Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Erdoğan Özgenç DOST MECLİSİ

http://blog.milliyet.com.tr/erdoganozgenc

11 Eylül '13

 
Kategori
Spor
 

Al bir kaya nerene dayarsan daya (Olimpiyatlar ve kına...)

AL BİR KAYA…

2020 Olimpiyat Oyunlarının ülkemizde yapılması için büyük bir yarışa girdik.

Aslına bakarsanız bu yarışta olmak bile büyük bir mesele idi, kimseyi küçümsemeyelim. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.

Keşke kazansaydık, kaybettik ama öyle bazılarının dediği gibi üç beş kıçı kırıktan başka hiç kimse sevinmedi…

Daha dün Milli maç mucizeye doğru koşmaya başladı, adam gibi izleyenler sevinmediğimizi fark etmiştir…

***

Olimpiyat ruhu deyince insan kendi kendine düşünüyor; olimpiyatlar nereden doğdu, kim ya da kimler organize etti bu muhteşem oyunları…

İlk çağdaş olimpiyat Yunanistan’da 1896 senesinde yapılmış yani bundan 117 yıl önce…

Kurucusu bir Fransız, Yunanlı zenginlerin desteği ile tamamen amatör bir ruhla hayata geçirilmişti.

124. yılında bir aday olmuştuk ama nasip TOKYO’ ya imiş ne diyeceksiniz…

Bundan önceki Olimpiyatlar İngiltere de Londra’da yapıldı, muhteşem bir organizasyondu. İnanılmaz güzellikle ve görsellikte gösterilerle açılan aynı güzellikle de kapatılan olimpiyatları niye yalan söyleyeyim soluğumu keserek izledim. Sadece ben değil yaklaşık 3,5 milyar insan da izlemiş…

***

Aslında yarışmacılara bakınca insan “bunların neresi amatör” diyesi geliyor. Girin aralarına istediğiniz güçte bir lamba alın arayın “amatör ruhunu” bulamazsınız gibi geliyor bana…

Bir dostumla tartışmıştık bu konuyu bana; “ülkeler olimpiyatlar için yarışacak sporcularını beşikten başlayarak yetiştiriyorlar. Aslı dopinglerle şişirilmiş profesyonel sporcular,” dedi…

Bu laf bana geçmiş yıllarda olimpiyat yıldızı olup profesyonelliğe geçişlerinde büyük acı ve felaket yaşayan sporcuları hatırlattı…

Birçoğu saman alevi gibi parladı ve gitti bir kısmı ise şişirilmiş bedenlerinin ileriki yaşlarda kendilerine vereceği zararı düşünmeden para peşine düştü profesyonel oldu.

Para kazanmadı değil, zaten ellerinden tutan reklam yıldızları gibi parlatanların da amacı bu; Para…

Örnek vermek gerekirse tüm dünyanın tanıdığı bir boksör var Muhammed Ali, hiç düşünmeden örnek gösterilebilir, çünkü hem boks dünyası hem Muhammed Ali öyle çok kazandı ki, kendi bile inanamadı.

Amatörlükten profesyonelliğe para için geçiş, biraz Olimpiyat ruhunun yanlış anlaşıldığı gibi bir his bırakıyor bende…

Ne acıdır ki o muhteşem amatör boksör şu anda; boksörlerde çok görülen peltek konuşma, yüz kaslarının yetersizliği, denge bozukluğu, yürüme güçlüğüyle simgelenen bir sayrılığa tutuldu…

***

Olimpiyat ruhu ve amatör ruhun güzelliği süregeldiği sürece sporun güzelliği ortaya çıkmıyor mu zaten. Ne zaman ruhun dışına çıkılıyor o zaman da yaşanmaması gereken tüm pislikler yaşanıyor rezaletler ortaya çıkıyor hatta birçok amatör sporcu hiç beklenmedik zaman da hayata gözlerini kapatıyor…

Geçen hafta bence Olimpiyat Oyunlarını kazanamayışımız ya da “Kına” meselesi konuşulmamalıydı aslında ülkemizi baştan başa sarsan doping meselesi tartışılmalıydı…

Hiç aklıma gelmeyen ve adı statlara salonlara verilen sporcularımızın adı “dopingle” anılmakta…

Niye tartışmadık, bu çocukları bu hale getiren suçlular kim ya da kimlerdi niye sormadık ki?

Bu amatör şampiyon sporcularımız(?) Kınadan daha mı önemsizdiler ki?

***

Doping meselesine bir göz atarsanız göreceğiniz tek şey nedir biliyor musunuz; o gencecik çocuklar “kobay” olarak kullanıyorlar.

Amatör gençler en güzel zamanlarında açmazlara sürükleniyor, sonra içine düşeceği yaşam çukurunda yaşamını alt üst edecek ne varsa yaşamaya başlıyor…

Sözde 21 yüzyılın Olimpiyat Oyunları çağdaş oyunlar ya da uygar toplumların yarışması olarak sunuluyor ama aslında kocaman bir hastalık…

***

Amatör ruhla girip dünyanın yarsından fazlasının tanıdığı sporcu durumuna düşenlerin düştüğü ilk tuzak ayakkabı forma ya da tişört, mayo firmalarının sundukları bol para hayatı boyunca bir daha göremeyeceği kadar güzel bir hayat ve kadınlar…

Hem ülkemizde hem dünyanın birçok yerinde yaşanan “şike” olaylarına olimpiyatlarda ya da Akdeniz oyunlarında sıkça görülen “dopinglere” bakınca galiba spor, spor olmaktan çıkmaya başladı…

Şimdi kendi kendime düşünüyorum da; bu yazdıklarımı sadece ben mi düşünüyorum ya da armut gibi apaçık orta yerde yaşanan şike ve doping olaylarını ben mi izliyorum, diye…

Hayır, aslında tüm dünya biliyor ama her olimpiyat oyunlarında “insanlar” bu rezaletleri yaşamak için gözünü kırpmadan televizyonlarının karşısına geçiyor kimi zaman uykusuz geceleri yaşıyorlar.

***

İsterseniz Olimpiyat Oyunlarını kaybettik diye “kına yakacaklardı” diyenlere kafa yoracağınıza bir de bu açıdan baksanız nasıl olur. İnanın ben öyle yaptım ve “iyi ki kazanmamışız” dedim.

Yoksa bu pisliklere bu rezaletlere bizde aracı olacaktık…

Sanmayın ki “Müslüman” köyünde havyar satılmaz, sanmayın ki  “Müslüman” ülkede bunlar olmaz…

Erdoğan ÖZGENÇ 

 
Toplam blog
: 846
: 425
Kayıt tarihi
: 26.06.12
 
 

Emekli banka müdürüyüm ama kart vizitimde "insan" yazıyor. Adana'da ikamet ediyorum. Herk..