lafzına uyup terbiye olanları geleceğe yönelik vaadiyle sigortalayan, Allah sözü olan, vahye dayalı nasihatlerin tümüdür de diye dini tanımlayabiliriz.

İslâm; İşaretlenmiş yolda akıl etme, ilim etme, bunlarla doğru düşünüp doğru irade kullanarak Allah’ın varlığına, birliğine ve ahret gününe inanıp iman ederek takva (elde edilen ilim) üzere yaşamaktır. (Mimleyip, işaretleyen elbette Allah’tır. Yol; Sırat – ı Müstakim’dir.)

Vahiy; Allah lafzı olan öğüt, nasihattir. Onun için Kur-an’dır. Hayattır, Candır, Canlılıktır, Sürekliliktir. Dolayısıyla Allah’ın verip- alma ilkesi içerisinde yaratıklarını ilahi kudret ve kuvvetiyle ilahi kader prensibi çerçevesi içerisinde yaşatırken, aynı zamanda da yaşattıklarının tekamül evreleri içerisinde gelişip olgunlaşmalarını sağlayıcı Allah nasihati, Allah öğüdüdür.

İman; “Bismillah – Minel cinneti vennas” arasındaki bilinen ve bilinmeyenleri, fizik ötesi denilen gaip aleminde olmuş ve olacakların tümünü, ilahi kudretin tasavvurundaki akıl ötesi her hali, hiçbir şüpheye yer vermeden kayıtsız ve şartsız kabul edip öğrenmek. Öğrenilenlerin de hepsini dilden kalbe nakşetmek. Nakşedilenlerin tümünü de tüm uzuvlarda son nefese kadar marazsız kabulle birlikte yaşama biçimidir, diyebiliriz.

Akıl; beynin ruhtan aldığı enerji gücüyle, insanın doğal ve ulvi ihtiyaçlarını gidermek için kalp merkezli duyu ve his organlarını harekete geçirerek, zaman ve mekan içinde oluşacak olan cüzi iradeyle de elde edilip hafızada toplanmış olan tüm bilgilerin, her seferinde yenilenmesine yönelik beyinde toplanmış olan tüm sinir uçlarındaki elektriklenme de oluşan enerjinin gücüyle oluşan düşünceyle olgunlaştırıp mantıkla fıtrat üzere mayalayıp yoğunlaştıran, tekamül yolundaki ilerlemeye katkı sağlaması için elde edilip yenilenen her bilgiyi beyin kütüphanesine yollayan, ihtiyaç anında da insanın zekası gücü oranında insana dünyada yön verip yol göstericisi olan gönlünün hizmetine sunan, ahiret denilen gelecek yaşamda da yapıp ettiklerinden sorumlu tutulacak olan, ilâhî kaynaklı nura, yada vahye akıl denir. Diye düşüncelerimi sizlere ifade etmek istedim.

Hoşça kalınız. Ama okumaktan da asla geri kalmayınız...

Eleştirecekseniz de, önce çok iyi okuyunuz. Okuyup anlayıp kavradıktan sonra dilediğiniz gibi eleştirebilirsiniz...

Sağduyulu akılla, öğrenip bilmeye yönelik olarak da dilediğiniz kadar soru sorabilirsiniz...

Sevgi ve saygılarımla.

Cahit KARAÇ