Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Ekim '17

 
Kategori
Öykü
 

Akşam

Akşam
 

ilk şiir kitabım


Akşamın karanlığı köyü basmıştı. Köpek ulumaları geliyordu. Deprem korkusu uyutmamıştı o gece köyü, biz de köylüyle ayaktaydık. Okul bahçesinde çocukların, kadınların barınacağı çadırları kurduk. Yıllar önceden kalan çadırlar Kızılay’ın  yardımlarındandı.Uzaktan yanıp sönen ışık köye yaklaşıyordu.

Beş altı kişi ışığa karşı yürüdü. Okuldan Kelköy’e yürüyen kişiler ışıkla buluşunca yürüyüş durdu. Deprem için görevlendirilmişlerdi gelenler.Hoşbeşten sonra yürüyüş okula doğru sürdü. Okul bahçesini gören ilgililer: “Oo siz çadırları kurmuşsunuz, çocuklar, kadınlar rahat etmiş. Başka ne gibi eksiğiniz var.” diye sordular. Sıcak yemek istediler.Hele çocuklar için çok gerekli deyince köyün  girişinde bekleyen yiyecek taşıtı  hazırdı. Arabada sıcak çorba kaynıyordu. Pilav, kuru fasulye hazırdı. Birazdan arabanın geleceğini söylediler.

Deprem korkusu sevince bıraktı yerini. Toplum olarak nasıl da yardımı severiz. Açlık, çıplaklık en büyük düşmandı. Böyle günlerde kim kimden kıskanacak ki! İşte  bugün yardımlaşma içindi. Kelköylüler  yardımlaşmanın en verimlisini yaptılar. Yakınlarında olan Balta köye, Töme köyüne erkenden giden yardım ekibi dönmüştü.

Bu ara, gelen konuklara çaylar geldi. Sarı saçlı Raif Aga, Kara Celal, Alaca Memet köylünün önüne düşmüş sıkıntıyı atlatmaya çalışıyorlardı. Muhtar Samet komşularıyla birlikte ölümsüz atlatacakları depremin sonuçlarını değerlendirdi: “ Yapılaşma sağlıklı olmalı, bak köydeki evler oturamayacak duruma geldi. Yine ölüm yok diye şükür edelim.” diyerek uzun konuşmasını komşulara bıraktı.

Akşam serinliğinde çadırlar üşütüyordu. Isınma sorununu  büyük çadıra soba kurmakta gören muhtara köylüler de olur verince çocuklar, kadınlar için bir sığınak  gerçekleşti. Dostluk, komşuluk böyle günlerde anlaşılıyordu.

Büyük, kocaman, akıllı Yahya zili çalınca okula giden tüm çocukları topladı. Öğrenciler geceyi büyük çadırda sobanın sıcağında geçirmişlerdi. Tüm öğrenciler sınıf sınıf sıraya girdi. Yahya önce yürüyüş yaptırdı, marşlar söyletip okulun önünde sıraya soktu tümünü.Sonra andımızı birlikte okudular. Öğretmenleri nasıl da mutluydu kimse bilemez. Karanlık akşam yerini ışığa bırakırken öğrenciler yaşam kaynağıydı.

Akşam yine olacak, olsun onun karanlığı artık kimseyi korkutamaz!

 

 
Toplam blog
: 1064
: 732
Kayıt tarihi
: 24.03.12
 
 

Türkay KORKMAZ, umuda yolculuğu ertelemez. Mermeri delenin damlanın sürekliliği olduğunu bilir. Y..