Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Ocak '11

 
Kategori
Siyaset
 

AKP Ve Liberaller

AKP Ve Liberaller
 

Kendilerine liberal diyen küçük bir aydın zümrenin cürümlerini önemseyenlerdenim. Sayıca az olsalar da, ülke gündemine dair tespitleri ile dikkat çektikleri şüphesiz. Hatta ve hatta bu küçük azınlığın siyasal tespitlerini dikkate alan partilerin iktidarı bir şekilde ucundan yakaladığını da düşünüyorum. Ama… İlle de liberal aydınların iktidarın mutlak belirleyicisi olduğu fikrine katılmam mümkün değil. Zira memleketin dört bir yanındaki seçmenin işini gücünü bırakıp, “Şu liberaller ne diyor?” diye bir soru ile başlayan araştırmaları sonrasında oy tercihlerini belirlediklerini düşünmek, en hafifinden yana saflık olur ki, böyle düşünenlere sadece gülünür.

Evet… Liberal aydınların ülkenin genel yapısına dair siyasal tespitleri yerinde. Özellikle liberallerin demokrasi odaklı söylemleri ve bu söylem etrafında kilitlenen ülke sorunlarını dile getirme biçimi, bu sorunların çözümüne ilişkin ileri sürdükleri önerileri serinkanlı bir şekilde değerlendirilmelidir.

Bu gün Kürt Sorununun çözümüne ilişkin liberal kesimlerde hayli yüksek perdeden dillendirilen söylemler mevcut. Kürt sorununun çözümüne ilişkin hangi kesim ve kişilerden bu denli net bir tavır görebiliyoruz? Kim bu sorunu net bir şekilde dile getirip, çözüm hususunda ciddi bir takım baskılama yöntemleri geliştiriyor? Ülkedeki fikir babalarına bakın, her sorunu çözmekten ziyade o sorunun üstünü örtmek veya o sorunu otoriter bir takım yöntemlerle çözmeye dair arayışları vardır. Yine aynı şekilde, ülkedeki farklılıkların kendilerini ifade edebilmeleri için verilen çaba da liberal aydınların rolünü görmezden gelebilir miyiz? En nihayetinde bu ülke topraklarını paylaşan insanların homojen olmadığı ve çok farklı kimliklere sahip olduğu ortadayken, mevcut anayasasının tümü ile toplumu tek tip gibi algılayıp, yine toplumu tek tipleştirme çerçevesinde yapılandırması, pek tabii ki günümüz dünyasının geldiği noktada kabul görmesi mümkün değil. Bu duruma dair işte liberallerin demokrasi söylemleri ortada… Bu kesimlerin Kemalizme dair eleştirileri de son derece açık ve net… En nihayetinde Kemalizm toplumu sınıflara ayırmayan, tek tipleştirme anlamında tüm politikalarını yapılandıran bir anlayışın kendisi… En azından Kemalizm, liberallerin olumlayabileceği bir akım değil.

