- Kategori
- Siyaset
AKP li olmak
1918 Çanakkale
Uzun zamandır düşünüyorum. AKP li olmak, o ruhu yaşamak nasıl bir duygu diye. CHP li nasıl hisseder insan kendini. Herhalde sahip olduğu Atatürkçülükle. MHP li nasıl hisseder insan kendini. Sahip olduğu Milliyetciliği ile herhalde. Her kesimin bir inancı, bir hayat, bir politik düşüncesi var ve bu doğrultuda yaşadığı vatanın kalkınması, çağdaş dünyada yerini alması için kendine yakın partiye yöneliyor. Türk dünyasında politika ve siyasetin yeri hep varolmuştur. Türk Hun döneminden bu yana devletin yönetilmesi ciddi bir iş olarak ele alınmış.
Evet şimdi AKP li olmayı düşünüyorum. İnsan nasıl AKP li olur diye. Herhalde milliyetçi olmayacaksın, bireyin yaşantısı ve dini hayatı öncelikli olacak. Dininin vecibelerini yerine getirmesi, ailesini iyi geçindirmesi, mümkün olduğu kadar fazla para kazanması yeterli. Türkiye'nin dünyadaki yeri pek önemli değil. Sahip olduğu doğal kaynaklar verimli işletilsin yeter ( kimin işlettiği önemli değil ). Toplumda muhalefet sevimsiz, istenmeyen bir durum. Eleştiri, düşündüğünü dile getirme halkın işi değil. Bu tarza yakın kesim herhalde kendini AKP li görüyor. Aksini düşünmede zorlanıyorum.
Bugün AKP in kapatılması tartışılıyor. Bence tartışılacak bir şey yok. Bir önceki yazımda belittiğim gibi kapatmak çözüm değil, ama yargı bir karara varmış ve saygı göstermek gerek. Eğer ortada bir suç varsa ( ki var gözüküyor ) suçu işleyen cezasını çekmeli. Ne olursa olsun. İsterse o kişi padişah olsun. Yoksa bizler adaletin adaletli olduğuna nasıl inanabiliriz.
Biz demokrasiye inanmış kişileriz. Çanakkale'de 90 yıl önce canlarını verenler, çağdaş ve bağımsız Türkiye için savaştılar. Ve bu savaş hala devam ediyor. Bağımsızlığımızı, hukukumuzu, cumhuriyetimizi ve en önemlisi bu uğurda kendini feda eden kahramanlarımızı kaybetme tehlikesindeyiz. Sonrasında demokrasinin bir anlamı da kalmayacak.