Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Ocak '19

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Akvaryumdaki Çocuklar...

 

                Söze nereden nasıl başlasam diye düşünüyorum..

 

                Savaşını/mücadelesini vermek zorunda olduğumuz birçok konu var... Bir sürü not alıyorum, defterler dolusu notlar, cümlecikler, kelimeler, kelimeler... Hepsi bir gözlem/bir tespit üzerine duyduğum huzursuzluk ve bazen de tebessüm etmeme sebep olan kısacık an'lar/ayrıntılar... Dokunmam gerekiyor, gördüğümü anlatmam paylaşmam ve neşter atmam bazı durumlarda.

 

                Ben anlatmazsam hiçbir yerde göremiyorum, okuyamıyorum, dinleyemiyorum... Ne gazeteler yazıyor,ne tv'ler gösteriyor, ne de radyolarda bahsediliyor...

 

                İnsanlar dünyadan hızlı dönüyor, herşey öyle hızlı akıp gidiyor ki, bu hengame içerisinde bir çok şey anlamını yitiriyor...

 

                Ne kadar zaman oldu bilmiyorum ama, çocuklar sokaklardan çekildi! Çocuklar doğa ve hayat ile ailelerinden sonra tek ve en güçlü bağı olan sokaktan koparıldılar. Benim gibi otuzlu yaşlarının ortalarını yaşayanlar hatırlayınız, sokaklarda nasıl güzel bir çocukluk geçirdiğimizi.... Şimdilerde market raflarında şişelenmiş su gibi birşey kaldı çocukluk adına o günlerden... Çocukluk diye bir evre var, fakat sokaklarda değil... Paketlenmiş pazara sunulmuş, nakde ve hedefe dönüştürülmüş bir şekilde market raflarında  ve ticaretin hayal gücüne bağlı olarak yeni bir ambalajda yeni bir pakette...

 

                Üzgünüm ki artık kitaplara ulaşabilmek için bile, kapalı otoparklara girip, daha sonra x-ray cihazından geçip, yürüyen merdivenlerde öbek öbek bekleyen insanların arasından sıyrılarak varılabilen bir mücadele vermek gerekiyor. Haklısınız lafı avm'lere getireceğim. Sanırım uzaydan bakıldığında avm'ler karınca yuvaları gibi gözüküyordur...

 

               Geçenlerde yine böyle bir mücadelenin ortasında debelenirken, insan kalabalığının uğultusunun ortasında bir tabela takıldı gözüme, şöyle yazıyordu: "Bırakın çocuğunuz kumun tadını çıkarsın!" Hemen başımı yukarı kaldırdım, belirli belirsiz ve nereden girdiği belli olmayan güneş ışığı, bu cam, çelik ve tonlarca betonun oluşturduğu alışveriş merkezinde bir an durup nefes almamı sağlayan tek şeydi. Kimse anlamıyor çünkü, birşeylerin geri dönülmezcesine mahvolduğunu...

 

                  Yaklaşık 35-40 m2'lik bir alanın etrafını camla çevirmişler, ve içerisine plaj kumu dökerek kumdan bir havuz oluşturmuşlar. Kumdan havuzun içerisinde oyuncak hafriyat kamyonları ve kepçeler, beton mikserleri... Çocuğunuzun elinden tutup geliyorsunuz, katlı otopark, x-ray cihazı, yürüyen merdiven üçlemesini geçtikten sonra, size çölde bir bardak buz gibi soğuk su verildiği havası yaratılan tabelanın önünde durup kuyruğa giriyorsunuz... Çocuğunuzun ayakkabılarını çıkartıp, yarım saatlik ücreti de ödedikten sonra çocuğunuz, avm'nin orta yerinde elinde oyuncak beton mikseri plaj kumunun tadını çıkarıyor... Ebeveynler elinde cep telefonu bu eşsiz anı ölümsüzleştirip, instagram marifetiyle eş zamanlı olarak facebook'a yükleyip, sorumluluklarını (ve belki de sorumsuzluklarını) taçlandırmanın yalancı keyfini yaşıyorlar farkında olmadan...

 

                  Dedim ya sokak bitti.. Dedim ya sokak çocukların değil... Hafriyat kamyonları sokak sokak taşıdı çocukluğumuzu... Beton döktü mikserler çocukluğumuza....

 

                  Şimdi nerede biçimsiz parke taşlarının arasında yaşamaya çalışan bir papatya görsem, kimse basmasın diye bir çivi çakasım geliyor oraya, çivi ayağına batsın ki, kafasını eğip papatyayı görsün... Başka yolu  var mı?...

 

                   Çocukların kumla oynayabilme , doğanın tadını çıkarabilme ihtimali, cüzdanların limitine endekslenmiş, doğa ne kadar tahrip edilirse, yok olan doğanın minyatür hali avm'lerin orta yerinde bi güzel pazarlanıyor anam babam...

 

                          "Yağ satarım/bal satarım,

                           Ustam ölmüş /ben satarım..."

 

                                                                                   Mustafa ÇALIŞKAN

 

 

 
 
Toplam blog
: 5
: 100
Kayıt tarihi
: 13.01.19
 
 

"Güzel bir dünya yaratmak için küçük bir adım.."  Seyahat, edebiyat, fotoğraf, yol bisikleti, yam..