Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Ekim '10

 
Kategori
Güncel
 

AKP, “türban”ı resmen çözmede CHP’yi “23 Nisan çocuğu” mu görüyor?

AKP, “türban”ı resmen çözmede CHP’yi “23 Nisan çocuğu” mu görüyor?
 

Öğrencilik yıllarım trenlerde geçti.

Ankara Kurtuluş Lisesi’ne, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’ne, 1970 öncesi, Hasanoğlan-Ankara arası trenle gidip geldim. Özellikle lise yıllarında, saatlerimiz tren istasyonlarında (daha çok Cebeci ile Ankara Garı'nda) geçerdi.

Akşam eve, özellikle kışın kaçta gideceğimizi Allah bilirdi!

Ama ne güzel günlerdi, o trenli günler!

Başbakan Erdoğan’ın Kılıçdaroğlu’na, “türban sorunu”nu resmen çözmek için çağrı yaparken “Siz lokomotif olun, biz vagon olalım” demesi, beni, o “trenli günler”e götürdü.

"Trenli günler"den, o günlerin somut kavramlarından, bugün "doğadan insana aktarma"ya geldik.

Başbakan'ın önerisi nasıl gereçekleşecek?

Başbakan, dolayısıyla AKP, “vagon”, Kılıçdaroğlu/ CHP “lokomotif” olacak!

Bu, mümkün mü?

Kılıçdaroğlu, Başbakan’ın büyük hoşgörüsüyle, ancak “23 Nisan çocukları”na sunulan “makam” benzeri gibi, bir “lokomotif” olur. Çünkü, dünden bugüne bakılırsa, Başbakan’ın “lokomotif” olmayı, başkalarına, hele anamuhalefet’e bırakması, dünyanın tersine dönmesiyle eşdeğerdir.

Olacak iş mi?

Olmayacak, ama 23 Nisanlar'da “çocuklara sunulan hak”larda olduğu gibi olacak!

Sonra?

Bunu sormaya gerek var mı?

Kılıçdaroğlu, iyi ki, “Türban işini biz çözeriz!” dedi.

Başta Başbakan, sonra Fatih Altaylı’nın deyişiyle, “Başbakan karşısında suskunken Kılıçdaroğlu karşısında 'kaplan' kesilenler", bu “çözme” işini “büyük bir fırsat” olarak gördüler. Bu, her ortamda dile getirildi.

Oysa, Kılıçdaroğlu’nun “başka “çözeriz”leri de vardı.

Onları, gündeme getiren yok.

Türban da türban!

Başbakan, dün de, AKP’nin Kızılcahaman Kampı’ndan seslendi:

“Bakınız halk oylaması sürecinde CHP Genel Başkanı, bu ülkenin genç kızlarının başörtüsü sorununu, biliyorsunuz, gündeme taşıdı, miting meydanlarına taşıdı. Ben bugünden tezi yok, 'Gelin bu işi halledelim' diyorum. Şimdi hemen bir cümle olarak hemen buradan hatırlatıyorum: Anamuhalefet, eğer samimi iseniz, dürüst iseniz, hemen talimatınızı verin, ben de talimatımı vereyim, aynı şekilde MHP diyor ki 'Biz de varız bu işin içinde' diyor. BDP de bu işe katılacağını söylüyor.”

Başbakan, medya, Kılıçdaroğlu’na sürekli, “türban pası” atıyor.

Oysa Kılıçdaroğlu, o “pas”ı, “Biz iktidara gelelim de...” anlamına gelecek biçimde, ben öyle anlıyorum, seçmenin önüne atmıştı.

Kılıçdaroğlu’nun , o “pas”ı gole çevirmesi için, önce “çözeriz”in “oya çevrilmesi” gerekiyordu.

Yani iş, seçmende bitecekti!

AKP, “oya çevrilerek çözülmek istenen türban”ı, Kılıçdaroğlu’na kazanç sağlamasın diye, “hemen çöz”e getirdi.

Eğer, seçim alanlarında söz vermek, o denli önemli ise, öbür söz verilenler niçin gündeme taşınmıyor?

Kılıçdaroğlu, “Tarzan zor durumda” misal, zor durumda mı?

Gündeme taşınmayan, öbür söz vermeler, Kılıçdaroğlu’nu “zor durum”da, bir bakıma, kurtarabilir!

Anlaşılan o ki, bu “türban sorun”u, resmen çözülse de, çözülmese de, Haziran 2011’de yapılacağı söylenen seçim için “temel malzeme” olacaktır. Her iki durumda da, bu işten, AKP’nin kazançlı çıkacağına inanıyorum.

YÖK Başkanı, kendini Meclis yerine koyarak, bir yazı ile, “türban sorunu”nu çözdü.

Sıra, “türban”ı resmiyette çözmeye geldi.

Başbakan, “23 Nisan çocuğu” gözüyle bakıyor olmalı ki, resmen “çözme işi”ni de Kılıçdaroğlu’na havale ediyor.

Bilmiyorum, Kılıçdaroğlu,sorun” durumuna getirilen bu “çözeriz”den tümden nasıl kurtulacak?

 
Toplam blog
: 2458
: 2418
Kayıt tarihi
: 10.11.08
 
 

24 Kasım 1944'te İspir'de doğdum. Ankara Kurtuluş Lisesi'ni, Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi Tü..