Liberal demokratların bir süredir AKP iktidarı ile takıştığına şahit oluyoruz. Bunda tuhaf olan bir şey de göremiyorum doğrusu. AKP, MHP tabanına oynadıkça, liberallerin desteğini kaybedeceği ortada… Zira AKP’yi diğer partilerden ayıran en temel özelliği otoriteye karşı vermiş olduğu savaştı. Her ne kadar bu savaşı verirken, partinin ağır toplarının geçmişi ve biat kültüründen gelmiş olmaları, toplumun kimi kesimlerine güven vermiyor olsa da, bu güne kadarki genel performanslarında bir takım temel sorunların çözümüne ilişkin atmış oldukları adımları görmezden gelmemek gerekiyor. Ama bir şey açık ve net… AKP 2007 genel seçimleri ve 12 Eylül referandumundan alabileceği en yüksek oyu alabilmiştir. Hedef olarak belirlediği kesimlerden alabileceği en yüksek oy noktasına ulaşmış ve bundan sonrası için o hedeflenen kesimden daha fazla oy çıkarabilme ihtimali yoktur. Bundan sonrası için MHP tabanına oynayıp, MHP’den birkaç puan oy tırtıklamak... Bu politika AKP’yi daha da güçlü kılar mı? Yoksa bu politika AKP’yi zayıflatır mı? MHP tabanına oynayan bir AKP’nin zayıflayacağını düşünenlerdenim. Bu gün gücü ele geçirmenin yöntemi olarak demokrasi şiarını diline dolayan AKP’nin, MHP tabanına oynayarak demokrasi şiarından vazgeçip, otoriter bir çizgiye geçmesi gerekiyor ki, bu politikanın AKP’ye bir gram katkısı dahi olacağını sanmıyorum. MHP tabanına oynayan bir AKP’nin, açılım politikalarını rafa kaldırmaktan öteye yapabileceği hiçbir şey yoktur. O halde… Ciddi anlamda bir oy potansiyeline sahip olduğu Kürt bölgesinde ve Kürt seçmenden oy alabilme ihtimali var mıdır AKP’nin? Hiç sanmıyorum. Kürt oylarının, tek seçenek olarak BDP’ye gideceği artık kesin gibi. Avrupa Birliği hususunda da artık eskisi gibi istekli bir AKP görmüyoruz. AB süreci hangi noktadadır? AKP, Avrupa Birliği için hangi adımları atıyor ve yeni politikaları nedir? Bilinen net bir şey yok… Aslında AKP’nin şu an gelmiş olduğu noktada ve gündelik siyaset yapma biçiminde liberallerden bir kopuş sürecine girmiş olması tuhaf değil. Liberallerin, özgürlüklerin genişletilmesi, demokrasi talepleri, AB hedefi, Kürt Sorunu gibi temel sorunların çözümünde AKP’den beklentileri ters tepiyor ve bu durum pek tabii ki liberal çevrelerin eleştirilerine neden oluyor. Bundan sonra bu eleştirilerdeki doz daha da yükselecek.

Liberallerin desteğini kaybeden AKP’nin akıbeti ne olur?

Sorun liberallerin desteğini kaybetmekte değil aslında. Bütün sorun liberal aydınların ülke sorunlarına ilişkin tespitlerinde gizli. Liberal aydınların ülke sorunlarını tespit ederek dile getirdiği söylemler ekseninde siyaset yapan bir AKP çekim merkezi olmuştu. Şimdi bu politikaları terk edecek olan AKP’nin o çekim merkezi olma halini kaybedeceğini düşünüyorum. Yoksa liberaller desteklerini çektikleri için AKP çekim merkezi olmaktan çıkmayacaktır. Tümü ile otoriter bir politikayı tercihinden dolayı AKP kaybedecektir. Oy oranında genel bir düşüş söz konusu olursa AKP gibi toplama partilerin kısa bir zaman içerisinde dağılma sürecine gireceği malum. Fakat bir noktayı gözden kaçırmamak gerekiyor. AKP politika belirlerken ciddi araştırmalar yapıyor. Belirlemiş olduğu politikaları o ciddi araştırmaların ekseninde hayata geçiriyor. Yani demem o ki, toplumdaki atar damarların gücünü iyi inceleyen bir siyasi parti var ortada. Boşa adım atmıyorlar ve hangi ata oynayacaklarının hesabını iyi yapıyorlar.

Politika değiştiren bir AKP’nin, liberallerle ters düşeceği malumken, politika değiştirmeye gitmesi, “Vardır bu işte bir hikmet” dedirtiyor bana.

 
Toplam blog
: 1509
: 1145
Kayıt tarihi
: 07.08.07
 
 

Yazarım... Okurum... Öğrencilik yıllarımda çok yazdım... Kompozisyon derslerinde yazdım... Duvar ..