AKP dış politikası; komşularla sıfır sorundan savaşa...

“Bunları Suriye’ye gönderelim, cana geleceğine mala gelsin.” Sanal medyada savaş çığırtkanlığı yapanlara aklı başında bir tweet ile giriş yaptım yazıya. Kavurucu yaz sıcağında bilgisayarın başına oturup yazmak işkence gibi, yaşananlara dair bir çift söz etmemek daha büyük işkence...

Türkiye’nin keşif uçağı Suriye tarafından ‘sınır ihlali yaptığı gerekçesiyle’ düşürüldü. Türkiye sekiz*saat sustu. Başbakan İstanbul’a inmekten vazgeçip rotayı Ankara’ya çevirdi. Hayret Türkiye cephesinden geç gelen açıklamalar aklı başında, konunun iyice anlaşılması için yapılan soğukkanlı çalışmalar saygıyı hak edecek içerikteydi. İyi ki N.Doğan, A.Taş, E.Köse kabinede değil, yoksa mehteran takımı eşliğinde, magazin muhabirleri ile Suriye cephesine ani bir intikam saldırısı yapmaları işten bile değildi! Şaka bir yana bunlardan çok var bu topraklarda, savaşı sanal oyun sanıyorlar!

Gerçi Başbakan, dünya kamuoyunun gündemine Suriye düşünce; bir zamanlar ‘kanka’ durumu yaşadığı ‘ortak bakanlar kurulu düzenlediği’ Esat’a demediğini bırakmadı, özetle” Çek git ya!”dedi.  Sınıra Suriye’den kaçanların sığınacağı barınaklar hızla inşa edildi. Sığınmacılara silah sağlandığı, Suriye sınırlarının içerisine yapılan saldırılar, CIA... Ayrıntıya girmeyelim. İlgileneler google sorsun!

Suriye konusunda Türkiye’nin tutumuna tanık olunca doğal olarak insanın aklına Fransa, ABD, İngiltere üçlüsünün Libya’ya Nato müdahalesi istediği zamanlarda Başbakan  Erdoğan’ın “ Nato’nun Libya’da ne işi var”(Linkteki videoya dikkat, lütfen izleyin!) dedikten yirmi gün sonra tarihe geçecek tutum değişikliği de gelmiyor değil!

Şimdi dönelim keşif uçağımızın düşürülmesine; yukarıda yazdığım gibi Türkiye sekiz saat sustu. Neyse takdir edilecek bir biçimde olayın tüm süreçlerini tartıştıktan sonra “Uçağımızın uluslararası hava sahasında vurulduğunu ve Suriye karasularına düştüğünü” kamuoyuna duyurdu. Ve Türkiye Suriye’ye nota verdi, Nato’yu olağanüstü toplantıya çağırdı! Nato bileşenleri Nihat Doğan gibi düşünüyorsa vay dünyanın haline!

Suriye sık sık açıklama yapıyor, “Türk uçağı olduğunu bilmiyorduk, Türkiye düşman değil. Düşürülen uçak askeri keşif amaçlıydı. Suriye Türkiye'nin düşmanı değil, iki ülke arasında şiddetli görüş ayrılığı vardır. Suriye’nin düşmanları bellidir.” diye.

Sözde demokratik dünya (Katar, Suudi Arabistan, ABD, Fransa, İngiltere vb.), emperyalist ittifak aylardır Suriye’ye üşüşmüş! Silahlandırdığı, eğittiği işbirlikçileri aracılığıyla neredeyse ülkede “iç savaş” çıkarmış... Korkunç bir medya bombardımanı ile Suriye yalnızlaştırılmış. Elcezire vb. kanallarda çalışan namuslu gazeteciler oynanan oyunda yer almamak için istifa etmiş...(http://www.google.com.tr/#hl=tr&sa=X&ei=YS_nT6edMceKhQf3_9niCQ&ved=0CAUQBSgA&q=el+cezire+suriye+istifas%C4%B1&spell=1&bav=on.2,or.r_gc.r_pw.r_qf.,cf.osb&fp=2a9d53265ef00600&biw=1093&bih=546  Google “El cezire Suriye istifası” yazınca çıkan 89 bin sonuç çıkıyor,okurun dikkatine..)

Devam ediyorum, bir gün önce Suriye hava kuvvetlerine ait bir uçak Ürdün’e kaçırılmış, korku ve panik halinde bir ülke... Ve sınırlarını bir süre ihlal eden uçağımız uluslararası teamüller uygulanmadan düşürüldü. Uçağımızın “Rus üssünden açılan ateşle düşürüldüğü iddiaları” her nedense dikkate alınmıyor(!)

Yukarıda Can Dündar’ın yazısına link verdim (sekiz*), Can’ın yazısında açıkladığı üzere daha öncede benzer olaylar yaşanmış, uçağımız düşürülmüş, gemilerimiz batırılmış... O zaman (N.D,A.T,E.K)’lerin ortalıkta tweet ile savaş çığırtkanlığı yapmaları olası olmadığından akıl yolu tutulmuş. Şimdi öyle mi ki, TV’lerde iktidar yalakası kösegiller, dalkavuklar cirit atıyor, toplumu savaşa hazırlıyor!

Yazıya nokta koymaya hazırlanırken uluslararası ilişkilerde ebedi dostluklar olmadığının, çıkarların değişkenliğinin bende farkındayım. Asıl sorulması gereken ‘savaş çığırtkanlığının kimin çıkarları için yapıldığı’ sorusudur! Aklın ve solduyunun (alışıldığı üzere ‘sağduyu’ değil) egemen olması umuduyla.