Aklınız çalışıyorsa çocuklarla birlikte kendinize zaman ayırın..

Kapitalizm'in ne kadar acımasız ne kadar kan dökmeden öldürücü bir sistem olduğunu 80 darbesi sonrasında geçiş yapılan serbest piyasa ekonomisi modelinde görüldü.

Otuz yıldır ülkede sözümona sisteme uyum sağlamak adına bir çok evreler yaşadı.

Sistem kendi içinde hanedanları büyük-büyük holdingleri ismi duyulmayan dolar zenginlerini yaratırken diğer yandan küçük şirketler zaman içinde boy göstermeye başladı. 

Sistem, bireyleri öyle bir noktaya getirdi ki eğitim seviyesi yüksek olandan tutunuz en az eğitim görmüş bireye kadar toplumun büyük çoğunluğu meta ekseni içinde kendisini  bir yörüngeye oturtmuş, zira meta kısırdöngü içinde ve sistemin getirdiği doğal ekonomik zigzaglar (krizler) toplumu gerçek anlamda gerecek ve tutunacak dal arama moduna girerken imdada yeni bir iktidar yetişecekti.

Muhafazakarlaşan toplumun bireyleri ekonomik zorluklarını din-i telkinlerle kapatmaya çalışsa da iki kere iki veya iki artı iki her zaman dört eder.

Dindar kişilerin ibadet şekline her zaman şapka çıkarmışımdır çıkarırım da, zira ekonomik zorluğa girmiş kişilerin zorluğu sözümona atlatmak amacıyla hiç ibadet yapmıyorken ibadete yönlenenlerin sayısı gün geçtikçe arttığını görüyoruz.

İbadetini ibadet olsun diye yapmıyor, zira girmiş olduğu ekonomik zorluklardan bu yolla çıkabileceğini düşünuyor.

Hayır kardeşim, islama inanıyorsan ibadetini gereği gibi yapacaksın, zira ekonomi tablolarını rakamlarla çözeceksin Allah'ın vermiş olduğu beyin ile..

Ve böylelikle sevgili okurlar, din-ekonomi-devlet-hükümet-insanlar-insancıklar-sevgiler-aşklar-doğrular-yanlışlar birbirine karışıyor..

Kapitalizm sistemi ile girdik, bakın nereden çıkaya çalışıyoruz..

Çıkılmaz..

Çıkılması oldukça güç görünüyor..

Tek yol devrim pardon sevgi..

Özüne dönmeli toplum..

Elbette ki hiç bir şeyin geriye dönüşünün mümkün olmadığı gibi sistemin ve dolayısı ile yaşanmışlıkların geriye dönüşümü mümkün değildir.

Dönülmesin de zaten..

Ama Türk halkının zaman içinde kaybetmiş olduğu özündeki insan-i duygularını, değerlerini tekrar kazanması mümkündür..

Değişen insanlar değil, sistemlerdir.

İnsanlar gelişen varlıklardır.

Duyguları, değerleri tekrar kazanmak öyle zor göründüğüne bakmayın siz..

Önce insan olduğunuza kendinize inandırın, gerisini merak etmeyiniz..

"Ben insanım ve kimseye zarar vermek istemediğim gibi her insanın da iyi olmasını iyi yaşamasını istiyorum" deyin ve bakın ekonomik zorlukları nasıl bir bir aşıyorsunuz o zaman..

İsterseniz önce çocuklarla zaman ayırmakla başlayın işe..

Onlarla zaman ayırmak size çok şey kazandıracaktır.

Paylaşmayı öğreteceklerdir..

Dostluğu hatırlatacak, karşılık beklemeden sevmenin ne kadar güzel bir duygu olduğunu hissettirecekler..

Onlara zaman ayırdıkça, adalet-vicdan-namus kavramlarını öğreneceksiniz..

Eğer aklınız çalışıyorsa tabi..