Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Ekim '08

 
Kategori
İzmir
 

Aktütün

Aktütün
 


Öldüler...


Bugün, İzmir sokaklarından bir tabut akacak. Sel olacak çağıldayacak. Bayrak olacak. Çakı gibi yiğitlerin, kıt’a adımlarıyla; bir top arabasının ardına yüklenecek. Ve oradan uzayıp gidecek. Kanamış on binlerce yüreğin, dağlanmış milyonlarca insanın nemli bakışlarına nişan olacak.


Yiğittiler...


Yüreği, bir serçe misli pırpır eden ana-babalarının, kadınlarının, evlatlarının, kardeşleri, bacılarının dışında hangi birimizin aklındaydılar dün geceye kadar? Hiç birimizin.


Ben, ayaklarımı uzatmış kitap okumaktaydım. Taze çekilmiş kahvemi yudumlamaktaydım. Ya sen? Muhtemelen pahalı şarabını içerken, çok sevdiğin televizyon dizisine bakmaktaydın. O, Bodrum tatilinin son demlerini yaşamakta, öteki Londra seyahatinden yeni dönmekteydi.


Bazılarımız aşk-meşk işlerinde, kimilerimiz de iş bağlama, ihale kotarma faaliyetlerindeydi. Yazlıktaki karşı komşumuzun, son İtalya gezisinde aldığı Dolce Gabana çantanın fiyatını tartışmaktayken bir kısmımız; diğer bir kısmımız da Ertuğrul Sağlam kovulmalı mı, yoksa bir şans daha verilmeli mi sorusunun derin tahlillerini yapmaktaydı.


Öldüler...


Onlar, sınıra sıfır noktada, arazide, dağlardaydılar. Ve tepelerine kurşunlar yağdı. Ölüm yağdı. Hakk’a yürüdüler. Geride sevdiklerini, yakınlarını, koskoca bir milleti bırakarak.


Bu millet, bu ihanetle yıllar önce yine Şemdinli’de tanışmıştı. Eruh ve Şemdinli baskınlarıyla kendini göstermişti yılan, başını. Daha bir sene kadar önce, yine böylesine uğursuz zamanların birinde, yine böyle bir Cumhuriyet Bayramı arifesinde, Dağlıca’da dağlanmıştı yüreklerimiz. Bugün Aktütün’de, akmışçasına yaşattırılmaya çalışıldığımız ak günlerimiz karaya döndü.


Bu kara günde, İzmir sokaklarında bir tabut arz-ı endam edecek bugün. İçinde yatanın kanıyla allara bürünmüş bayrağına sarılı bir tabut.


Pek çok gözden yaşlar akacak, titrek yanaklara. Babalar, eşlerinden ve çocuklarından nemli gözlerini kaçıracaklar. Akşam yemeklerini yerken, açık olan televizyonlarından ana haber bültenlerini seyreden milyonlarca millet evladının boğazlarına dizilecek lokmalar. Yavaşça sofralardan kalkılacak ve balkonlara kaçılacak. Ağlanacak...Ardı ardına sigaralar yakılacak. Titreyen yüreklere söz geçirilemeyecek.


Yürüdüler...


Günlerce, haftalarca; sırtlarında kilolarca teçhizatla, yağmur, çamur, kar, kış, kavruk sıcak demeden, bir tek milimetrekaresini bile ilelebet, bir tek hain eline bırakmayacakları vatan topraklarında yürüdüler.


İhanet bazen mayın oldu patladı, bazen mermi oldu saplandı içlerine. Puşt pusuların, şerefsiz kumpasların dipsiz karanlıklarına çekildiler bazen de. Ama yürüdüler, sürekli yürüdüler, Hakk’a yürüdüler.


Vuruldular...


Bugün İzmir’de ve onlarca Türk şehrinde; tam on dört yiğidin tabutunun ardından milyonlarca yürek yürüyecek. Nur yüzlü şehit analarının, yayla yürekli yiğit babalarının, körpecik gelinlerin, babasız kalan yetim ve melekler kadar günahsız sabilerin, kardeşlerin, yavukluların, ağabeylerin, arkadaşların ahı tutacak er ya da geç.


Onlar toprağa girerken, bu millet şapkasını koyup önüne bir kere daha düşünecek. Düşününce ne olacak? Bir şey mi değişecek? Anam kızsın diyor ama vallahi de, billahi de benim kendime güvenim yok.


Acı...

 
Toplam blog
: 898
: 3759
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

İzmir'de yaşıyorum.    Çok uzun yıllar öncesinden başlayıp, hiç ara vermeden bugünlere kada..